EKMEK PARASI

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

EKMEK PARASI


Uzun yıllar Almanya’da çalışıp, emekli yaz tatilini Türkiye’de geçirenler bazı sözleri sık sık duyuyorlar. Burası Türkiye, boş ver ve ekmek parası duyulan sözler kurallar ülkesine özlemi artırıyor.

Kurallar, yasalar adaletli bir yöntemle yürütülürse uygulamaya geçer. Yasalar Ayşe, Hasan’a göre değil de herkese göre geçerli olursa kavga olmaz. Ticaret hayatında rekabet insanca olur.
Emekli yaz tatilimi geçirdiğim sitede, plajda izinsiz çalışan seyyar işletmeler kapatıldı. Bir haftadır burada hiçbir ticaret amacı olmayan derneklerle anlaşma diyalog yerine, rekabet düşmanca bir durum aldı. Yasağı delmeye çalışıyorlar, en çok duyulan söz de ekmek parası oluyor. Bu sözle duygu sömürüsü yapılarak kargaşaya sebep oluyorlar.

Bir yanda tatilini huzur içinde, sakin geçirmek isteyen ev sahipleri, diğer tarafta ticaret amacı güden, ama hijyen sağlık temizlik kurallarını çiğneyen işletme sahipleri.
Plajdaki kargaşadan uzaklaşmak isteyen ev sahipleri evlerinde de huzur bulamıyor. Hoparlörle bağıran kömürcü, karpuzcu biri gelip, biri gidiyor. Bu sokakta ancak huzur satanlar bağırabilir, yazım bizim sokakta oturanları az da olsa koruyor.

İnsanı, turisti rahatsız eden değil, rahatsız olan önlem alacak. Sahilde müzik işkence haline getirilmişse plajda okumayacaksın. Sıcakta bir aile deniz manzarası karşısında arabanın camlarını kapatarak arabanın içinde oturuyor. Zira müziğini sonuna kadar açan komşu araba var. Korkudan kimse diğerini ikaz edemiyor. Gürültüden rahatsız olursa kulağına tıkaç takacaksın.

Bu komşu zabıta memuruna anlatıyor, kırmızı restoranın sahibi orada oturan sakinleri denize bırakmıyormuş, ancak bilekliği olan İngilizler geçebiliyormuş. Zabıta memuru şikâyetçi oldular mı, diye soruyor. Herkesin birbirine şikâyet etmesi beklenen bir toplum birbirine düşman yapılıyor. Hâlbuki kontrol sistemi yürüse, adalet eşit dağıtılsa, kurallara uyulsa kargaşa, kaos yerine barış ve dostluk olur. Nesnel davranılsa yan veya yandaş kelimeleri kullanmaya gerek kalmaz. Şikâyet olmadıkça kendi kuralını esas alıyor. Bireyin hürriyet alanının sınırı, ötekinin hürriyetinin sınırının başladığı yer olmuyor.

Neyse umut kesilmez, Türkiye’de sessiz, sakin şehirlerin sayısı ona yükseldi. Yavaş hayatı arayan okurlarım için adlarını tekrar yazıyorum.
İlk olarak 1999 yılında İtalya’nın Toskana bölgesinde küçük bir tatil kentinde başlayan yavaş, sakin mekân listesi oldukça ilgi çekti. 

                                                 
Bilhassa beyinle çalışan, gürültüden kaçanlar Dünya sessiz şehirlerde tatil yapmaya başladı. Türkiye’de ilk şehir Seferhisar 2009 yılında. 2011 yılında Gökçeada, Akyaka-Muğla, Taraklı-Sakarya, 2012 yılında Yalvaç-Isparta, Yenipazar-Aydın, Vize-Kırklareli, 2013 yılında Halfeti-Birecik, son alarak Şavşat-Artvin bu listeye girebildi.

Türkiye sessiz, yavaş şehir sıralamasında dördüncü. En son Vize’de yapılan toplantıya gösterilen ilgi Türkiye’de gürültüden rahatsız olanların yalnız müzik öğretmenleri ve kulak doktorları olmadığını gösteriyor.

Sessiz, sakin, yavaş şehri listesine girmek için 70 farklı kriter var. Altı yılda pozitif alanda Seferhisar’da çok gelişme var. Seferihisar Belediye Başkanı bu dünya hareketinde ikinci başkan oldu. Seferihisar’a daha çok yerli turistin gelmesi, Türkiye’de halkın huzura özlemini gösteriyor.
Yerel üreticinin desteklenmesi, ilçeye özgü mimarinin ön plâna çıkartılması, eski yapıların restore edilip, büyük lüks otel yerine yerel pansiyonculuk arzu ediliyor. İlçe nüfusu 50 bini geçmeyen turistik ilçelerde halkın bu projeyi benimsemesi gerekiyor.

Hoşça kalın!


İlter Gözkaya-Holzhey                            

  
Kaynak:
Cumhuriyet Gazetesi ilâvesi SOKAK, 19.07.2015, Sayfa 12                                                         

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.