DİNÇ KALMANIN SIRLARI

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Emekli öğretmenlerin yeni yıl buluşması oldukça canlı, enerjik geçti. Önce buluşmaların sohbet havasında geçmesi arzusu dile getirildi. Politik haber ve duyurulara evet, ama burada politik düşüncelere, tartışmaya yer verilmeyecek. Amaç ayrı görüşlere göre kutuplara ayrılmaması, grubun büyümeye her an açık kalması.

Her ayın ilk Cuma günü saat 15:00 den itibaren Berlin-Kreuzberg, Oranienstr. 34, Familiengarten’da toplanmaya oy birliği ile demokratik bir şekilde karar verildi.
Dinç kalmanın ilk sırrı sık sık ve var gücünüzle gülün!
Yazmayı hobi yaptığım için bana fısıldayarak anlatılan Yıldız öğretmenin anlattığı, derlemeyi kitap yapmamı tavsiye ettiği okul fıkraları şimdilik ben de saklı kalsın. Ama toplantılar beş arkadaşı ile birlikte organize eden Nurhayat Kopar öğretmenin anlattığı bir fıkrayı okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Almanya’dan İstanbul’a giden bir işçi taksi şoförlerinin fazla para almasını önlemek ister. Almanya’dan geldiği belli olmamasına özen gösterir, bavulundaki etiketi yok eder. İç hatlara kadar yürür ve orada taksiye biner.
Taksi sürücüsü pahalılıktan, yaşam şartlarından anlatır. İşçi bu sohbet esnasında da çok dikkatli konuşur.
Yurtdışından geldiğini ele verecek hiç bir ipucu vermedim, diye içinden sevinir. Tam parayı ödeyip ineceği anda taksi şoförü abi, Almanya’nın neresinden geliyorsun, diye sorar. Berlin’den gelen işçi şaşırır ve nereden anladığını, öğrenmek ister. Taksi sahibi abi, sen arabaya biner binmez emniyet kemerini bağladın, Türkiye’de yaşayanlar böyle yapmaz, der.
Emeklilerin zorunlu olmayan sayılara önem vermedikleri belli oluyordu, yaş, kilo, boy gibi.
Küçük şeylerle mutlu oldukları torunlarıyla ilgili anlattıkları hikâyelere siniyordu.
Üzülünce, bir arkadaş, dost ve akraba bu dünyayı terk etmişse veya duygulu bir film, müzik eşliğinde gözyaşlarını evde yalnız oldukları ana bırakmışlardı.
Asık suratlı, negatif düşünen insanları arkadaş olarak seçmiyorlardı. Neşeli insan güneşe benzer, girdiği yer aydınlanmış gibi olur. Bu sözü hayatlarında prensip yapıyorlar.
Hastalık, ağrıları ile ilgili şikâyetlerden uzak duruyorlardı, zira artık kaybedecek vakitleri yoktu.
Küçük şeylerden zevk alma, hobilerine zaman ayırmanın önemini iyi kavramışlardı. El işi, bilgisayar, hele yazın dört ay boyunca bahçe işleri vaz geçilmez uğraşıları oluyor.
iltergh-04-02-a.jpg
Beyni, tüm vücudu işler halde tutmak dinç yaşama ve yaşlanmaya hizmet eder. İnsanın kendini unuttuğu Alzheimer hastalığı çalışan, öğrenmeye devam eden beyine giremez. İşleyen hareket halindeki vücut kemik, kas hastalıklarına yer ve fırsat vermiyor.
Kış aylarında evlerinin sığınakları olmasına özen gösterip, çevrelerini sevdikleri ile dolduruyorlar. Mümkün olduğu kadar az eşya, ama yakın dost, çocukları ve torunlarıyla zaman geçirmeye bakıyorlar.
Ben, emekli öğretmen geçmişin toplamıyım, demeli. Keşkelerle vakit geçirme, vicdan azabı, suçluluk duygusu hasta yapar. En iyisi geçmişten çıkarılan derslerle yola devam ederek hanın ikinci kapısından ihtiyarlamadan yaşlanarak bu dünyayı terk etmektir.
Hâlâ seyahatlerine devam eden emekliler var. Dünya’yı, yurdunu gez gör, diyorlar. Didim’de evimde konuk ettiğim bir alman öğretmen arkadaşım on yıl Türkiye’yi dolaştıktan sonra, bana Karadeniz’i görmediysen Türkiye’yi görmüş sayılmazsın, dedi.
Sağlıklarının kıymetini biliyorlar. İyi olanlar iyiliği uzatmaya çalışıyorlar. Şikâyeti olanlar doktora tedaviye gitmeyi ihmâl etmiyorlar.
Eğer emekli olana kadar fırsat bulamadıysanız, hiç değilse şimdi sevdiklerinize sevdiğinizi sık sık söyleyin, duygunuzu gösterin, sevginizi her fırsatta hissettiriniz. Sevgi öğrenilir, bu sağlıklı duyguyu torunlar yaşlı insanlardan yaşayarak öğrenebilirler.
Çocukluğu sevgi ile sıcacık geçen yetişkinler o zaman biriken enerji ile bugün zorluklara göğüs gerer, problemlerini pozitif yolda çözer, alkol gibi zararlı alışkanlıklara yönelmez.
Sevgili okurlarım, emekli olup ta sosyal problemleri çözmeye çalışan, bu amaçlarına ulaşmak için derneklerde görev alarak devam edenler de var elbette.
Ökumenische Zentrum, Çevre-Barış ve Dünya derneği başkanı Papaz Peter Kranz’ı, Berlin-Spandau’da Luther Cemiyet’inden tanıyorum. İlçenin sorunlarını çözme amacıyla birlikte sosyal çalışmalarımız oldu. Derneğin yıllık raporunda yazdığı bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum. Emekli olduktan sonra çalışmalarını Berlin-Charlottenburg, Ökumenisches Zentrum Wilma derneğinde devam ediyor. O civarda oturanlar ilgi duyarlarsa o derneği destekleyebilirler.
Almanca bilenler için aslını yazıyorum.
Nur Rebellen
Wir alle müssen Rebellen sein,
die wissen was sie tun.
Denn das wollen wir:
Die Tapferkeit, derer,
die nicht bloß
das sichtbare gelten lassen.
 
Ruhe ist Unterwerfung
Melancholie, Tod.
Das Leben ist in den Böen,
Wo der Wind peitscht
und jede Zelle bebt
und man das Unmögliche glaubt.
Nur Rebellen
sind Leuchtfeuer der Veränderung,
die unsere Menschlichkeit verlangt.
Yalnız isyan edenler
Biz hepimiz asi olmak zorundayız,
onlar ne yaptıklarını biliyorlar.
Zira biz istiyoruz ki, cesaretli olanlar,
yalnız görülen durumla memnun olmasınlar.
Huzur, emre amade olmaktır,
melankoli ve ölüm.
Hayat fırtınanın kamçıladığı
dalgalarda görülür.
Ve her hücrede sarsıntı yapar.
Ve insan olmayacak şeylere inanır.
Yalnız ve ancak asiler,
değiştiren ateşin alevini tutuşturanlardır.
İşte insanlık bunu arzu eder.
Federico Mayor Zaragoza
[1987 – 1999 yıllarında UNESCO genel direktörü idi]
Peter Bey, öfkelenin, isyan edin başka bir dünya mümkündür, diyor. Birlikte yaşadığımız insanları öteki yapmadan tanımaya çalışmak elzemdir. Başka görüş ve kültürler insanlığın zenginleşmesidir. Sevgi, saygı dolu bir dünya, çevrenin, bütün canlıların korunduğu barış içinde yaşanılan bir evren ütopik değildir.
Tüm dünya ülkelerinde şiddet kullanmadan öfkelenmeye, isyan etmeye izin verilmeli, kahraman cesaretli insanlar ceza ve ölümle korkutulmamalıdır.
Dinç kalın!
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.