DİNLEME DEPREMİ!

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İstanbul başsavcı vekilinin dinlenmesi, Yargıtay’ın dinlenmesi birçok hakim ve savcının dinlenmesi tartışmaları devam ediyor.

Dinlemelerin yasalara uygun olarak yapılıp yapılmadığı ise tartışmaların odağını oluşturuyor.

Adalet bakanı, Yargıtay başkanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başkan vekili, açıklama yapıyor. İlgili, ilgisiz herkes tartışıyor.

Tartışılan şu: Hukuk devletinde böyle bir şey olabilir mi? Demokrasilerde olur mu?

Anayasa mahkemesi başkanvekilinin dinlenmesine ilişkin aldığı karar, sanırım bu konuda emsal içtihat niteliğinde.

Mahkemeye göre dinlemeler, CMK aykırı!
Mahkemenin 1’e karşı 10 oyla aldığı kararda, Ergenekon savcılarının gönderdiği telefon dinleme tutanakları için örtülü biçimde yasadışı delil nitelemesi yapılmıştı. Kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK), telefonların nasıl ve hangi suçlar yönünden dinlenebileceği ve tesadüfen elde edilen delillerin nasıl değerlendirilmesi gerektiği yönündeki maddelerine atıf yapılarak, “Paksüt’ün bazı gazetecilere gizli kalması gereken bilgileri vermiş olsa da” dinleme kayıtlarının CMK’ya aykırı olduğu vurgulanmıştı.

CMK’nın 135. maddesi, telefon dinlemelerinin hangi suçlar yönünden ve nasıl yapılabileceğini gösteriyor. Paksüt’ün gazetecilerle yaptığı görüşmeler de yasada sayılan ve telefon dinlemesi yapılabilecek suçlar arasında yer almıyor.

CMK’nın 138. maddesi de bir şüphelinin telefonu dinlenirken, yeni bir suçun ortaya çıkması halinde durumun derhal savcıya bildirilmesini ve bu suçla ilgili yeni işlem başlatılmasını zorunlu tutuyor.

Buna göre, Ümraniye savcılarının, Paksüt’ün dinlemeye takıldığı andan itibaren Anayasa Mahkemesi’ne başvurması gerekiyordu. Ancak dinleme aylarca devam etti.

Yasa dışı dinlemeye yeni içtihat
Anayasa Mahkemesi, dinlemeye alınan zanlının telefonundan görüşme yapan bir başka kişinin sözlerinin delil sayılabilmesi için ayrı bir dinleme kararı gerektiğine hükmetti. Bu yoruma göre, aynı telefonu kullanan iki kişi için iki ayrı dinleme kararı çıkarılması gerekiyor. Yüksek Mahkeme, bu yorumuyla dinlemeler konusunda bir ilki oluştururken böylece dolaylı dinlemeler konusunda yeni bir içtihat kararı vermiş oldu. Böylece Osman Paksüt’ün Ümraniye savcıları tarafından yasaya aykırı biçimde soruşturulup dinlemeye alındığı, delillerin yasadışı olması nedeniyle ceza verilemeyeceğini de karar altına aldı.

Karar; Ümraniye Davası’nda da emsal oluşturacak. Hem Ümraniye davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hem de Yargıtay, bundan sonra bakacağı davalarda Anayasa Mahkemesi’nin kararını dikkate alarak hüküm kuracak.

TİB, dinlemedik, dinlenenlerde mahkeme kararı ile yapıldı açıklaması yapıyor. Ama dinlenenlerin suçu ve bağlantısı tespit edilmemesine rağmen dinlemeye devam kararını da Adalet Bakanlığı istiyor..

Eski AKP’li bakan Abdüllatif Şener üçlü ya da bakanlar kurulu kararnamesi ile değil doğrudan başbakanın atadığı, denetiminin de diğer devlet kurumlarından farklı olarak sadece başbakanın belirlediği kişilerce denetlenebileceği bir kurumun kurulduğu açıklamasını yapıyor ve diyor ki ben dahil herkesi başbakan dinliyor.

Şimdi bu açıklamadan sonra neyin yasalara uygun neyin olmadığına ilişkin yorumlar bir anlam taşıyor mu? Bana göre hayır!

Bazı bakanlar da açıklama yapıyor yasa dışı dinlemeler kötü diye.

Kime inanacağız?
Toplumda yaygınlaşan korku, endişe, güvensizlik nasıl giderilecek?
Tam bir arapsaçı!. Kördüğüm. Peki kim, nasıl, ne şekilde çözecek?

Çözülecek yol belli de ne zaman sorusu galiba boşlukta duruyor.

Bekleyip, görelim!

Günün Sözü: Fazla meraklı olan, karar almakta çok hata yapar.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.