DÖNÜM NOKTASI

ABONE OL
18:21 - 01/10/2020 18:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DÖNÜM NOKTASI        

Ege Bölgesi’nde arka arkaya şehirlerin kurtuluş günleri kutlanıyor. Kutlamalar konser, halk oyunları gibi neşe veren etkinlikler, gösterişli sahnelerde yaşatılıyor. Bütün Aydın büyükşehir gençlerinin hep birlikte kızlı erkekli şehir meydanında Harmandalı dansını oynamaları görülmeye değerdi.
Didim’de belgesel niteliğinde fotoğraf sergisi açıldı. Gözlemlerime göre kutlamalarda gençliğe tarihi bilgi verilmiyor. 

Sitemizde her iki dernek başkanı 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama törenini hazırlama görevini bana verince, tarihi tekrar daha büyük bir şaşkınlıkla okudum.


Kutlamalarda söylev ve şiir okumayla kurtuluşun önemi bilinçli kavranmıyor. Yıkılan, yakılan ülkenin küllerinden yeni bir ülke yaratılıyor. Her vatandaş bugün ne yapabilirim, diye sorup, bilinçli bireyin görev, sorumluluk ve hakkını savunarak yurtseverlik kavramını yeniden düşünmesi gerekiyor.
Dönüm noktası İzmir’in 9 Eylül 1922’de kurtulmasıyla yazıma başlık aldım.

Bu tarihten önce Ağustos 1921’den itibaren geçen olaylar, mücadeleler bu neticeye ulaştırıyor.
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkması, Amasya genelgesi, Sivas ve Erzurum kongreleri TBMM kuruluşu, 1. ve 2. İnönü savaşları ve nihayet Sakarya Meydan Muharebesi.

1699 Karlofça antlaşmasından sonra Osmanlı İmparatorluğu devamlı toprak kaybetti. Fetih üzerine kurulup, yaşayan İmparatorluğu yavaş yavaş yıkılmaya sürükledi. Sakarya Meydan Muharebesi ilk defa kaybolan toprak geri alındığı için tarihte önemli yerini alır.

İzmir’in kurtuluşundan önce Mustafa Kemal’e Gazi unvanı ve mareşal rütbesi verilmişti.
İstanbul’dan ve İtilaf devletlerinden gizli olarak hazırlanan Büyük Taarruz başarılmıştı.

Mustafa Kemal İzmir’in kurtuluşundan sonra Türkün atası olmuştu. 1905 yılında İzmir’e kurmay yüzbaşı olarak Suriye’ye giderken gemisi uğramıştı. Her gördüğü yerde Türkçe konuşana rastlamamıştı.  1922’de geldiğinde ise İzmir’i yakılmış, yıkılmış halde buldu. İşte kutlamalarda bu belgeseller gösterilmeli. Berlin’i her tarihi konuda işlerken şehrin yıkılmış, yakılmış hali gösterilir. Böylece başarılan gözler önüne serilebilir.

İzmir deyince, orada askerliğini yapan, ilk defa denizi gören babamı hatırlıyorum. Her şehre uğradığımda Kordon Boyunda gezerken adeta babamın arzusunu yerine getiriyorum. Bu şehrin kurtuluşu bir dönüm noktası oldu, barış sürecine doğru yol aldı.
                            
Temel felsefe yurtta barış, cihanda barış prensibi Türkiye’yi İkinci Paylaşım Savaşı’ndan korudu.
15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilince Yunanlılara karşı açılan ilk kurşun Kurtuluş Savaşı’nın ilk fitilini ateşlemişti.


İzmir’de heykeli olan Hasan Tahsin 1888’de Selânik’te doğdu.
31 yaşında vefat etti. Tahsil hayatı Mustafa Kemal’in de gittiği Şemsi Efendi Okulu’nda başlamıştı. İdealist, maceraperest, ittihatçı, gazeteci, yurtsever bir gençti. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde siyaset bilimi üzerinde öğrenim görmüştü. 1914 yılında Romanya’da Osmanlı Devleti aleyhine çalışan Buxton kardeşlere karşı düzenlenen başarısız suikast girişiminde bu takma adı kullandı. Asıl adı Osman Nevres idi. 1918 yılından itibaren gazete çıkarmaya başladı.


Türkiye’de kurallara uymak istemeyenlerin söylediği söz, bir sen böyle düşünüyorsun diyerek, başka düşüncede olanları küçümseme, bireyi hiçe saymaya karşı gösterilecek bir örnek. Başlarken yeni bir düşüncede dünyada tanınan bütün liderler önce tek bireydiler. Sonra inandırarak çoğalmışlardır.
Yurtta kolektif bir bilinç oluşmuştu. Ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesine dayalı tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurma yolunda önemli bir toplumsal taban oluşturulmuştu. İşgale karşı 10 bin telgraf gönderilmiş, sayısız miting ve protesto gösterileri yapılmıştı.

Ulusal bilinç ve barış bilinci bir arada yaşatmak ulusu ayakta tutacaktır. Kutlamalarda geçmişe bakarken bugünü değerlendirme ihmal edilmemelidir.  Yoksa kurtuluşun anlamı algılanamaz.
Komşumun 5 yaşındaki torunu İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar marşını söylüyordu.
Geleceğe umut var.
Boşuna ben İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim, dememiş Mustafa Kemal Atatürk.

CUMHURİYETİN İZMİR’İ


Sen 9 Eylül dersin iki kelime.
Ben değişen yazgı anlarım,
Özgürlük anlarım, bağımsızlık.
Sen İzmir dersin iki heceyle,
Ben sevinçten ağlarım …

Tarihin başı mı dönmüş,
şimşek hızı geldiklerinde?
Şaşırmış mı toprak,
ayakları yer değmeyen atlar geçerken?
Önce deniz mi görmüş,
kavruk yüzlü neferleri?
Bugün 9 Eylül,
tam sırasıdır canlandırmanın hatıraları …

Sen 9 Eylül dersin iki kelime,
Ben onurlu bir halk anlarım,
rüzgârın çevirdiği sayfa anlarım.
Sen İzmir dersin iki hece,
ben saygıyla ayağa kalkarım …

Haluk Işık


Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

Emekli Öğretmen
                           

Kaynak:
9 Eylül’ün 86. yılında Cumhuriyet’in İzmir’i
Cumhuriyet Gazetesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin
Birlikte hazırladığı dergi, sayfa 2
                                            

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.