ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ


Kültür kelimesi Latince kökenli, Türkçe ’ye Fransızca’dan alınmıştır. Çok çeşitli anlamı vardır. Bu makalemde tıp ve ziraat anlamlarını değil, toplumsal sosyal yönden ele almak istiyorum.

Bir toplumun yarattığı uygarlığın, kafa sanat çalışmalarına dayanan sosyal, dinsel ve benzeri yönlerinin tümü anlamında kullanıyorum. Eleştiri herhangi bir durumla ilgili olarak gerçeği ortaya koymak ve hataları düzeltmek amacıyla tespitleri izah etmektir. Edebiyatta meslek sahibi olan bir eserin iyi ve kötü yönlerini tespit eden eleştirmendir.
Seyahate çıkarken alınan kültür çantasına hijyen, temizlikte kullanılan araç ve gereçler konur. Bir konuyu yazmadan önce o konuda, okuyup dinledikten araştırdıktan sonra yazıyorum.

Ermeni tarihiyle ilgili çok yazıldı, söylendi, ama 100 yıl sonra. Yalnız siyah ve beyaz açıklamalarıyla, bazı dış güçlerin etkisine uyuldu. Türkler birbirine düşürüldü ve konu duygusal işlendi.

Emre Kongar, Cumhuriyet Gazetesi’nde tarihi, sosyal, politik yönden detaylı bir makale dizisi yazdı, burnundan getirildi, küfürlü yorumlar aldı.
Aydınları susturmaya çalışmak, diyaloğa karşı olma anlamına gelir. Diyaloğun bittiği anda ve yerde silahlar ele alınır.

Berlin sanal gazetesi www.ha-ber.com ve yine Berlin’de yayınlanan MOCCA dergisinde Prof. Dr. Hakkı Keskin yazdı. Mehmet Perinçek ile yapılan söyleşi nesnel, tarihi açıklamaları içeriyor.

Facebook’ta dernek başkanı olan birisi o siyaha inanıyor, onu seçmeyin, diye yazması çocuklarımıza atılan bir tekme olarak görüyorum. Türk veya göçmen kökenli ikinci ve sonraki nesillerin politikaya girmesinde birinci neslin çok emeği var. Çocuklarımızın politikada gösterdiği başarıyı diğer yönlerde de ulaşmaları için destekleme yerine köstekleme anlaşılır gibi değil.

Gelmek istediğim konu diyalogdur, gerek Yunanistan gerek Ermenistan ile Türkiye ilişkilerine Fransa ve Almanya’nın bugünkü dostluğu örnek olmalı. Bir zamanlar düşman olanlar bugün dost olabilirse, işte o zaman başarıya ulaşılmıştır.
Muhalif tavırla siyah ile beyaz arası çeşitliliği gösterenlere taraf tutma zorlanmamalıdır.

Yazardan izin alarak kaçırılan bir fırsattan bahsetmek istiyorum.
Hürriyet Gazetesi’nde 30 Haziran 2000 yılında, Yalçın Bayer köşesinde aşağıda yazacağım haberi ve yorumunu yazmıştı. 
Yazının başlığı Berlin’deki Ermeni elçisine ne yaptık?

Berlin’de bir sivil toplum hareketi olarak 23 Berlin Gönüllü Büyükelçi seçilir. Seçilenlerin tümü mesleklerinde başarılı, saygın Alman büyükelçileri binlerce kişi arasından ve onlara bir de yüzlerce saygın kişiler arasında mentor seçilir. Bu göreve de yazar, gazeteci Nazmi Kavasoğlu getirilir.

Gönüllü Büyükelçilere ABD, Kanada, Fransa gibi ülkeler tanışma kokteyli yaparlar. Sıra Türkiye’ye gelmiştir. Türk Büyükelçisi Ermenistan Büyükelçisinin de davet edildiğini duyunca Türk Büyükelçisi, Ermenistan Büyükelçisi katılırsa toplantıyı iptal ederiz, diyor.

İki Almanya’nın birleşmesiyle tekrar Dünya’da sayılı metropolu olan başkent Berlin’de am 15 yıldır kaçan trenin arkasından bakılıyor. Böyle kim bilir daha kaç defa tarihte tren kaçırıldı.

Türkiye AB ilişkilerinde büyük bir katkı sağlanırdı. Saygın bir Türk yazarın seçildiği böyle bir organizasyonu destekleyerek ileriye, doğruya ve gerçeğe yol almak gerekirdi. Aksi takdirde susmak, susturmak bir konuyu tabu yapma diplomasisi bugün büyük bir dağ gibi büyümüştür. Herkes birbirine bağırıp, çağırıyor. 23 Berlin Büyükelçisi ve mentorları projesi başlamadan boğulmuştur. Nazmi Kavasoğlu, küresel düşünen, yerel karar verebilen deneyimli bir siyaset bilimcisidir. Böyle kendini çoktan kanıtlamış bir gazeteciyi Türkiye istiyordu. Nazmi Kavasoğlu (*) Berlin Duvarı yıkılmadan önce küresel anlayışa sahipti. Almanya Cumhurbaşkanı’nın her yıl verdiği ödülü aldığında henüz duvarlar açılmamış, küresel dayanışma tarihte unutulmuştu.
Yazarın sözüyle noktalıyorum:

“Ermeni meselesi tüm dünyamızı kasıp, kavuruyor. Yumurta kapıya gelince bağırıp, çağırmanın hiç kimseye faydası yoktur. Türkiye, Avrupa Türk Sivil Kuruluşlardan (TSK) ve sözü geçen, saygın bireylerden aldığı fikirleri dışişleri diplomasında uygulamalıdır.”

Zararın neresinden dönülürse kârdır. 

Arzum, Nazmi Kavasoğlu gibi saygın, deneyimli gazetecilerin bulunduğu bir komisyon dışişleri diplomasinde bu konuda neler yapılacağına, yapılması gerektiğine dair bir program hazırlar ve hemen bugünki işini yarına bırakmadan harekete geçer.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                       


(*)Not:
Bkz.: Arşivde Nazmi Kavasoğlu ile ilgili Onbir Kural yazıma.

 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.