DUYARSIZLIK

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

12 Eylül 1980 öncesinde yaşanan anarşi ve terör birçok insanımızın hayatını yitirmesine, yaralanmasına yol açmıştı. Başlangıçta ölüm olaylarına büyük tepki verilir, gazetelerde manşet olurdu. Ancak daha sonra toplum bu olaylara alıştırıldı ve ölüm ile yaralanmalar gazeteler de bile küçük haberlerle geçiştirilmeye başlandı.

Olaylarda birden fazla insan ölünce yine gazeteler manşetten veriyorlardı. Bu şekilde anarşi ve terör olaylarına alıştırılan toplum, zamanla duyarsızlığa itildi. Terör sonucu bir ya da iki insanın ölmesini ne basın, ne de toplum önemsememeye başladı. Ateş sadece düştüğü yeri yakıyordu.

Günümüzde emperyalist devletlerin desteği sonucu PKK terör örgütü, ülkemizin bütünlüğüne yönelik terör saldırılarında bulunmaktadır. Hemen hemen her gün bir saldırının yaşandığı ülkemiz, yangın yerine dönüştürülmüştür. Siyasi iktidarın yaptığı anlamsız açılımlar, muhalefet partilerinin yaptığı silik çıkışlar toplumda umutsuzluk yaratmıştır. Ülkemiz emperyalist oyunlar sayesinde kıpırdayamaz, tepki veremez bir duruma getirilmiştir. Başta siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar olmak üzere birçok kuruluş bu emperyalist oyunlardan üzerlerine düşen payları almışlardır.

Çeşitli medya kuruluşları da emperyalist oyunlardan büyük paylar alarak, siyasi iktidarın her isteğini yerine getirmektedir. Başbakanın ‘şehit haberlerini vermeyin, şehit haberlerini vermek terörün propagandasını yapmakla eş anlamlı’ buyruğuna karşı ses çıkarılamamış ve buyruk dinlenmiştir. Ülkemizde terör, yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk almış başını giderken, laik ve demokratik cumhuriyet rejimimizi yıkmak için yapılan eylemler artarken, her şeyin güllük gülistanlık olarak sunulması istenmekte ve bu istek bazı medya kuruluşları tarafından da yerine getirilmektedir.

İktidar partisinden birçok kişi terörün önleneceği, başarı kazanılacağı gibi hiç kimsenin inanmadığı anlamsız sözler söylemektedir. Muhalefet partileri de yuvarlak sözlerle görevlerini yaptıklarını sanmaktadırlar. Sürekli gelen şehit haberleri ile kaç ocağa ateş düştüğünü, kaç ana, baba, kardeş, arkadaşın ağladığını, kaç çocuğun yetim kaldığını ve kaç gelinin içinin eridiğini anlayamayanlar, insanlıktan payını alamamış emperyalizmin piyonudurlar.
Terör, toplumu teröristlerle müzakere etmeye ikna için tırmandırılmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde terör müzakere edilerek önlenmez, mücadele edilerek önlenir. Bunu kavramadan yapılacak her şey sadece günü kurtarmak ve zaman kazanmak içindir. Siyasi partilerin terörle mücadele konusundaki tutumlarını net olarak dile getirmeleri ve silah zoruyla siyasi çözümü dayatmaya çalışan PKK terör örgütüyle hiçbir koşulda müzakereyi kabul etmediklerini açıklamaları gerekmektedir.

Emperyalist devletlerin büyük işgal projelerinin eş başkanı olmakla övünenler, sahiplerinin isteği üzerine Suriye’yi yemek istemektedirler. Ancak Beytüşşebap, Şemdinli, Gaziantep, Afyon’da verilen şehitler, emperyalizmin asıl hedefinin Türkiye olduğunu göstermektedir. Şehit vermekten daha da acı bir durum, şehit vermeye alıştırılmış bir toplum olmaktır.

Şehit vermeye alıştırılan toplum, olaylara ilgisiz kalır ve sessizliğini korur. Şehit ailelerinin acılarını yüreklerinde hissetmeyenler, zamanla duygularını yitirir ve duyarsızlığa bürünür. İşte bundan sonra terör amacına ulaşarak, ülkeyi bölmeye, parçalamaya doğru hızla yol almaya başlar.

İçi yanan insanlarımız sosyal paylaşım sitelerinden öfkelerini bildirmektedirler. Ancak bu öfkenin artık alanlara inmesinin zamanı gelmiştir. ‘İleri demokrasi’ aldatmacasıyla kandırılan toplumda, insanlarımız alanlara inememektedir ve kitlesel protesto gösterilerine katılamamaktadırlar. Korku salınan toplum için ozanımız Âşık İhsani, bir şiirinde şunları söyler:

”Meydanlara doluş bizim,
El ele bir oluş bizim,
Dayanış, kurtuluş bizim,
Bizim dostlar, hepsi bizim.”

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.