0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir ülke düşünün ki; Adalet Bakanlığı görevde olan hakim ve savcıları dinliyor. Hakim hakimi savcı savcıyı dinleme kararı verebiliyor.

Cumhurbaşkanı ağır ceza mahkemesi kararı ile şüpheli ama görevde.
Başbakan yüz kızartıcı suç sanığı ama görevde.
İntihal yaptığı için profesörlüğü alınmış ama o bakan koltuğunda.

Ordunun bir komutanı savcıya göre şüpheli ama o, görevde.
Terörle mücadele eden subaylar, savcıya göre terörist ve örgüt üyesi ama hala görevdeler
Benzerleri terör örgütü üyesi olarak cezaevinde ama onlar mecliste.
Memur olmak için temiz kağıdı aranır ama 608 sabakalı milletvekilleri mecliste görevde.
Kalpazanlıktan, zimmetten, evraktan sahtecilikten, terör örgüt mensubu olmaktan dosyaları olanlar yasalar yapıyorlar, anayasa değiştirecekmiş,
Şimdi böyle bir ülkede hangi hukuktan bahsedilebilir ki?

Peki ya dinlemeler!
Korku ülkesinin insanları paranoya içinde. Kimin kimi dinlediği ne amaçla dinlediği belirsiz.
Gizli tanık, gizli soruşturmacı yetmezmiş gibi dilekçe kanununa göre imzasız isimsiz kağıtların hukuki değeri olmamsına rağmen ortalıkta mektuplar dolaşıyor. Hukuksal belge olarak işleme konulabiliyor..Kişiler; tutuklanabiliyor, suçlanabiliyor..

Öylesine ki artık dinlenmeler yaşamın olağan akışı içinde sürdürülüyor.
En son Ülkenin milli güvenliğinden birinci derece sorumlu Genel Kurmay Başkanı dinleniyor ve bu yayınlanıyor.

Ortam dinlemesi ile yurt dışındaki askeri personele yönelik bir toplantıda yapılan konuşma detaylarıyla kamuoyuna sunulabiliyor.

TSK mensubu bazı subayların daha önce ortam dinlemesi yoluyla alınan ses kayıtlarının internet ortamında yayılmasının son kurbanı Genelkurmay Başkanı oluyor.

Özellikle son iki yıldır çok sayıda telefon veya ortam dinleme ile tespit edildiği ileri sürülen ses kayıtları, internet üzerinden kamuoyuna yansıtılıyor.

Emekli ve muvazzaf askerlerin internette yayınlanan ses kayıtlarını hatırlayalım.
Elektronik sistem komutanını bile dinlenmişlerdi.

Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya ait olduğu iddia edilen üç ayrı ses kaydı. Karadayı’ya ait olduğu öne sürülen ilk ses kaydında, Anayasa Mahkemesi’nin tarafından iptal edilen Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yaşanan 367 tartışması ile ilgili olarak ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’ya yönelik hakaretleriyle, silahlı kuvvetlerden beklentileri bulunuyordu. İkinci ses kaydında ise Encümen-i Daniş toplantılarına katıldığı öne sürülen emekli paşaların isimleri sayılıyor ve bu girişimin yaratacağı sonuçlar değerlendiriliyordu. Üçüncü ses kaydında ise “Dostlar Meclisi” adlı bir yapılanmadan bahsediliyor, Karadayı, internet sitelerinde yayınlanan ses kayıtları için “saçma sapan uyduruk şeyler” demişti.

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de savcılara ifade veren Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç’ın tümamiral rütbesiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Öğretim Komutanı olduğu dönemde ses kaydı YouTube’a düşmüştü. Ses kaydında, Sağdıç olduğu öne sürülen kişi, darbe imasında bulunuyor ve askerlerden oluştuğu izlenimi veren bir topluluğa konuşma yapıyordu.

Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler Komutanı Tuğgeneral Münir Erten’e ait olduğu iddia edilen ses kaydında, Erten’in TSK’nın Kuzey Irak’a düzenlediği hava harekâtında açıklanandan çok daha az PKK’lının öldürüldüğü sözleri yer alıyordu.

Hakkari Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik’e ait olduğu ileri sürülen ses kaydında, komutanlara ve bölgede halkına ağır hakaretler yer alıyordu.

Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Kenan Koçak-Stratejik Araştırmalar ve Etüd Merkezi Başkanı Tuğgeneral Süha Tanyeri: Koçak ve Tanyeri’ye ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarında, sivil toplum örgütleri ve gazetecilerin kullanılması ve parayla satın alınacak akademisyenlerin yönlendirilmesi gibi konulardan bahsediliyordu.

Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur’un avukatının “Müvekkilime ait değil” dediği kayıtta, Mukaddes Eruygur olduğu iddia edilen kişi, eşinin yargılandığı İstanbul’daki ağır ceza mahkemelerinden bazıları için “bizden” ifadesini kullanıyordu. Ses kaydında ayrıca Eruygur’un tahliyesini sağlayan rahatsızlığına ilişkin de GATA’da görevli hakim albay Mehmet Nusret Demircan’ın sözleri yer alıyordu.

GüNüN SözÜ: Sırrını söyleme dostuna, dostun da söyler sırrını dostuna.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.