FUTBOL VE KATILIM

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Başlığa bakarak futbol teknik ve kurallarla ilgili yazacağım anlaşılmasın. Bu görevi, zevki futboldan anlayan köşe yazarı arkadaşlarıma bırakıyorum.

Spor konusunda yazmamı Devlet Bakanı Prof. Dr. Maria Böhmer’in şu sözleri teşvik etti: “Futbol UYUM alanında lokomotif görevi üstleniyor.” Ben buna defalarca hayır diyorum. Mesut Özil’in uyuma ihtiyacı yok. O Almanya’da doğdu, büyüdü. Burada okula gitti. Öğrenimini burada bitirdi. Maria Böhmer ve Türk dernek başkanları, kısacası göçmen politikasında söyleyecek sözü olanlar uyum yerine KATILIM kelimesini kullanmalıdır.
Tüm Türk medya ve basından arzum, elli sene sonra alman politikacılarına bakarak KATILIM kelimesi yerine uyum kelimesini kullanmayınız.
Dünya Kupası maçlarında ilk oyunda Almanya millî takımı çok güzel övgüler aldı, bununla Mesut Özil de. Kaybettikleri ikinci maçtan sonra bile haftanın en iyi oyuncusu seçildi. Torunum Almanya’nın oynadığı maçlarda anneannem de izleyecek, zira Mesut Özil de oynuyor, demişti. Kendisi Mesut Özil’in tişörtünün aynısını yılbaşı ve imzalı fotoğrafını doğum günü hediyesi olarak istemişti. Bu örneği Türk çocuklarının kendilerine örnek alacağı, bizden biri diyecekleri kişilere ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermek için yazıyorum.
 Mesut ÖzilSevgili Mesut Özil, arzum bu satırların sana ulaşmasıdır. Maçlarını bir anne gibi izledim, sen ve arkadaşların yaralanmasın diye dua ettim. Ama bir öğretmen olarak hiç bir yere gitmemeni, Almanya’da kalıp çocuklarımıza, torunlarımıza ve öğrencilerimize örnek olmaya devam etmeni diliyorum.
Bu arzum Serdar Taşçı ve diğer alman takımlarında oynayan futbolcular için de geçerlidir. Yıllarca çocuklarımız hor görülen, küçümsenen, bir çekmeceye itilerek muamele gören bir topluma ait olmanın psikolojik baskısında ezildiler. Ama artık ikinci nesil ezilmiyor, mücadele ediyor, başaramazsa terk ediyor.
Fatih Akın ile oyunculara yalnız Türklerin alması gereken rolleri verilmesinin dışına çıkılır gibi oldu. Sanata değil kimliğe bakılıyor diyerek, çoğunluğu Türkiye televizyonlarında dizilerde oynuyor. Almanya kendi yetiştirdiği elemanlarını kaybediyor.Geçenlerde bir öğrencim ikinci devlet sınavı sonucunda müzik öğretmeni olduğu halde, tam beş sene mücadele ettiğini söyledi. Ancak yaz tatilinden sonra tahsil yaptığı branşında ders verebilecek. Acil olarak birinci sınıflarda Türk kökenli öğretmenlere gerek var. Tüm eyaletlerde yapılan hatayı, çok az sayıda öğretmen olan çocuklarımıza yüklüyorlar.
Zira zamanında göçmen kökenli öğretmenler işe alınsaydı, şimdi açık kalmayacaktı.
Bahsettiğim öğrencim; ben tahsilimi burada bitirdim, önce ilkokul, sonra müzik öğretmeniyim. Üçüncü olarak Türkçe bilmem ilâve olarak kaliteme dahildir, diyor. Yalnız ve ancak Türk kimliğine indirgenmek istemiyor.
Konum futbol, fakat Türk veli derneklerinin hemen bir anket yapması için bu konuyu yaz tatilinden önce yazıyorum. Öğretmenler sendikası (GEW) ile birlikte bir araştırma yapılması gerekiyor. Yani göçmen kökenli öğretmenler tahsil yaptıkları branşlarda ders yapabiliyorlar mı, seçme hakkına sahip olabiliyorlar mı? Yoksa onlar daha ilk tanışmada belli Türk çekmecesine mi sokuluyorlar? Futbol bir oyun, ekonomisi ne kadar büyürse büyüsün, sonucu sahada yirmi iki oyuncu ve bir top belirliyor. Milyarlarca seyirciyi televizyonlara kilitliyor. Halkları, ülkeleri birbirine yaklaştırıyor. İnsanlara aynı duygu, heyecan hissettiriyor. Kim bilir kaç kadın ve çocuk futbol maçları süresince şiddetten korunuyor. Halk şölenleri gibi kutlanıyor.
Spor vücut sağlığına getirdiği pozitif etkisinden daha fazla, öfke ve kızgınlıkları dışa vurarak bir boşalım sağlıyor. Bu nedenle ruh sağlığına olan etkisini küçümsememeliyiz. Bilhassa Almancası yeterli olmayan öğrencilerimin futbolda başarılarını görürdüm. Sınıfımda yalnız ikinci sınıfa kadar spor dersi yapmaya, ama üçüncü sınıfta mutlaka branşı spor olan bir öğretmen arkadaşıma spor dersini vermek için çok çabalardım. Okulum okullar arası futbol maçlarında hep kazanırdı.
Her konu gibi spor eğitim ve öğrenimi çok erken başlamalıdır.
Türkiyemspor’un krizi yalnız içinde olanları değil beni de çok üzdü. Bilhassa yorumlarda ispat edilmeyen suçlamalar tartışma ve kavga kültürünü yeniden gündeme getirdi. Çirkinleşmeden, iftira atmadan, kişisel değil de, nesnel tartışmayı öğrenmek zorundayız. Önce yetişkinler ki çocuklara örnek olalım.
Türkiyemspor krizinde fotoğraflarda öfkeli yüzlere bakınca, şimdiye kadar sözü geçenlerin, yönetimde görev alanların geri çekilip dinlenmesi, huzur bulduktan sonra ilerde tekrar duruma bakılması önerilebilir. Dernekler üstü bir komisyon dernek içi uyuşmazlıklarda aracılığı üstlenebilir. Lütfen çocuklarımızın gelişimine zarar vermeyiniz. “Büyükler tepişir, küçükler ezilir.”
Sevgili okurlarım, sizler bu satırları okurken Türkiyemspor’un sorununu çözmüş olmasını candan diliyorum. “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.”
Müzik ile ilgili olan çocuklarda, bilhassa enstrüman çalan öğrencilerde beynin her iki tarafının iyi çalıştığı tespit edilmiştir. Bu çocuklar matematik dersinde çok başarılı oluyorlar. Henüz araştırıyorum, futbolda da böyle olabilir. Mesut Özil: “Top bana gelirken, ne yapacağımı takım arkadaşlarım bilir”, diyor. Beyin fonksiyonu kısa süreli düşünmeye, çabuk karar vermeye yön veriyor.
Türkiye’de alman takımının futbolu tek tip bulunur. Karakteristik özellikleri iki sözcükle anlatılır. Orman gibi birbirlerine ses uyumu olarak yakındırlar. Ordu gibi düzenli disiplinli ve uyumlu. Ordu uygun adım yürüyen bir orman gibidir.
Aslında Türkler fazla düzenden hoşlanmaz. Spor yazarı Metin Tükenmez Beşiktaş’ta direktörlük yapan İngiliz Goron Milne Türkiye’nin karakteristik özelliğini sormuş. Yanıtı kısa, net ve çok ilginç: “Trafikte nasılsanız, futbolda da öylesiniz.”
Almanya millî takımı, Sırbistan’a karşı kaybedince İngiltere’de alkışlanırken, Türkiye’de sporseverler çok üzülmüşler. Bizden birileri var duygusu Almanya ile Türkiye’yi aynı sevinci paylaşmakta birbirlerine çok yaklaştırmış olabilir.
Her şeyden önce sevgili okurlarıma eğlenceli, dostlarla birlikte izleyeceğiniz ilginç maçlar diliyorum.
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.