EŞİT HAKLAR

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Yıllarca dil öğrettiğim için kelimelerle oynarken yanıltıcı kavramları tespit ediyorum. Kelimenin gücünü hiç akıldan çıkarmamak gerekir, diye tekrarlıyorum. Kadın ile erkek eşitliği olamaz, zira matematiksel de mümkün değildir. Eşit kelimesi aynı anlamına gelir. İki artı iki eşittir dört gibi.

Demek istenen kadın ve erkeğe eşit hak, şans, iş vermektir. Kadın erkek hem fiziki, hem ruhen başka, yapısı değişiktir. Birbirini tamamlayan iki ayrı cinsiyettir. Öyle olduğu için iş bölümü ahenkli ve verimli olur.
Berlin Türk-Alman Kadınlar Derneği BETAK, Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yaptığı etkinlikte katılımcılar, tek dernek başkanı kadın olan bu derneğin başkanı Sema Özcan-Sarıgül, yönetim kurulundaki arkadaşları ve yıllarca emek veren hanımlarla gurur duydu, hocam yazarsan hepimiz adına teşekkür edin, dediler.
Başkonsolosun eşi Birgit Şen’in bu derneği himayesine alması derneğe daha pozitif bir anlam vermiştir. Sema Hanım konuşmasında dernek çalışmalarının yılda 3000 saat sürdüğünü söyledi. Bu rakam dernekte gönüllü çalışmaların ne kadar özveri işi olduğunu gösteriyor. Daha iyi daha güzele ulaşmak, diğer derneklere örnek olması bakımından olumlu bulduğum noktalara değineceğim.
Görevliler, konuşmacılar ve katılımcılar vaktinde geldi, toplantı zamanında başladı, kimse kimseyi beklemedi. Çoğu etkinliklerde teknik sorunu olan mikrofon iyi ayarlanmıştı.
Konuşmacı olarak Berlin Eyaleti Kadın, Uyum ve Çalışma Bakanı Dilek Kolat (SPD), davet edilerek burada yaşadığımızı kanıtlıyordu. Öğretim metotlarında yakından uzağa, bilinenden bilinmeye yöntemlerini hatırlayalım.
Bakan, Almanya’da kadınlara verilen hakların birçok ülkeden daha iyi olmasına rağmen yapılacak iş, alınacak önemleri sıraladı. Geldiği partinin adına yakışır şekilde, sosyal dayanışma esas alarak, hükümet olarak hayli yol aldılar. Ama işsiz kalan, sosyal yardım gören annelerin çoğu göçmen kökenli. Bu aileler, bilhassa çocuklar yoksulluk içinde hem de varlıklı bir ülkede yaşıyor. Erkeklerle aynı işi yaptıkları halde aynı maaşı almayan kadınlar hâlâ var.
Kamuda, politikada yönetici rolünde kadınların sayısı az, hele göçmenlerde parmakla gösterilecek kadar kısıtlı.
Türk kökenli bir bakanın davet edilmesinin ne kadar isabetli olduğunu eve giderken trende bir annenin şu sözünden daha iyi anlaşılıyor. Kızıma çalış, iyi öğrenci ol, bak ilerde bakan bile olabilirsin diyorum, dedi.
Türkiye’den davet edilen konuşmacı, Prof. Dr. Yıldız Ecevit
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı. Unvanı açıklaması bile bize etraflı, bilimsel bir konferans verdiğini anlatmaya yeter.
Bu yazıyı hazırlarken Yıldız Hanım’ın internete koyduğu raporlardan, kadınların yaşadıkları sorunları çözümü için diğer avukat hanım arkadaşlarıyla birlikte verdikleri hak ve özgürlük mücadelesinde uzun yıllar gönüllü görev aldığını okudum. Bazı yazılarımda Didim’deki deneyimlerime bakarak gönüllü çalışmaya Türkiye’de pek ilgi gösterilmediğine işaret ediyordum, yanılmışım.
Birkaç gün önce bir edebiyat toplantısında konuşmacı olarak Yıldız Hanım’ın geleceğini söyleyince, Erasmus projesi ile Berlin’e üniversiteye gelen öğrencileri toplantıya mutlaka katılacaklarını söylediler. Sosyolojik analiz çerçevesinde Türkiye’de kadına karşı yapılan haksızlıklara verilen mücadeleyi sayı, grafikle bilimsel olarak gösterdi, anlattı. Konferansının sonunda hanımlar istatistiklere bakarak kadının konumu, dünyada geldiği yeri çıkarabilirdi. Sunuyu kadına yapılan şiddetin boyutları, aile içinde cinayetlerle noktalamıştı.
 
betak-kad-gun-a.jpg
 
Tam bu noktada Sema Hanım’ın kapanış konuşmasında “Türkiye’de kadınların durumunun hiç de kötü olmadığını” iddia etmesini salonda bulunan kadınlar protesto ettiler. www.ha-ber.com okurlarından sevgili Işıl Özcan’ın habere yazdığı yorumda görüldüğü gibi, haklı olarak. Öldürülen kadınların çoğu devlet tarafından korunamadığı gibi, boşanmak isteyen kadınlar olması acilen tedbir alınması zorunluğunu getiriyor. Örneğin ilk adımda ayrılık ve kavga kültürü ailede, yuvada erken başlayarak işlenmeli, ders kitaplarına alınmalıdır. Erkek çocukları önce anneden ayrılmayı öğrenmelidir.
Almanya’da çocuk yuvaları bile yatılı sınıf gezileri düzenliyor. Salondaki protest Yıldız Hanım için tanıma deneyimi oldu. Burada her şeye evet diyecek kadın topluluğu yok artık. Birçok etkinliklerde Türkiye’den gelen konuk bilgili, katılımcılar yanız soru sorabilir. Onlar da bildikleri bir konuda kısa olması şartı ile konuyu tamamlayabilir, açıklayabilir diye düşünülmez, Almanların yaptığı etkinliklerde kısacık tamamlama, uyarma, hatırlatma yapanlar hep övgü alır. Salonu karanlık yapan organize sorumlularını hep eleştiriyorum. Konuşmacılar kadar katılımcıları da görmek ister, merak ederim.
Kısacası Almanya’da panel, konferans gibi etkinliklere katılanlar artık ikinci nesil, yani en az tahsili 10’uncu sınıf, artı meslek stajı yapanlar oluşturuyor. Türkiye’den Almanya’ya gelen konuşmacılar kanaatlerini, birinci nesle karşı önyargıları kırarak gelmelidirler.
Yıldız Hanım, daha önce ailede şiddet konusunda Almanya ile Türkiye karşılaştırması etkinliğinde Humboldt Üniversitesi davetlisi olarak zaten Berlin’e gelmişti, deneyimi vardı.
Sema Hanım, iddiasının akabinde Yıldız Hanım’ın Türkiye’de kadınların sorunlarını ve durumlarını bilimsel verilere ve istatistiklere dayanarak sunduğu, objektif olarak anlattığı konferansın içeriğine ters düştüğünü hemen anladı. Dolaylı olarak özür diledi. Fakat o anda salonda çok az kadın katılımcı kalmıştı, duyulmadı.
 
Tüm toplantı sonunda özet olarak, hiç mi iyi şeyler olmuyor demek istedi. Kadınların uyanması, mücadelesi haklarına sahip çıkması olumludur. 81 ilde 81 kadın derneği varsa, elbette olumludur. Tek Yalova’nın kadın valisi var, buna rağmen kadınlar kadınların cenazesini üstleniyor. Aileleri cenazeye sahip çıkmadıkları için, ama yine de İslâm’da kadın erkeğe eşit haklar vermek sosyal yaşamda, kültürümüzde olumlu değişiklikler yaratacaktır.
 
betak-kad-gun-f.jpg
 
Dün birinci alman devlet kanalında vaizlerini Almanca yapan genç bir imam gösterildi. Camisinde kadınlar aynı salonda oturuyor, arkada perde arkasında korkulan öcü gibi örtülü tutulmuyor. Okuduğum doğru ise İslâm ülkesi Malezya’da camide kadın erkek birlikte dua ediyorlar, cenazelerde kadınlar da ön safhada yer alıyorlarmış.
BETAK derneğinin etkinliği bir film gösterimi ile devam etti. Rejisör Sermiyan Midyat’ın Hükümet Kadın filmi çok isabetli seçilmişti. Film hakiki bir hikâyeden kurgulanmıştı. Bir televizyon yayınında rejisörle söyleşiyi izlemiştim. Bu rejisörü tanımak zengin olmaktır, diye düşünmüştüm. Programda yazdığı için bazıları film gösterisi bitince yerinden kalkmadı. Sonra rejisörün Berlin’e gelmediği söylendi, inşallah vize sorunu olmamıştır.
Tekrar etmede fayda var Dünya Kadınlar Günü, 8 Mart’ta derneklerin kadın kolları Türk kadınlarını Almanların yaptığı toplantılara gitmeleri teşvik edilmelidir. Türkler çok etkinlikte birlikte yaşadıkça alman toplumundan kopuyor. Bu nedenle önemli, dünya belirli günlerde etkinlik yapılmamalıdır,9 Mart’ta yapılan bu aktivite isabetli olmuştur.
Sevgili okurlarım, kadınlar gününde kutlama kelimesini kullanmadım. Çünkü daha o duruma gelmedik. Her toplantıdan sonra bu bilgilerle ne yapabiliriz, diye soruyorum. Her birey ne yapabilir? Bu soruyu sormazsak konuşmuş olmanın bir anlamı kalmaz. Başka bir yazımda Yıldız Hanım’ın da içinde görev aldığı Gelincik Projesi’nden bahsetmeliyim.
Derneğe başarılarının devamını diliyorum. Yıldız Hanım, sizi Berlin’e yine bekliyoruz.
Hoşça Kalın!
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.