DİNDARLIK OLGUSU VE TİCARET AHLAKI

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Özellikle son günlerde Türkiye’deki kitlelerin dine daha fazla eğilim gösterdiği konusunda bazı kesimlerde endişeler gözlemliyorum. Kimine göre olumlu kimine göre olumsuz olarak nitelenen bu sosyal değişimin tam tersine müthiş bir ahlaki çöküşü de gözlemliyorum. Herkesin ahlak anlayışı değişik olabileceği için sosyal yaşamdaki ahlaktan değil, ticari ahlak konusunda bir şeyler söylemek isterim. Din olgusundaki artışa paralel ticari ahlaksızlığın da artışına mantıksal açıklama bulamıyorum. Konuyu birkaç örnekle açmak istiyorum…

Diz üstü bilgisayarımın son günlerde aşırı ısınması nedeniyle servisine başvurdum. Yaklaşık iki yıllık bilgisayarımın garantisinin bitip bitmediğini bilmediğimden ve arızasının garanti kapsamında olup olmadığını bilmediğimden en az 150 Euro’yu gözden çıkarmıştım. Firma kargo ile bilgisayarımı evimden aldırdı. Beş gün sonra bilgisayarım sadece ısınması yüzünden trafonun değiştirilmesinin yanı sıra fazla kullanmaktan aşınan üst kaplaması de değiştirilip adeta yepyeni olarak bana gönderildi. Garantisinin bitmesine daha iki hafta olduğu gerekçesiyle de bir cent bile ücret almadılar. Bunu yapanlar bazılarının deyimiyle “CAVURLAR”…

Türkiye’de bir büyük kentimizde bir Türk işadamı ile Alman firma temsilcileri bir hotelin lobisinde iş toplantısı yapıyor. Bir karış sakallı Türk işadamı gururla Mekke’de yaptığı 65 milyon dolarlık işten bahsediyor ve sık sık da namaz saatini yaklaştığını hatırlatarak konuşmanın fazla uzamamasını diliyor. İstediği de henüz alınmamış, ama kendisinin almayı garanti gördüğü bir ihaleye Alman firması ile ortak olarak girmek istiyor. Bu iş için de Alman firmasına 4 Milyon Euro teklif ediyor. Alman firması işe hiçbir şekilde aktif katılmayacak, ama kağıt üzerinde iş adamımız işi onlarla birlikte ve onların tekniğini kullanmış gibi gösterip, ihaleden daha fazla para alabilecek. Adam bunu utanmadan söylerken, Alman tarafı “kesinlikle olmaz, bizim ticari ahlakımıza aykırı” deyip kestirip atıyor. O işadamının deyimiyle bunlar da “CAVURLAR”

Söyleyin Allah aşkına burada “cavur” kim? “Müslüman” kim?

Bize ailelerimizin ilk öğrettiği İslami ve ahlaki haram helal değil miydi? Şuayb Peygamberin kavminin depremlerle yok edilmesinin nedenleri arasında ölçü ve tartılarda hile yapılması yok muydu?

“Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.” (Araf 85)

Kuran’daki bu ve buna benzer bize ibret için gönderilen ayetler ticarette sahtekarlık yapan eski kavimlerin nasıl helak olduğunu vurguluyor ve bundan ders alınmasını istiyor. Bugün ders almayanların cezası da sadece biraz ertelenmiş oluyor.

Yazımı yukarıdaki sorumu yineleyerek bitirmek istiyorum:
Toplumumuzun dindarlaşmasıyla birlikte ticari ahlakın da yok olmaya yüz tutmasının mantıksal açıklamasını bilen var mı?

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.