FAKİRLEŞEN İNSAN ÜLKESİNİ SATAR!

ABONE OL
11:32 - 23/10/2020 11:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İstemeden, umursamadan satar. “Bana ne” diyerek satar. Açlıktan satar, yoksulluktan satar. Mecburiyetten satar.

Para için satanlar ise siyasetçilerdir. Onlarınki fakirlikten değil, yaratılıştandır. Doğuştan bozuktur karakterleri.

“Çanakkale de satmadı bizim fakirimiz” diyebilirsiniz.

Bizimkisi başkaydı, Mustafa kemal Atatürk umut olmuştu insanlara. Kendisi ölse bile çocukları, anası bacısı namusu ile yaşayacaktı. Aynı savaş Suriye de ya da başka bir Arap ülkesinde olunca halk ilk fırsatta topraklarını bırakıp kaçıyor. İşte fark buradan anlaşılır kolaylıkla.

Kısacası umut öldüğü zaman, insan vatanını satar. Demek ki vatanı satması için önce insanların umutlarını öldürmek gerekiyor. “Umut Fakiri “yapacaksın ki, çabuk satsın ülkesini. Sonra “Adalet Fakiri “ve peşinden de “Açlık Fakiri “yaptın mı mesele biter.

Okumuş genç nesli senelerce işsiz bırakacaksın, okumamış aç kesimde evdeki emekli olmuşların maaşı bitinceye kadar dayanacak. Baktın iyi kötü iş buluyorlar, gündemi karıştıracaksın ekonomi bozulsun diye. Daha da ölmez direnirler ise, yurt dışından ucuz iş gücü getireceksin bir yolunu bulup. Bütçe düzelmesin diye olmadık yerlerde olmadık ihaleler açıp borca sokacaksın gırtlağa kadar. Faiz yavaş yavaş alır canını ülkelerin. İşte bu dediklerimi tamamladın mı kurtuluş kalmaz fakirlikten.

Fakirlik derken, paradan bahsetmiyorum. Torpille işe alımlar yaparsın, haksızlık kaynar her taraf. Hak arayamaz hiç kimse.

Ve işte beklenen son;

Fakir derken eskinin ekmek fakiri değil!

Telefonu olan “Kontur fakiri”, “elektrik fakiri” “Doğalgaz Fakiri”, “Ev kirası fakiri “internet abonesi fakiri “…

Her çıkan yeni teknoloji kendi fakirliğini de getirir Memlekete.

Çocuklarının yüzüne bakamaz, insanca yaşayamaz ve üç kuruş yardım gelir mi diye yönetimin yalakası olur çok geçmeden.

İşte bu “mecburiyetten yalaka”, vatanını satar ilk fırsatta.

Fakir gururlu ve namuslu olur eğer gündelik çalıştığı bir işte alın teri ve emeğinin karşılığı ile geçinebiliyor ise.

Yoksa, kaderci olur. İçine kapanır. Para lazım olan her işe günah gözü ile bakar. Televizyon dersin günahtır, cep telefonu şeytan işi. Boğazda bir balık yese israf! Eşi zaten evden çıkmamalı, çocuğu sinemaya gitmemeli. Kendince masraf çıkartmayan bir din profili çizmeye başlar.

Hiç aklına getirmez, masraf çıkartacak hayalleri.

Oysa ekonomi iyi olsa, emeğine ödenen ücret hem ailesine yetse hem de çevreye yardım etse. Bir tatile götürse ailesini, haftada bir et bir tavuk birde balık pişse makarnanın ve pilavın arasına. Peynir alırken en ucuzuna kaymasa gözü, sıvı yağın bile en adisini kullanmasa tencerede. Hangi din, kendi taraftarlarının insan gibi yaşamasına karşı çıkar ki?

İşte siyasetçilere benden bir kolaylık. Bir ülkeyi soyup, insanların buna ses çıkartmamasını istiyorsanız fakirleştirin. Vatanını satmalarını istiyorsanız fakirleştirin.

Hak ettikleri ücretleri düşük tutun, fakat üstüne yardım parası verin ki dik duramasınlar karşınızda. Helal yoldan alın teri ile geçinmelerini önleyip, yardıma alıştırırsanız mesele kalmaz Memlekette.

Bence bir deneyin herhangi bir ülkede, sonuç alamazsanız gelin başka bir köşe yazarım sizin için. Yok biz ülkeyi kurtaracağız, her kes insan gibi yaşayacak şartlara kavuşacak, adalet hak hukuk işleyecek diyorsanız, orasına ben karışmam. Bak karnı doyarsa vatandaşın, şükretmez sonra!

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.