”FRİEDRİCH’IN YENİ OYUNU” SAHNEDE

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Dünya silah ticaretinde ABD, Rusya’dan sonra üçüncü sırayı alan Almanya’ sahte kriz bahaneleri ile yoksulları, çalışanları, işsizleri baskı altına alıyor. Tüm hak gasplarına karşı gelişen mücadeleyi zayıflatıp yok etmek için göçmenler üzerinden İslam fobisi kartı yeniden masaya sürüldü. Yerli-Yabancı ayrımına, ırkçı yasalara, yakıp, öldürüp ülkeden atılma kampanyalarına bir halka daha ekleniyor. ”Güvenlik Partnerliği İnisiyatifi” (Initiative Sicherheit Partnerschaft) ,(Präventionsgipfel” , ”Kayıp”. Oyunun bir parçası asıl bizi yaralayan kendilerini „Müslümanların”, ”Sivil Toplum Örgütlerinin” temsilcileri ilan eden tabela simsarları.

11 Eylül saldırısından bu yana hükümetler ihtiyaç duyduklarında İslam fobisini gündemlerine taşıyarak hedef şaşırtıp nefesleniyorlar. Göreve gelen pek çok hükümet ve bakanlar gibi bu günün içişleri bakanı Hansa-Peter Friedrich’ de, göreve geldiği günden beri Müslüman inancından gelen göçmenlere karşı yaptırımları ile savaş açtı. Müslüman ülkelerinden gelen göçmen gençlerin yarısının şiddete yatkın olduğunu, hem de bilimsel bir raporun kendisini yalanlamışa rağmen çarpıtarak, kamuoyunu etkiliyor. İçişleri Bakanlığı’nın ‘güvenlik sırdaşları ile hazırlamış olduğu ”Kayıp” afişiyle Müslüman kökenli gençleri potansiyel terörist olarak ilan edilerek, halktan, şüphelendikleri göçmenleri güvenlik birimlerine ihbar etmeleri isteniyor. Ön yargılar ile şüphelenilen Müslüman gençler polisçe sorgulanacak. Peki, bu gençlerin psikolojisi ne olacak?
Irkçı saldırılara tezgâh mı hazırlanıyor?
Alman ırkçıları: Yabancılar bu evde oturması ben oturacaktım. Yabancılar bu işte çalışmasa ben çalışacaktım. Yabancılar bu iş yerini açmamış olsa ben açacaktım. İşlerini, aşlarını ellerinden göçmenlerin aldığı hissi ile yabancı düşmanlığı geliştiriliyor.
Hansa-Peter Friedrich, joker hakkını kullandı. İşsiz ve yoksul olmalarının suçunu göçmenlere yükleyen ırkçılar öfkesini göçmenlerden alsın, bu baskı ve şiddete dayanamayan göçmenler ülkelerine dönsün istiyor.
Oysa Almanya’da işsizliğin sebebi göçmenler değil. Daha fazla kazanma uğruna yoksul ülkelere giderek karın tokluğuna işçi çalıştıran şirketler. Parasını ülkesine taşıyıp atıkları ile çevre kirliliği yaratan asil evlatları. Bu şirketlerin hükümetleri ülkeden giderim tehdidi ile dize getirerek vergi indirimi alması, çalışanların sosyal siyasal haklarının gasp etmesi.
Bakanlığın Müslüman inancından gelen göçmenleri, özellikle gençleri, potansiyel tehlike olarak gösterip afişe etmesi, göçmen gençler arasında bu ülkeye ait olma duygusunu ve bilincini ortadan kaldıracak. Alman toplumundan uzaklaştıracak. Yerli-Yabancı gençleri çatışmaya sürükleyecek. Bu plan uygulamaya konulmadan derhal geri çekilmeli.
Ya ”bizim” yerli mali şakşakçılarımız.
İçişleri Bakanlığı ile birlikte ”Güvenlik Partnerliği İnisiyatifi” (Initiative Sicherheitpartnerschaft) kuran, terörle mücadele adı altında ”Önleyici Zirve” (Präventionsgipfel”de buluşan ve ”Kayıp” kampanyasından daha başından sözde İslami örgütler ve sözde Sivil Toplum Örgütleri bu linç kampanyasına bir avuç tuzla koştular. ‘Alman Devleti seni değil beni tanıdı’ diyerek diğer örgütlere de nispet yapmaktan geri durmuyorlar. Göçmen gençlerin afişe edilmesini ayakta alkışlayan bu biçarelerden bizlerin temsilcileri değil olsa olsa Friedrich ‘e dalkavuk olur. Bu plana karşı gelişen tepkilerden tilki kurnazlığı ile kurtulmaya çalışmaların kuyrukları İçişleri Bakanlığı’nın kapısına sıkışınca yakayı ele verdiler.
Friedrich; ”Kayıp” kampanyasına devam etmekte kararlı.
Irkçı yabancılar yasalarına, Çocuk vizelerine, Uyum yasalarına, vatandaşlık testine, aile birleşimlerine, ayrımcı politikalara, Sünnet, kulak deldirme vb. uygulamalara karşı dün ne yapmışsak bugün daha kararlı mücadeleyi ‘yerli-yabancı ’emekçiler alanlarda verecek. Asıl soru: „Türk İslam Teşkilatları” ve ”Türk Sivil Toplum Kuruluşları” adına tabelalarından başka bir varlığı olmayanların bu tezgâhta Alman çözgüsüne atkısı olmak için can atanlardan nasıl bir bezin dokunacağı.
Bugün Almanya’da doğmuş 4. Kuşak gençleri İslam fobisine sarılarak suç unsuru gösterenlere sormak gerek. Anadolu’nun 18, 19 yaşında gençlerini muayene ederek getirdiğiniz Almanya’da en kötü koşullarda en ucuz işlerde çalıştırdınız. Onların bu topraklara döktüğü; alın teri, saç teli, gözyaşı, tek tek çekilen dişleri, hasretlik, adanan koca ömürler ne olacak? Yakılmış, yıkılmış Almanya’ yı bizlerin 1. kuşak ataları, „yerli- yabancı” emekçiler ile omuz omuza çalışarak tekrar inşa etti. Biz burada bedel ödedik. Ne size sığıntı, ne saye kambur ne de Almanya ”da göçmeniz. Bu ülkenin bir parçasıyız.
Kuşkusuz, bu ülkede yaşayan, İslam kuruluşları, STK, Almanlar ve diğer uluslardan emekçiler ayrımcılığa karşı birlikte mücadele içinde olacak.
Sözde, Müslümanlar ve Sivil Toplum Kuruluşları adına bu tezgâhta çözgüye atkı olanlar bizden değil. Aynı bezin ipleri olduğunuzdan ırkçı, ayrımcı mayanız tutar, kime benzersiniz onu ben bilemem.
Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.