DİPLOMASİNİN DEĞİŞİMİ

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Şimdi yazının başlığını böyle koydum, ama binlerce yıllık bir kurumun, hele devletlerin egemen olduğu bir uluslararası düzende öyle kolaylıkla değişeceğini ileri sürmek yanlış olur.
Fakat son iki gündür yeni bir “diplomasi” çağına girilmekte olduğu da doğrudur.
Wikileaks’in hangi yollarla ele geçirdiği henüz tam olarak bilinmeyen ABD diplomasi yazışmalarının pazara düşmesi elbette bir miladı gösteriyor.
Hiç kuşkusuz bundan beş on yıl öncesine kadar teknik olanakları kullanarak varlığı için yaşamsal önem taşıyan mahremiyetini koruyabilecek güçteki diplomasi kurumu Wikileaks’in yayınlamaya başladığı belgelerle bir anlamda “dokunulmazlığını” yitirmiş bulunmaktadır.
Bu ilginç gelişmeyi doğuran nedenlerin başında kamuoyu denilen muazzam gücün giderek daha da güçlenmesi ve her geçen gün şaşırtıcı biçimde gelişen iletişim devrimi gelmektedir.
Bu denli büyük miktarda belgenin ele geçirilmesi bir yana, dünyanın her tarafında okunur halde sunulması müthiş bir olaydır.
Her ülkenin kamuoyu sadece kendi ülkesinin yöneticileri ile ilgili yazışmaları ve iddiaları değerlendirmeyecek, yakın uzak hangi ülke ve yöneticileri veya politikaları hakkında ortaya çıkan ne varsa onları da bilecek ve değerlendirecektir.
Böylece herkesin herkes hakkındaki mevcut imajlarında kaymalar olabilecektir.
Bunun adına uluslararası ilişkilere ilişkin bilgilerin demokratikleşmesi denebilir mi, buna karar vermek için henüz erkendir.
Diplomatların içinde görev yaptıkları ülkeler hakkında merkezleriyle bir tür yatak odası fısıldaşmaları olarak nitelendirilebilecek yazışmalarının bu kadar aleniyete dökülmesi belki de bir anlamda yakışıksız olarak değerlendirilmelidir..
Bütün bu düşüncelerin yanında böyle bir tasarruftan kimin ne gibi bir beklentisi olduğu hakkında da kafa yormak gerekiyor.
Komplo teorilerine kendimizi kaptırmayalım, ama bakalım kim sonunda bu işten yararlanmış olacak, göreceğiz.
Wikileaks yaptığı açıklamada önümüzdeki aylar boyunca belgeleri peyderpey yayınlamaya devam edeceğiz diyor.
Bakalım Pandora’nın kutusundan neler çıkacak, merakla bekliyoruz.
Olan bitene Türkiye’den bakıldığında ise doğrusu bizim ve bizimle ilgili konuların sayısının çokluğu nedeniyle fazlasıyla mercek altına alınmış olduğumuzu görmemek mümkün değil.
Sekiz bine yakın belge Türkiye hakkında imiş ve bunların henüz çok küçük bir bölümü yayınlandı.
Bunun nedeni ülkemizin ve bulunduğumuz bölgenin önemi mi, yoksa arkasından başka amaçlar mı çıkacak, bunu şimdiden kestirmek zordur.
Ancak Türkiye ve belgelerde adı geçen bütün ülkeler bugünden tezi yok politikaları ve yöneticileri hakkında yazılıp çizilenleri ilgili kurumları eliyle araştırıp sorgulamak zorundadır.
Amerikan diplomasi mesajlarında yazılanların çoğu zaman farklı kaynaklardan elde edilen ve doğrulanması mümkün olmayan ham bilgi ve bunlara dayanan değerlendirmeler olma ihtimali bu zorunluluğu ortadan kaldırmamaktadır.
Süper güç olarak nitelenen bir ülkenin yatak odasındakiler bir bir ortaya dökülmüştür ve bunun mutlaka hem iç politikada hem de uluslararası ilişkilerde etkileri olacaktır.
Ne diplomasi ve ne de siyaset kurumu bu noktadan itibaren hiçbir şey olmamış gibi davranamaz.
Tüm bu gelişmeyi, dünyaya bu geniş ifşaatı yapan ve hükümet dışı bir kuruluş olarak bilinen Wikileaks’in (Sunshine Group) günümüzde kamu veya yurttaş diplomasisi olarak adlandırılan olgu adına klasik diplomasi ile savaşımının bir parçası olarak değerlendirmek doğru olur kanısındayım.

Herkese iyi bir hafta dilerim.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.