DOĞAL SÜPÜRGE

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bir hafta boyunca Ege kıyılarında deniz kirliliği görüldü. Denize girenlerin ciltlerine sarı renkte çamur yapışıyordu. Kese ile çıkarmaya uğraşanların cildinde yanma ve kaşıntı oldu. Neyse Didim Belediyesi işi ciddiye aldı. Deniz suyu kontrolü, araştırma sonunda sağlığa zararlı olmadığı açıklandı.

 
Köşe yazarlarına bu konuyu basında gündeme getirdiler diye sitem edildi. Yosun patlaması diyerek şimdilik konu kapandı, ılık ferahlatıcı Ege rüzgârı berrak suyu geri getirdi. Kış aylarında Didim’de yaşayan 45.000 olan nüfus, bayram dolayısıyla Ağustos 400.000-500.000 kişi olduğu tahmin ediliyordu. Bayram’da Didimliler üç gün evlerinden dışarı çıkamadı. Bana doğu ve batı Berlin’in birleştiği günleri hatırlattı. Gezi düzenlenmişti, seminer müdürümüz teker teker telefon ederek evden çıkmamamızı söylemişti.
 
Gazeteci ruhu ile nedir bu yosun patlaması diye araştırdım.
Netice doğanın yarattıkları mucize, ekolojik dengesine hayran olmak. Paragözlülerin doğada tahriplerine bir daha şaşırmak. Hemen arkasından bu konuya açıklık getirmek için daha etken toplumları bilgilendirmeye karar verdim. Akbük ilçesinde çok iyi çalışan bir çevre derneği var. Adı çevre derneği ama kültürel, sosyal etkinlikler de yapıyorlar. Dernek yönetiminde görevli olan Faruk Haksal, Mavi Didim gazetesinde kıştan beri görevlileri uyarıyor. Deniz Patlıcanı (Holothuroidea) ticaretine son verilmesini yazıyor. Köşe yazarı olma sanatı doğayı koruma ve birçok konularda halkın kurtarıcısı olarak görülüyor. Bazılarını kendi çıkarından başka düşüncesi olmayanları çok rahatsız ediyor.
 
Almancası Seegurken, Avrupa’da avlanması çoktan yasak edilmiş.
Almanya ve Türkiye mutfağından henüz tanınmıyor. Çin ve Japonya’da çok yenen deniz canlısı. Med cezir olayından sonra sığ kuma gömülüyorlar. Deniz dibine 1000 metre kadar iniyorlar. Dalgıçlar bir inişte 2000 € kazanıyor, 1 kg deniz patlıcanı 50 €. Bir parmaktan 1,5 metreye kadar büyüyebiliyor. Üstleri dikenli solucan gibi. Görünüşü hiç de iştah açıcı değil. Bırakılsa 5-10 yıl yaşıyor. Üreme esnasında yumuşak deri sertleşiyor. Beyni yok, insanda bulunan safra suya benzer içinde zehir bulunan bu sıvı damar gibi hortum pişirilmeden çıkarılıyor. Bu zehrin kansere karşı kullanılması araştırılıyor. Toz olarak kurutulmuş halde kullanıldığı gibi ince ince kıyılarak haşlama, tuzlandıktan sonra çorbası pişiriliyor.
 
Yediği besini beğenmese insan yemez, Çinliler eklem ağrılarına iyi geldiğini söylüyor. Akbük civarında korsan avlama yanında devlet izniyle avlandığını gazetelerde okudum. Sevgili okurlarım, senede en az bir kere denizde tatil yaptığınızı düşünüyorum. Bu nedenle bilhassa Avrupa’da çevre dernekleri uyarmak istiyorum. Deniz Patlıcanı, diğer adıyla deniz hıyarı deyip geçmeyin. Bu canlılar denizde kumun ve çamurun içindeki organizmaları ve organik maddelerle beslendikleri için yılda bir yetişkin hıyar 150 ton kumu süzüp, temizliyormuş. Yani denizin doğal süpürgesi, çöpçüsü.
 Doğal süpürge 
Doğa dostları, ilgilileri sorumluları mülki amirleri yerli gazetelerde göreve çağırdılar. Plânsız, programsız aşırı derecede avlanmasına karşı olduklarını bildirdiler. Yeryüzüne küresel anlayışla sahip çıkıp yurtdışından Türkiye’ye seyahat edenler de çevre derneklerinde aktif olarak çalışıp desteklemelidir. Yalnız yazlığı olanların değil, deniz hepimizin.
 
Deniz suyunu, balık çiftliklerinin çıkardığı kirliliği temizleyen bu canlı deniz patlıcanın nesli tükenirse denize girmek te hayal olur. Yerel yöneticiler tıkır tıkır işleyen arıtma tesisi kurdular, mavi plajları var. Didim bir yandan turizmde temizlikte devletten ödül alırken, diğer yandan doğal süpürgeyi avlamaya izin verip nasıl böyle bir cinayete göz yumulur, anlamakta güçlük çekiyorum. Bana göre vur dediysek, öldür demedik anlamına geliyor. İzinin sınırı belirsiz kontrol sistemi Ankara’da, yani uzakta.
 
Ankara turizm bakanlığı Pazar yerlerinde, sokaklarda bağırmayı yasak ediyor. Bu satırları cırlak cırlak bağıran, bozuk traktörlerle, mikrofonla dolaşan seyyar satıcıların ses kirliliğinde yazıyorum. Yabancı turistlerin tatillerini yaptıkları Altınkum mahallesine traktör ve kamyonun girmesi yasaklanıyor. Kendi vatandaşı hava ve ses kirliliğine tahammül etmek zorunda.
 
Didim’in güzellikleri içimi ferahlatıyor. Ses kirliliğine karşı vatandaşlar sorunu çözmeyi rahatsız olanın tedbir alması şeklinde çözüyor. Ses kirliliğine alışık olmayan Avrupalı komşulara kulaklarını tıkaçla kapatması tavsiye ediliyor. Çoğuna yalnız para lâzım, ama bir gün parayı yiyemeyeceklerini düşünmüyorlar. Bir gezgin kulağını kapatırsa kuş, martı seslerini, arıların vızlamasını, Ağustos böceklerinin melodisini de duymaması onlar için önemli değil.
 
Köşe yazarı, Akbük Çevre Derneği yönetim üyesi Faruk Haksal’ın sözü ile yazıma nokta koymalıyım…
 
” Didim de yetkililer çalışıp, çevresel alanda kenti koruma noktasına getirmiş. Ama devlet, kalkmış denizin doğal süpürgesine karşı savaş açmış. Deniz patlıcanlarının katliamına resmen izin vermiş. Halk, bu iki birbirine zıt çabanın ortasında kalmış, geleceğine kuşku ile bakıyor. Üstelik bu zıtlık, ülkemizin en önemli bir turizm kentinde birbirleriyle savaşıyor.”
 
Didim birçok kıyı kentler gibi turizmden yaşıyor. Yazılarımda sık sık dile getirdim. Havası temiz, buraya rehabilasyon kliniği ile turizmi bir yıl boyunca uzatabilir. Bu konuyu tekrar yazmamı Didim Turizm Derneği yönetim üyesi mimar Erdal Baylan da söyledi. Avrupa’dan Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen firmaları sağlık sektörüne Didim’de bir canlılık getirebilir, benden duyurması.
Hoşça Kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Okuma tavsiyesi:
Faruk Haksal, Köşe yazıları
www.mavidimgazetesi.com
www.akceder.com

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.