DÜN YİNE BUGÜN OLACAKTIR

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DÜN YİNE BUGÜN OLACAKTIR

19 Mayıs 1919 da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşıyla topraklarındaki emperyalizmin işgalci ordularını yenerek, 29 Ekim 1923 te son noktayı koyarak yaratılan mucizenin adı;  
16. son Türk Devleti; Türkiye Cumhuriyeti”dir.
Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizmi en kötü koşullara rağmen yenerek, sınırlarını şehit kanlarıyla çizen ilk devlet özelliğini taşır.
Halife Padişah sarayında ülkesini ve hükümranlığını işgalcilerin merhametine bırakarak, halkını ülkesini düşünmeden yaşamayı seçmişti
Diğer yanda bir avuç vatanseverin Mustafa Kemal önderliğinde, ülkenin kurtuluşunu Anadolu’da halkın temsilcilerinden oluşan Büyük Millet Meclisi (BMM)  öncülüğünde başarmıştır.
Saraydaki Hanedanın mutlak hakimiyeti dönemi Kurtuluş Savaşı sonunda oluşturulan Halkın Kendi kendini yönetme biçimi olan Cumhuriyet Devletince sona erdirilmiştir.
Tahtını kaybeden hanedan işgalcilerin ikinci merhameti ile onların korumasına girerek ülkeyi terk etti.
Daha sonra Cumhuriyetin sigortası olarak Laiklik ilkesiyle;. ”Yaşamda tek yol gösterici bilimi” seçerek devrimlerini perçinlemiştir.
O nedenledir ki; Laik Türkiye Cumhuriyeti ,emperyalizmce, mazlum ülkelerin  örnek alabilecekleri bir ülke modeli olarak yıkılması gereken bir Devlet olarak hedef seçilmiştir.

AKP iktidarı, 1950’lerde başlatılan karşı devrim hareketinin ete kemiğe bürünmüş son halkasıdır.
AKP, ABD’nin Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da  Kuzey Irak, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Mısır gibi sınırları emperyalistlerce çizilen, uşaklığı kabul eden işbirlikçilerden oluşan son yıllarda da Arap Baharı diye yaşama geçirilen (BOP ve KAP) Projelerinin bir parçasıdır.
Onlar,  Kral, Emir katına çıkaran efendilerinin verdiği rolü oynayan erbezsiz figüranlardır.

Zaman zaman asıl rolünden tuluata saptığını gördüklerinde, Mursi gibileri alaşağı ederek, bazen beysbol sopaları ile bazen de telefon ambargosu ile yalnızlığın başına açacağı tehlikeleri hatırlatılarak biat çizgisine çekiyorlardı.

Bakmayın onlara Siyasal İslam yakıştırmasına 
Aslında BOP ya da KAP, Siyonizm’in Arap bedevilerinden ve eski SSCB’ den devşirilmiş İbrahim Oğullarından oluşan  dönmelerle başlatılacak karşı devrimin kıvamına geldiğine inananların projesidir.
Demokrasi getirme ambalajına sarılarak yazılan bu senaryo; Vahabi Tarikatçıları ve  Müslüman Biraderlerinden oluşturulan aslında İbrahim’in Oğullarına Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da koltuk değneği yaratma senaryosudur.
İslam’a doğuşundan inanmamış Suudi Bedevilerinin 1.Dünya savaşında Emperyalizmin harem oğlanlığına soyunmasıyla başlayan ihanet ortaklığına bu günlerde Türkiye’nin katılması rastlantı değildir.

Arada bir niyetini belli ediyordu;
”Referansımız İslam’dır!” Diye bağırıyorken
Tepkiler gelince;
”Milli görüş gömleğimi çıkardım” Diye geri çekiliyordu.
Terörden yüzlerce asker, sivil, gencecik insanlar öldüğünde, gidip kızının düğününü bile ertelememişti.
Şehit cenazelerinde analar ağlarken konuklar, düğünde takı takma yarışındaydılar.
Şehitlerimiz için ağlamadı ama Mısırdaki Rabia’ya hüngür hüngür ağladı.
Cumhurbaşkanının saygı duyduğu, ağırladığı, ideolojik birliktelik olduğu tescillenmiş Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk düşmanı fesli meczup;
”Kurtuluş savaşında keşke Yunanlılara yenilseydik!” Derken, aslında şimdiye kadar dışa vurmadıkları duygularını ”Tam Zamanıdır”diye onun dilinde açıklıyorlardı.
Ayaklarında  bir pranga olarak gördükleri parlamenter demokrasinin ve laik cumhuriyetin sayesinde en alt tabakadan  devletin en üst noktalarına ulaştıklarını unutmadıkları kesindir.
O geri getirmek istedikleri rejimde yaşasalardı onlar bugün oturdukları saraya hizmetçi olarak bile giremezlerdi.
 Bütün bu şaşaanın yanıltıcı tantanası gözlerini karartmış olarak basında, bilimde, orduda, eğitim yuvalarında, insanların ibadetlerini yaptıkları camilerde kurdukları baskıyla korktuklarını belli etmemeye çalışıyorlar.
Her çıkmaza girdiklerinde bir güya süper gücün birinin kanatları altından can havliyle değerine sığınmaları gösteriyor ki geleceklerinden epey karamsarlar.
Halktan gizlemek istedikleri asıl görevlerini basını susturarak,Muhalefeti yok ederek  yok etme çabanız mutlaka geri tepecektir.
 Misyonerlik görevinizle meczupların, sözde din görevlilerinin HAYIR lara karşı savaşında bir kişinin üstelik bir Kifayetsiz Muktedirin sultanlığı için çıkara dayalı bir acayip bir DİN yaratarak hedefe  ulaşamayacaklarını yaşayarak göreceklerdir.

Anadolu işgal altındayken işgal devletleri uçaklarında Halife Padişahın, Şeyhülislamın atılan ”Yunan’a biat et!” fetvalarına eyvallah etmeyen halk, bugün görmez din adamları, dili zehir halife özlemcilerine metelik vermeyeceklerdir.

”Düşmana karşı savaşmış din adamı da vardır, düşmanla bir olup Atatürk’e ve Laik Cumhuriyete karşı savaşmış sözde din adamı da vardır.
Sorun din de değil adamdadır.”

Bunu bu halk geçmişte kanıtladılar, bugün de bu bilinçle onlara yine;
HAYIR diyeceklerdir.

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.