FAŞİZAN BASKI-TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

FAŞİZAN BASKI-TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı,  Almanya’da bir anma toplantısı  için bir salon ayırtılıyor.
Yurt dışında siyaset yapma  yasalara aykırı olduğu için Özay Gönlüm’ü anma toplantısı yapılacağı duyurusu yapılıyor.
Aslında Çavuşoğlu Almanya’ya   Türkiye Cumhuriyeti Devleti  için değil, AKP adına propaganda yapmak için gelecekti. 
Durumun farkına varan yerel yönetim bu toplantının kira sözleşmesini iptal ederek  toplantının yapılmasını engellediler. 
Bu engellemelere Erdoğan çok sinirleniyor ve Almanya’yı 
”Faşizan baskı uygulamakla suçluyor.”
Dışişleri Bakanı da liderinin izinde Faşist Almanya suçlamasını yapıyor.

Devlet adamlığı, diplomasi bir tarafa atılıp sokak kabadayılığı öne çıkıyor.
Almanya, cumhurbaşkanı ve Erdoğan ve dışişleri bakanı Çavuşoğlu’nun Nazi suçlamalarını sadece ”saçma” diyerek yanıtladılar. 
Hatta bir Alman yetkili: ”Almanya’nın bu yaptırımlarına Nazi uygulaması demek, Hitler Faşizmini küçümsemek demektir.” Diyerek  daha diplomatik bir dil kullanıyordu.
Bu toplantı iptalleri bir şehirle kalmadı.
Ardı ardına Türkiye Cumhuriyeti bakanlarına yasaklar konurken, Hollanda Başbakanı;
”Çavuşoğlu, Hollanda’ya ancak laleleri görmeye ya da müze gezmeye gelebilir!” Deyince Hollanda da Nazi listesine alınıyor.

Avrupa ülkelerince ülkelere sokulmaz duruma düşmesi  aslında ülkemiz adına yüz kızartıcı bir durumdur. 
Bakanların yurtdışında siyasi propaganda yapmaları yasak.
Bu yasak yasasını çıkaran da AKP İktidarı.
Hatta bu konuda Yüksek Seçim Kurulunun bir kararı da var.
Ama bu gerçeklere rağmen Cumhurbaşkanı ve Bakanlar gerginliği özellikle tırmandırarak iç politikaya malzeme yapmaktadırlar.
Bir Alman politikacı; ”biz Türkiye’de olanları endişeyle izliyoruz.” 
”Türkiye’de bağımsız olacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş bir cumhurbaşkanı, bu anayasayı tanımıyorum.”  Diyebiliyor. 
”Burada bu ihlali hiçbir politikacı aklından bile geçiremez”
”İncirlik Üssündeki Alman askerlerini ziyaret etmek isteyen Alman Milletvekillerine de izin verilmemişti. Biz asla böyle hakaret diliyle konuşmadık.”  Diyordu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi gerekli görmeleri durumunda diğer ülkeler kaynaklı politik kampanyaları yasaklama hakkını da vermektedir.

Aslında AKP, bu durumu isteyerek ve bilerek yaratmaktadır.
Bakanlarda Avrupa’da provokatör tavırlarıyla buradaki yurttaşlarımızı kışkırtmalarının asıl amacı halkoylamasında ”evet” çıkarmaktır. 
Türkiye’de Anayasa değiştirmeden tek karar verici  yetki kullanan cumhurbaşkanının fiili durum yaratması anayasa ihlalidir.
Bu anayasa ihlaline genel başkanlığı elinden gideceği ve açığa çıkmamış bir nedenden dolayı, ”fiili durumu yasal duruma getirilmesini Bahçeli, devletin bekası (devlet derken kendisi) için destekledi.
Barzani gelip ilk kez Türkiye’de hava alanına Kürdistan bayrağı çekmesine celallenip:
”Tercihinizi yapın, ya ben ya Barzani” Dedi. Barzani tercih edildi.
Bahçeli ne yapsın Devletin (!) bekası için suspus.
Devletin geldiği duruma hem üzülüyor, hem utanıyoruz.
Tüm komşularla ilişkilerimiz düşmanlık derecesinde.
Rus uçağı düşürüldüğünde Cumhurbaşkanı TV Kanallarına çıkıp:
”Uçağın düşürülmesi emrini ben verdim. Bugün olsa yine aynı emri yine veririm. Dedi.
İki gün sonra strateji derinliği olan Başbakan çıktı;
”O emri aslında  ben verdim. Dedi.
15 Temmuzdan sonra hükümet açıklaması:
Rus uçağını Fetöcü pilotlar düşürdü.”
İşte Türkiye’de AKP’nin  Devlet yönetme seviyesi.

Sen Türkiye’deki rejimi belirleyecek Halk Oylamasında muhalefetin toplantılarını yasaklayacaksın
Yapılan toplantıların mikrofonlarını kapatıp, ışıklarını söndüreceksin
Hayır diyenleri polis baskısıyla, dayağıyla yıldırmaya çalışacaksın.
Saldırganları ”yaptığın saldırıyı yarım bırakma” diye daha fazla şiddete yönelteceksin
FETÖ’ YE istediğini vereceksin, birlikte orduyu, yargıyı, yasamayı yok edeceksin
İŞİD’ li militanları Türkiye’de kamplarda savaşa hazırlayacaksın, hastanelerde  tedavi edeceksin
PKK ile Kandil’de, Oslo’da pazarlıklar yapıp, ülkenin bir bölümünü terör örgütlerine teslim edeceksin
Türkiye’nin 18 adasını işgal etmesine, üstelik Yunan Bakanın efelenmenizle dalga geçerken susacaksın
Kurtuluş savaşında;”Keşke Yunanlılar kazansaydı.” Diyen meczubu baş danışman atayacaksın
Camileri parti binası, imamları AKP propagandacısı yapacaksın
Dünya Emekçi Kadınlar gününde kadınları yürüyüş yaptıkları için coplayacaksın
Halk oylamasında HAYIR oyu verecekleri uzaktan-yakından hiç ilişkileri olmadığı bilinmesine rağmen PKK, IŞİD, FETÖ yandaşı suçlamasında bulunacaksın.

Yaptığın yasaya bile aykırı, siyasi parti reklamına karşı çıkan Avrupa’ya  demokrasi dersi vereceksin
Sonra çıkıp bu yanlış ve tehlikeli kararlarını eleştirenleri  terör örgütleriyle bir tutmaya kalkışacaksın.
Aklın zerresi olan insanlar bu mesnetsiz suçlamalara asla inanmıyor.

AB’nin, ABD’nin yanlışlarını defalarca eleştirdik.
Hangi yanlışı yaptılarsa onları hakaret etmeden düşünce özgürlüğü çerçevesinde eleştirdik.
Ama şimdi Faşizm’den en çok zararı görmüş ülkeleri faşistlikle suçlamana da karşı çıkıyoruz ve çokta tehlikeli buluyoruz.
Hele yurtdışındaki Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını yaşadığı ülkelerde karışıklık yaratmaya çağırıyı da çok tehlikeli buluyoruz.
Mavi Marmara yanlışlığının Avrupa’da uygulamaya konma çalışması başlatılıyor
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın bu oyuna gelmemesi gerekir.
Yasal çerçevede eleştirilerimize evet ama şiddete hayır diyoruz.
Mavi Marmara kışkırtmasında verdiğimiz canların bedelini para karşılığı satıldığını mağdur yakınları bile açıklamasına rağmen provokasyon hazırlığı yapıldığı belirtiliyor,
Hatta cumhurbaşkanı Avrupa’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Avrupa’yı karıştırma çağrısı yaptı.
Bu çok tehlikeli bir çağrıdır.
Buradaki yurttaşlarımız yurtdışındaki ırkçılara hedef gösterme anlamındadır.
Mavi Marmara örneği yaşatılacak bir seçim kazanma tuzağına düşmemeliyiz.
Ben yaşadığım Almanya’da Faşist bir uygulama görürsem burada bir gün dahi kalmam.
Bu benim ahlak anlayışımdır.
Ama içi boş şovenizm aracı olmaya heveslenenler de yaşamını sürdürdükleri ülkelerin buna seyirci kalmalarını bekleyemezler.
Yasal eleştiriye, etkinliğe evet
Ama Vandalizm’e hayır…

Yıldız AKALIN 

Not; Rusya’da; Türkiye-Rusya-İsrail zirvesinde, Türkiye’ye yeni bir elbise giydirme planı mı yapıldı?

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.