DİN TAHRİPÇİLERİ

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DİN TAHRİPÇİLERİ OLARAK SADECE MUSEVÎLERİ VE HIRISTİYANLARI GÖRMEK YANLIŞTIR. MÜSLÜMANLAR DA AYNI ÖLÇÜDE DİNLERİNİ TAHRİP ETMEKTEDİRLER

” İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak edecek misin Allah’ım.” (A’raf 155)

Din; Yaratıcının yarattıklarıyla arasındaki diyalogu sağlayan bir köprüdür. İlk yaratılan insandan bu tarafa, insanlar hep bu köprüyü tahrip etmişler, Yüce Yaratıcı da usanmadan, yılmadan büyük bir sabırla bazen bu köprüyü tamir etmiş bazen de yenilemiştir. Bu köprü yaratılanı Yaratan’ına götürecek olan tek yoldur. Tahripçiler, yol kesiciler yaratılanları Yaratan’ıyla buluşturmak istemezler. Bundan dolayı bu köprü çıkar çevreleri tarafından sürekli tahrip edilir.

Son inşa ettirilen köprünün mimarı Hz. Muhammed’dir. Bu köprüden sonra, daha köprü inşa edilmeyecektir. Ancak bu köprü de diğerleri gibi tahrip edilecektir. Ana gövde Yaratıcı kudret tarafından koruma altına alındığı için – ” O’nu Ben indirdim Ben koruyacağım.” Hicir 9 – köprünün öncekiler gibi tamamen ortadan kaldırılması mümkün olamayacaktır. Kıyamet sabahına kadar bu köprü ayakta kalacaktır. Bu son köprünün adı da öncekiler gibi İslâm.

İslâm; kimsenin düşmanı değildir. Her insanı aynı sevecenlikle kucaklar ve bağrına basar, elinden tutar, ayağa kaldırır. Ancak bir tek isteği vardır elinden tuttuğu insanlardan: ” Ne olur” der onlara “Ben sizin elinizden nasıl tutuyorsam, ayağa kaldırıyorsam, sizde hemcinslerinizin elinden ve diğer yaratılmışların elinden aynı sevecenlikle tutun ve onları ayağa kaldırın. Ve bu işi gerçekleştirebilmeniz için size gerekli olacak olan, Ben’i tahrip etmeyin.”

Ancak; insanlar “nankör” ( Âdiyât suresi) oldukları için, bu sese kulak vermezler. Geçmişte hep böyle olmuş. Yüce Mevla’mız bu nankörleri bize tanıtırken dikkatlerimizi o yöne iyice çekebilmek için, ” akıl erdirmeyecek misiniz? İbret almayacak mısınız? ” diyerek dikkatlerimizi çekmeye çalışır. Bazen de “ibret alan mı var diyerek” kendi kendine kahırlanır. Ve iyice canı sıkılarak yüksek sesle haykırır ” aklınızı çalıştırmazsanız sizi pislik içerisinde bırakırım (Yunus Sûresi 100)” .

Hz. Muhammed’in s. ümmeti de Ehlikitaptır. Yani onların içerisinde de tahripçiler vardır. Ancak, Kur’an tahripçilerden bahsederken, nedense hiç kimse üzerine bile almaz söylenenleri. Ehlikitapla ilgili Kur’an kıssalarını anlatanlar masal gibi anlatır, dinleyenler de masal gibi dinlerler. Kur’an’ın olaya nasıl bakmamız gerektiğini anlamaya gerek yoktur.

Bazı Müslümanlar daha da başkadır. Onlar sadece güzel sesli bir hafızın okuduğu nağmelerin etkisiyle kendilerinden geçerler, mutlu olurlar. ” Din baronları da” bu tür Müslümanların varlığından her zaman memnundurlar. Çünkü bu Müslüman tipi hurafelerecidir, kolay örgütlenir. Sermaye olarak ajitasyon yeterlidir. Bunların sayılarını artırmak için yapılması gereken tek şey vardır, o da; köprünün tahrip edilmesidir.

Bazı tahripçiler namazını kılan, orucunu tutan, mevlidini okutan, babasının, dedesinin hocalığıyla, kalp temizliğiyle övünen insanları Cennete götürürken; bazı tahripçiler de Şeyh marifetiyle insanları Cennet’e koyarlar. ” Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır, tut şeyhinin eteğinden gir Cennet’e… ” gibi cümleler beylik sloganlardır. Başka bir tahripçi grup da ilim adına insanlara yön verir. Bunlar; Kur’an’ın herkes tarafından anlaşılamayacağından dem vururlar. Onlara göre insanlar, anlayanların anlattıkları kadar bir bilgiden sorumludur, boşuna zaman harcayarak Kur’an’ı anlamaya çalışmanın yorgunluktan başka hiçbir getirisi yoktur. Ağabeyler, efendiler, mübarekler, irfanlılar, kurbanlar bu işi çok iyi bilirler.

Öte yandan, seneler öncesinden bazı âlimler bugünleri görerek insanların problemlerini çözmüşlerdir(!). Onlar ne dediyse doğrudur. Bugünün insanına hiçbir şey kalmamıştır. Bunlardan bazılarına göre, içtihat (yorum ) kapısı kapanmıştır. Bazılarına göre ise, içtihat kapısı kapanmamıştır ama içtihat yapacak âlim yoktur. Onlara göre, bugünküler âlim sayılmazlar.

İşte bu tür düşüncelere sahip olan insanların yaptığı şey de, aynı şekilde köprüyü tahrip etmektir. Bugün köprü, adı Müslüman olan insanlar tarafından acımasızca dindarlık adına tahrip edilmektedir. Şaşılacak bir şey yok: Çünkü köprü, dün de aynı şekilde tahrip edilmişti. Kur’an bunlara müşrik adıyla hitap ederek, özelliklerinden uzun uzun bahseder ve bizlerin dikkatini o yöne çekmek ister. Onlar gibi olmamamız için de zaman zaman sesini yükseltir. Ama heyhat! Anlayan mı var. İnsanların ortak özellikleri “nankörlük” olduğundan, son köprü de tahrip edilmiştir.

Aliye İzzet Begoviç bugün yaşanılan İslâm’ın gerçek İslâm olmadığını, hurafeler ve bid’atlardan, geleneklerden örülü bir İslâm olduğunu, insanlığın kurtuluşunun bu sahte İslâm’dan uzaklaşmakla mümkün olabileceğini bakın ne güzel dile getirmiştir: ” Allah İslâm dînini insanlığın kurtuluşu için indirmiştir. Ancak bugünkü yaşanan din, kendi mensubunu bile kurtaramamaktadır. Nasıl olur da kendi mensubunu bile kurtaramayan bu din, insanlığı ve gezegeni kurtarır.”

” İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak edecek misin Allah’ım.” (A’raf 155)

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.