DİRENMEK YETMEZ, YÜRÜMEK, SÖKÜP ATMAK GEREK!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum kaygı duyulacak bir düzeyin üzerindedir.

Dünyanın iki kutuplu bir düzene geldiği kırklı yıllarda ülkeler, ne olup bittiğini anlayamadan, kendi iradesini ortaya koyamadan bir oldu-bittiye boyun eğmek durumunda kalmıştı.
Hitler faşizminin kana buladığı dünyada, savaşın mağduru olan ülkeler yeni düzenin figüranları olarak sahne aldılar.

Bir yanda Stalin önderliğindeki Sovyetler Birliği, diğer yanda topraklarından uzakta kazanacağı getirileri kar hanesine yazmak için savaşa giren Amerika Birleşik Devletleri vardı.
Sovyetler Birliği dökülen kanlarının bedeli olarak Doğu Avrupa’yı kendi peykleri olarak sanal sınırlarına katarken, ne Avrupa’nın batısı, ne de ABD bu duruma karşı duracak durumda olamadıklarından paylaşım tamamlanmış oldu.

Türkiye gerçek kimliğini, Kurtuluş Savaşını verip bağımsız çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyetini Atatürk’ün bir siyasi olgu olarak kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi önderliğinde kazanmıştır. Türkiye’nin Çağdaş Uygarlıklar düzeyine çıkarma alt yapısını oluştururken kendini savaşın ortasında buldu.
Bu parsa kapma savaşında ülkenin koşulları gereği hem de Dünyada ve Yurtta Barış ilkesi gereği savaşa girilmedi. Tek bir yurttaşının hayatını kaybetmesine izin verilmedi.
Bu bağımsızlık kararını veren İsmet İnönü liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi 1950 de yapılan seçimlerde iktidarı Küçük Amerika olma hayalindeki DP’ye devretti.
Lozan’da, emperyalistlerin elinden söke söke aldığı bağımsız, özgür Türkiye Cumhuriyeti bağımlı duruma getirilmeye başlandı.
O günden sonra ABD çıkarlarını savunma görevini üstlenerek yeşil kuşak yapılanmasıyla fedailik görevini, bugün BOP ile devam ettirmektedir.

Emperyalizmin işbirlikçilerinin hizmetinde sekiz yıldır iktidarda olan AKP, teslimiyetçi, işbirlikçiliğine ek olarak ülkeyi ılımlı İslam diye adlandırılan şeriat devletini kurma aşamasına getirmiştir.
Ülke açıkça dinci faşizmin kontrolü altındadır.
Bu güne kadar AKP’yi küçük gören, çıkarları gereği gözlerini kapatan, bu talan furyasından nemalananların desteğiyle devletin bütün kurumlarına hâkim durumdadır.
Tehlike görünenden daha kaygı verici durumdan çıkmış ülke çökme dönemine girmiştir.
Yargı, medya, güvenlik güçleri, üniversiteler tamamen AKP’nin parti organı durumuna getirilmiştir.
Ülkenin her bölgesi teröre teslim edilmiştir.
Kürtçe bilmediği için Kürtçe şarkı söyleyemeyen sanatçılar kurşunlanmaya başlanmıştır.
Gündemi kırk bin insanın katlinden sorumlu terörist başı belirlemektedir.
Suç işleyen AKP’li belediye başkanları, bürokratları hakkında soruşturma, kovuşturma olanağı ortadan kalkmıştır.
Türkiye hukuksuz, adaletsiz, sahipsiz bir ülke durumuna getirilmiştir.
Mecliste CHP dışında hiçbir siyasi parti AKP’ye karşı durmamaktadırlar.
AKP’nin dinci faşizmini püskürtecek tek güç olarak CHP kalmıştır.
Bu gerçeği gören parti tabanı, tavanıyla birleşerek iktidar mücadelesinin meşalesini yakmıştır. Bu umut ışığı ülkemizin geleceği için güven kaynağı olacaktır.

Cumhuriyet Türkiye’sinin temelini atan CHP, Türkiye’nin kuruluş felsefesine sahip çıkacaktır.
Bu nedenle başlattığı İktidar Yürüyüşünü bu kuruluş felsefesinin öncülüğünde götürecektir.
CHP, bu kurultayında hedeflerini cesaretle inançla ortaya koymuştur.
Lider Kılıçdaroğlu, başbakanın ölçüsüz, öfkeci seviyesine düşmeden sakin, ama kararlılıkla CHP liderliğini yüzünün akıyla başaracağını kanıtlayacaktır.

Şimdi; bağımsız, çağdaş, laik sosyal bir hukuk devleti kimliliğine sahip bir Türkiye yaratmanın görevini üstlenmiştir.
İşbirlikçilerin, AKP çöplüğünde eşelenenlerin, bölücülerin aklına, yol göstermelerine gereksinimi yoktur.
Türkiye’nin tüm değerlerine, ilkelerine, kültürlerine sahip çıkarak barış ve özgürlüklerin geçerli olduğu bir yapıya kavuşması için, her aydının, işçinin, kadının, yurtseverin CHP’ye destek vermesi gerekmektedir.
Artık ok yaydan çıkmıştır.
Bu halk iktidarının ayak sesleridir.

AKP’ye direnmek değil, onları ve kalıntılarını söküp atmak kararlılığıdır.
Bu nedenle, kişisel hesaplaşmaları, kaytarmak için ucuz nedenleri, benlik kavgalarını bir tarafa bırakarak tek yumruk olmak zorundayız.
İnançla, umutla, özümüzden söküp atamadıkları yurttaş bilinciyle.

Söz konusu uygar, özgür bir vatandır.

O vatan, Türkiye’dir!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.