EKONOMİDE SARSINTI SÜRÜYOR!

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Askerin şehit olması gibi işsiz gencin ölümü bile kimse için alma ifade etmiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre işsiz oranı artıyor. Buna göre 2008 yılında yüzde 11 olan işsizlik oranı 2009 yılında 3 puan artarak yüzde 14’e yükseldi. Böylece 2009 yılında işsiz sayısı bir önceki yıla göre 860 bin kişi artarak 3 milyon 471 bin kişiye ulaştı.

Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı ise bir önceki yıla göre 3,8 puanlık artışla % 17,4 seviyesinde gerçekleşirken, kentsel yerlerde işsizlik oranı 3,8 puanlık artışla % 16,6, kırsal yerlerde ise 1,7 puanlık artışla % 8,9 oldu.

Borç batağı 1 milyon kişiyi daha yuttu!.. AKP’nin ‘teğet’ diye seyrettiği kriz vatandaşı krediye mahkum etti, kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 1 milyon daha arttı.

Vatandaşın kredisi bitti!
Hükümet aldığı önlemlerle, dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz karşısında sınıfta kalınca, dar ve orta gelirli kredi kartı ve ferdi kredilere sarıldı. Banka borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 2009’da tam 1 milyon arttı. Türkiye’de yaklaşık 45 milyon kişi kredi kartı kullanırken, Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre, Türkiye‘de kişi başına 2.2 adet kart düşüyor.

Ekonomik kriz karşısında aldığı önlemlerle sınıfta kalan Hükümetin kredi kartına ve banka kredilerine mecbur bıraktığı vatandaş için 2009 tam anlamıyla kabus yılı oldu. Geçen yıl kredi borcunu ödeyemeyenler kervanına 1 milyon 74 kişi daha katıldı. Böylece 3 milyon 243 kişi kredi borcunu ödeyemez hale geldi. Kredi kartında takibe düşen kişi sayısı yüzde 45.6 arttı. Takipteki kredi miktarı da yüzde 55.5 oranında artarak 21.9 milyar liraya ulaştı. Böylece bireysel kredi borcunu ödeyemeyen sayısı, krizde yüzde 50 oranında artarak 3 milyon 243 bine yükseldi. Kredilerin takibe dönüşüm oranı ise Aralık 2008’de yüzde 3.7 iken Aralık 2009 sonu itibarıyla yüzde 5.3’e çıktı.

Ev hayali yaktı
Tüketici kredisi kullanan sayısı yüzde 6.3 artarak 11.9 milyona çıktı. Kredi kartı kullanan müşteri sayısı ise yüzde 3.2 artışla 26 milyon 328 bin oldu. 2008 sonunda 2 milyon 169 bin kişi bankaların takibine düşerken, bu rakam 2009’da 3 milyon 243 bine yükseldi. Takibe düşen bireysel kredilerin alt kalemlerine bakıldığında takipteki müşteri sayısında en büyük artış yüzde 90’lık oranla konut kredilerinde oldu. Takibe düşen konut kredisi kullanıcısı sayısı 10 binden 19 bine çıktı. İhtiyaç kredilerinde bu artış yüzde 75 oldu.

Borç batağı büyüyor
İşten çıkarılanların sağlık hizmetlerinden yararlanma süresini 100 günden 10 güne düşüren, ancak gelen tepkiler üzerine kararından geri adım atan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yaptığı yazılı açıklamayla mağdur olanlardan özür diledi. Kurum, 100 gün uygulamasının devam ettiğini açıkladı.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, bankaların kredi kartlarıyla vatandaşın cebine girmeye çalıştığı belirterek, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, kredi kartı aidatları konusunda tüketici örgütlerinin tepkisini, BDDK’nın tavsiyesi ile Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’nün tavırlarını dikkate alması gerektiğini bildirdi. Kaya, “Bakanlık, bankalarca yılan hikayesine döndürülen kart aidatlarında son sözü söylemeli, yaşanan kaosa ‘dur’demeli” diye konuştu.

Palandöken: Tüketici batakta, bankalar kârda
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 2 milyondan fazla vatandaşın ferdi kredi ve kredi kartı borçlu olmasının normal bir durum olmadığını, yaşanan krizin de etkisiyle iyice ödenemez noktaya gelen bu borçların yuvaları yıktığını ifade etti. Palandöken “Bankalarımızda başka yerden değil, bu ülkenin varlıklarından kar elde etti. Onların bütün derdi kıt kanaat geçinen dar gelirli vatandaştan daha fazla nasıl para kazanacağım olmamalı” dedi.

Duyarlı olanlar gerçekleri açıklıyor ama dinleyen kim? Karar verici konumda olanlar için her şey güllük gülistanlık.

Refah düzeyi yüksek olan kesimler için tabii bu durum önemli değil.

Siyasilerin ağız dalaşı ile sürdürdükleri tartışmalar ise halk yığınlarında sessizce izleniyor.

Ülkeyi yönetmek için icazet alanlar ise karın doyurmayan açılım, saçılım, değişim, dönüşüm laflarını ağızlarına sakız gibi almış çiğnedikçe insanlara da çiğnemelerini öneriyor. Önerilerini de ne yazık ki halk ciddiye alıyor..

Hayal kırıklığını ise nasıl olsa dini sabır ve tevekkül sözcükleriyle kilitlemiş oluyorlar.

Ne diyelim ki!

GüNüN SöZü: Hayallerle, umutlar insanı yaşatır ama sevindirmez üzer.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.