0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İletişim, düzenleme, tasarım üç aşamadır. Birçoğumuz bunu düşünür ve uygularız. Bazılarımız ise düşünür ama uygulayamaz. Bazıları ise ne düşünür ne de uygular. Ama şikayet eder. Neden iletişim kuramıyorum ya da kurmuyorlar sitemi yapılır..

Türkiye’de ki tartışanlara baktığımızda bunları rahatlıkla gözlemleyebiliriz.

Peki ama sağlıklı iletişim için ne gerekli?
Görsel düşündüğümüzde görülüyor ki çoğalma var… Ezberleri kırma var. Teklikten çıkmak var. Çoğul olmak var, çok sesli olmak var. Bireysel farklılıklara dayanan zenginlikler var.

İletişim çoğalmadır. Ve iletişimin bin bir çeşidi vardır. Dersimizin iletişimi sözün yanında renkle, biçimle, tasarımla, yaratıcılıkla gerçekleştirilir…

İletişimde, yaratmada, tasarımların beyinden güne çıkmasında genellemelerin içinde kendi kendimizi yok etmek bulunmaz. İlk sorun budur. Başkaları değil, kendimize biz yapıyoruz.

Bir günlük süreyi 3 dakikada halletmek, 1 aylık bir araştırma süresine 3 dakika ayırarak baştan sağmalık çalışmalar yapmak bizi ilerletmez. Bir konuda 4 araştırma yapmakla 20 tane araştırma yapmak, eskiz çizmek beyni, beynin kullanırlılığını ilerletme, yaratıcılığı geliştirme açısından farklı boyut taşır. Ne kadar çok araştırırsak, çok yönlü bir duruşla bunu yaparsak daha çok ilerleriz. Yaratıcılık bir süreçtir. Başlayıp hemen biten bir olay, olgu, yapı değildir.

Konu, önümüze konulanı, gösterileni iyi, kötü, beğendim, beğenmedim demekten öteye taşımaktır. Eleştirel bakışınız bu kadarla bitmemeli. Bizi yaratmaya götürmeli, aktifleştirmeli. Böyle düşünmezsek, yaratıcı fikir üretemeyiz, kısacası yaratamayız, başkalarının beğenilerine, fikirlerine, gelişmelerine neden olamayız. Patent sahibi hiç olamayız. Patent konusunda bir dünyaya bir de ülkemize bakalım! Nedeni eğitimden geçer.

Başkaları gelişmemize neden olurken bizde başkalarının değişimine katkı vermemiz gerekir. Ancak bunu yapmak için önce biz değişmeli, gelişmeliyiz. Bu da başkalarının kakmaları, itmeleri, iltifat etmeleriyle olmaz öncelikle içten gelmesi gerekir. Doğru olanı budur. İçimizde bulunanları dışarıya çıkartmak için ortamlar hazırlamak gerekir. Bunun için kendimizle yüzleşmemiz gerekir. Yaratıcı düşünme, yaratıcı fikirler yaşama nasıl baktığımız, seçimlerimizi yaratıcı bağlamda yapıp yapmadığımız, tasarlayarak yaşayıp yaşamadığımız bağlamında yüzleşmedir. Yoksa bir anı anlatma, bir genelleme içinde kaybolarak kendimize yer vermemek değildir. Beynimiz yaratıcılığa, yaratıcı tasarımlara, yaratıcı fikir üretmeye yöneltilmiştir. Açılım için ortamlar değerlendirilmelidir.

Eğlenerek öğrenme, öğrenirken eğlenme bir ciddiyetsizlik değildir. Gevşeklik değildir. Zamanı har vurup harman savurma değildir. Araştırma yapmadan içi boş eğlenme, içi boş gülme, içi boş mizah değildir. Eğlenmek; benimsemeler yapmak, eğlenerek yaratmak, eğlenceli çalışmak, eğlenerek rahatlayarak yaratıcı fikirler üretmek, eğlenerek moral toplayıp eleştirel bakmaktır.

Eleştirel bakmak yaratmanın ilk basamaklarındandır.
Eleştirel bakmak fikir üretmenin bir yoludur, bir varyasyonudur
Eleştirel bakmak kendin olmaktır. Kişilikli olmaktır. Sağlıklı düşünmek ve yaratmaktır.
Hayatımızda kitap yoksa ilerlememizin bir yanı hep eksik kalacaktır.

Zamanı planlamayan ilerleyemez.
Her ulustan her dinden, her mezhepten iyi insanlar da vardır, kötülerde. Bizleri ilgilendiren yaratıcılığınızı ortaya çıkartmak, kendinizi en iyi, mutlu, bir şekilde ifade etmenize olanak sağlamak, araştırmalarınıza bakmak ve birlikte değerlendirme yapmaktır. Bunları öğreten ve öğrenen iki karşıt grupta değil birlikte gerçekleşme sağlamaktır.

Irk, din, inanç, mezhep, kentiniz, ülkeniz vb sizi ilgilendirir. Asıl ilgilendiren eşitlik çerçevesinde kendinize ait olan yaratıcılığınızdır. Daha iyi bilgisine sahip olduğunuz, size ait olanlar söz konusu yapıldığında daha başarılı, daha yaratıcı olacaksınız demektir. Bir şirketin sahibisiniz, bir okulunuz var, piyasaya yeni bir şey sundunuz, bilgisayar yazılımı gibi onu tanıtınız. Çünkü kendinize ait olanlara daha çok sahiplenir ve onun başarılı olmasını ister, başkasına değil kendinize öncelikle kafa yorarsınız.

Her gösterilen saydamlar, konuya, yapıya, içeriğe katkıdır ve bir o kadar da görsel algınızı geliştirmek içindir. Çünkü yaratıcılıkta görsel algı çok önemlidir. Ve farklı bakmak, farklı düşünmek, farklı ilişkilendirmeler yapmak gerekir….

GüNüN SöZü: Kendini gerçekçi tanıyabilen insan başkalarını da tanıyabilir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.