ENERJİ SATRANCI…

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Merak edip baktım..! Geçtiğimiz günlerde Ankara’da imzalanan “Nabucco” projesi ile ilgili yazıyı, bir hayli, yani aylar önce, yazmışım ha-ber.com’da… Ve özellikle Bakü-Tiflis-Ceyhan’ın, (kısaca BTC) devreye girme aşamasından sonra, dikkatleri, Rusya’nın bu ve benzeri projeleri (Nabucco) kösteklemek için, gaz arzını sağlayan ülkelerden olan Azerbaycan ve daha sonra Hazar Denizi’nin altından geçerek boru hattı ile Bakü’ye, daha dogrusu BTC’ye bağlanması düşünülen Türkmenistan ve Kazakistan’ı, siyasi baskı altında tuttuğunu yazmıştım… Şimdi; BTC’ nin devreye girmesinden, Nabucco’nun imza aşamasına gelininceye kadar neler oldu bir bakalım…

Romanya’nın başkenti Bükreş’de yapılan Nato toplantısında, Ukrayna ve Gürcistan’ın Nato’ya alınması teklifi, başta Fransa ve Almanya’nın, Rusya’yı kızdırmama uğruna, itirazları ile red edilip, bu ülkelere ilerisi için bir tarih bile verilmemesinin ardından ve yaklaşık üç ay sonra, önce Rusya’nın teşviki ile, Gürcistan ile Rusya sınırında bulunan, yarı bağımsız statüdeki Güney Osetya ve Ahbazya, durup dururken, tam bağımsızlıklarını ilan ettiler ve Gürcü lider Saakasvili, bunun ardında yatan provakasyonu görse bile, gerek ülkesindeki pro Rusya yanlısı muhalefetden çekindiği ve gerekse batılı dostlarına gerektiğinden fazla güvendiği için, bu iki ülkeye askeri harekat düzenleyince, bunu fırsat bilen Rusya’da, bu iki bölgede yaşayan Rus asıllıların can güvenliğini bahane ederek Gürcistan’a girdi… Gerçi; Rusya girdiği Gürcü topraklarından çekilip sadece bu iki bölgeyi kendi kontrolü altında tutmakla yetindi ve Gürcistan’da pro Rusya yanlısı muhalefet büyük yandaş kaybına uğradı ama olan da oldu…
Aslında; BTC hayata geçirilmeden çok önce yaşanan Çeçenistan savaşı, Rusya’nın, ne gaz ve petrol arzını sağlayan ülkelerin, bu ürünleri kendisi dışında ve direkt olarak başka ülkelere satmasına, ne de enerji nakil hatları üzerinde bulunan ülkelerin, bu boru hatlarından transit geçiş için ücret istemelerine tahammülü olmadığını, başta Gürcistan, Azerbaycan,Türkiye, Kazakistan ve Türkmenistan ile Rus gazına bağımlı olan Batı Avrupa’ya göstermişti ama…!
Derken; aynı yıl kışın ortasında Rusya, Ukrayna’ya verdiği gazı, bu ülkenin borçlarını ödememesini bahane göstererek, kesti… Aslında bu, çok yönlü bir adımdı ama öncelikli olarak ve donma tehlikesi ile baş başa kalan AB ülkelerine ” Teşekkür ederim…Ukrayna ve Gürcistan’ı Nato’ya almamakla benim ekmeğime yağ sürdünüz..” mesajının son paragrafı idi… Sonunda bu iki ülke anlaştılar tabii… Ama Moskova’da anlaşmaya imza atan, pro Rusya yanlısı başbakan Timosenko’nun da, bu arada eli bir hayli güçlenmiş oldu… Derken BTC devreye girdi… Bunun üzerine  Rusya, Gürcistan olayında zaten ” Aba altından sopa gösterdiği” Azarbeycan, Kazakistan ve Tükmenistan üzerindeki baskılarını yoğunlaştırdı… Aslında, öncelikli hedef, tabii ki Azerbaycan’dı zira Hazar Denizi altından geçecek ve Türkmen ile Kazak gazını Bakü’ye bağlayacak olan boru hattı henüz kurulmamıştı ama BTC çalışmaya başlamıştı… Tam Rusya Türkmen ve Kazak gazının hemen hemen tamamına yakınını kendisine getirecek olan anlaşmaları taraflara baskı ile imzalatma aşamasındayken, Türkiye, “Prensipte doğru”, ancak son derece yanlış bir “Zamanlama” ile, Ermenistan açılımını yapınca, Azerbaycan kamuoyunda korkunç bir zemin kaybına neden oldu… Rusya; zaten Azerbaycan’a, gerek Minsk Grubu içinde ağırlığını koyarak, gerekse ikili ilişkileri sayesinde Ermenistan’a baskı yaparak, Azeri-Ermeni anlaşmazlıklarını ancak kendisinin çözebileceğini empoze etmekteydi…Ve sonuçta peş, peşe Türkmen, Kazak ve Azeri gaz reservlerinin çok önemli bir bölümü Rusya’nın kontrölüne geçti… Şimdi, bırakın büyük tantanalarla Ankara’da imzalanan Nabucco projesini, BTC için bile ileride Azerbaycan, tedarikci ülke olarak zorlanırsa hiç şaşırmayalım…Tabii bilemiyoruz…! Bu satrançta Türkiye’nin Ermenistan açılımı ile yaptığı zamanlama hatası, gerçek anlamda bir ” Taktik ” hatamıdır, yoksa bugünkü hükümetin, AB ve ABD’nin baskılarını bahane ederek, mezhebine uygun bir biçimde, kendisi ile birlikte ve Nabucco üzerinden, batıyı da İran, daha sonra da Irak gazına bağımlı hale getirme projesimidir… Yoksa; Türkiye’nin en iyi yetişmiş ve deneyimli elemanlarından oluşan Dışişleri Bakanlığı’ ndaki diplomatların, böylesi bariz zamanlama hataları yapabileceklerine hiç ihtimal veremiyorum… Ama…2002 ve özellikle 2003’den bu yana yapılan dış politika hatalarına bakınca ortaya öyle bir tablo çıkıyor ki, bırakın Türkiye gibi, bin yıllık “Devlet” deneyimine sahip ve bir “Cihan İmparatorluğu” nun imbiğinden süzülerek gelmiş bir ülkeyi, dün kurulmuş veya bağımsızlığına kavuşmuş küçücük ülkeler bile, bu kadar kısa bir zaman diliminde, bu kadar çok ve üst üste dış politika hatasına imza atma başarısını gösterememişlerdir…Türkiye dış politikada yalpalamaktadır ve bu yalpalama sırasında da, hiç bir şekilde başını dik tutamamakta, sürekli büyük tavizler verip küçük ve duygusal kazanımlar elde etmektedir…
Kısacası… Enerji satrancında şu sıralar ufukta bir “Şah Mat” gözükmemektedir ama… Unutmayalım ki, son seçimlerde Putin’in rakibi olan, Dünya Satranç Şampiyonu Juri Kasparov kaybetti… Gündemdeki soru, Nabucco’yu gaz sıkıntısına sokmayı başaran Rusya, buna alternatif olarak geliştirdiği ve kendi Karadeniz sahilinden geçip Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden geçecek olan “Güney Akım” projesini ne zaman hayata kavuşturacağıdır…
2012 Soci Kış Olimpiyatları öncesi mi başlayacak, yoksa sonra mı..?
Kalin sağlıcakla efendim…
 
M.Deniz Olcayto

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.