DOKSANINCI YIL YAZILARI – 1

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 2013 günü doksanıncı yaş gününü kutlayacak.

Bu yazılarla doksanıncı yılımızın bana düşündürdüklerini sunmak istiyorum.

Cumhuriyetimiz, bin yıl önce Selçuklu’nun Türkleştirdiği bu topraklarda Türk milletinin varlığının son ve güçlü yapıtaşı, çimentosu, sığınağıdır.
Çağdaş bir millet ve devlet anlayışının tezahürü, ulus egemenliğinin gerekçesi, yaşama geçirilişi ve uygarlık yolunda tek ve kanıtlanmış yönetim biçimidir.

Demokratik yönetimimizin ve yaşam biçimimizin ilk adımı ve vazgeçilmez koşuludur.

Yıkılmış bir vatan ve dağılmış bir milletin uluslaşarak küllerinden yeniden doğma serüvenidir.

Çağdaş devlet ve ulus anlayışının ortaçağa baş kaldırışı, uygarlığın geçmişle nihai hesaplaşması ve insan denen kutlu varlığın geleceğini kendisinin bizzat belirlemesi demektir.

Cumhuriyet yönetimini şayet bugüne kadar yeterince ve güçlü bir demokrasi kültürü ile bezendiremediysek bunda Cumhuriyet’in ve onu kuranların suçu yoktur.

Kusurları veya başarısızlıkları kuruluş döneminden sonraki zaafiyetlerimizde aramak gerekir ve bunlar giderilmesi olanaksız kusurlar değildir.

Bu zaafiyetler de çok partili düzene geçtiğimizden bu yana demokrasiyi içselleştirememiş kadroların ve yeterli eğitim veremediğimiz veya Cumhuriyet’in erdeminden yeterince nasibini alamamış geniş kitlelerin eseridir.

Yanlış anlaşılmasın, aslında sadece iyiye ulaşma umuduyla oyunu kullanan, bunu yaparken de sağduyulu olmaya çalışan Türk seçmenini suçlamak değil amacım.

Halka demokrasiyi tüm unsurlarıyla yaşatmazsanız, aile kucağından okul sıralarına, işyerine kadar sürekli susturup baskılarsanız demokrasi kültürünü nasıl geliştirmiş olabilir?

Bu kültürün gelişmemesi de Aziz Nesin’in karakterini pek isabetli olarak betimlediği “Zübük” tipi politikacıların sadece iktidar ihtirasına güç vermiştir.

Beş yılda bir oy kullanması istenen, günlük gailelerden bunalmış ve aslında olanı biteni sürekli bilgi karartması nedeniyle hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyen Türk seçmeni ne yapsın?

Ne yaptığını aslında hep birlikte görüyoruz.

Fakat Cumhuriyetçilerin, Türkiye gönüllülerinin bu durumdan ötürü umutsuzluğa kapılmaya hakları yok.

Cumhuriyet bir erdemdir ve Cumhuriyetimiz bu topraklarda varlığımızın teminatıdır.

Ne adının ne de mesajının değişmesi mümkün değildir.

Cumhuriyet, Türk ulusunun uygarlık yolculuğundaki en önemli kilometre taşlarından biridir.

Onun varlığına ve gücüne inanan vatanseverler sayesinde, 29 Ekim’de doksanıncı yılını idrak edecek olan Türkiye Cumhuriyeti her gün tanık olduğumuz ve yıkım hedefi taşıyan tüm saldırılara göğüs gerecek, sonunda mutlaka bu badirelerden de çıkacaktır.

Halk katında içselleştirilen demokrasi kültürü güçlendikçe geleceğimizin parlak olacağına inanalım ve Büyük Atatürk tarafından atılmış olan sağlam temellerin üzerimnde yükselen Cumhuriyetimize güvenelim.

Tüm okurlarımızın mübarek Kurban Bayramını kutlarım.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.