DİKTATÖRE DEĞİL HALKA GÜVENİN HAYIRDA BİRLEŞİN

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DİKTATÖRE DEĞİL HALKA GÜVENİN HAYIRDA BİRLEŞİN
 
AKP’de tek bir kişi için istenen Başkanlık Sistemi ne meclisin ve de toplumun karşı olması nedeniyle unutulur olmuştu.
 
Ancak  Bahçeli’nin MHP’sinde muhalefetin Kurultayla Bahçeli’nin koltuğundan indirmesi gerçekleştireceği kesinleşince durum değişti.
AKP yargısı devreye girerek kurultayı Gemerek hakimince ne alaka dercesine durdurulunca  Bahçeli kurtarıcı olarak  Erdoğan’a ve onun malı AKP’ye sığındı.
 
Kimine göre gizlenen bir kaset nedeniyle,kimi  MHP’nin eski bakan düzeyindeki siyasetçilerin Bahçeli için ”Ajan”suçlamaları ortaya dökülmesiyle Bahçeli, önceki söylemlerinin aksine ”beni yakan ülkeyi yakarım” havasına girerek Anayasa değişikliğine destek vereceğini açıkladı.
Gerek yüklendiği misyonu, gerek dünyevi hırsı için mücadele ettiği koltuğunu şimdilik korudu.
 İçinde ne olduğu bilinmeyen gizli kaseti de şimdilik yayına konması ertelendi.
 
Ama bir gerçek var ki; ”Birden fazla kişinin bildiği sır, sır değildir.”
 
AKP, bu fırsatı kaçırmayarak iktidara gelmeden önce karanlık odalarda Laik Cumhuriyetin nasıl ortadan kaldırılacağı hesabı yapılarak hazırlanmış bu anayasa taslağını en uygun ortamı bulduğu için süratle meclise taşımıştır.
 
Kendi seçmenine bile güvenemediği için, mecliste olanları yasaklarla halktan gizlemeye çalışıldı.
Şiddete başvurmadan direnme hakkını kullanan milletvekilleri dövülerek, tartaklanarak gizli oy verme kuralı çiğnenerek AKP ve MHP milletvekilleri (5 muhalif MHP’li hariç) seçim pullarının arta kalanını Bahçeli’ye ve AKP yöneticilerine teslim ederek anayasayı çiğnemişlerdir.
 
AKP içerisindeki Gülen Cemaati kontenjanından milletvekili seçilen milletvekilleri tutuklanma korkusuyla gizli oylarını açıkça kullanarak güya kendilerini korumaya aldılar.
 
Hele Antalya’da Gülen Cemaatinin yandaşı kadın milletvekili, diğer partiden kadın milletvekilinin direnme hakkını kullanmasını  fırsat bilerek düşmana saldırır gibi bir eli kelepçeyle bağlı olmasını bile umursamadan üzerine saldırdığının resimlerini tüm Türkiye ve dünya basınında ibretle, tiksintiyle izlendi.
Hızlarını alamayan, AKP’li Amazonlar bir ayağı bir kolu protezli kadın milletvekiline avını parçalayan akbabalar gibi saldırmıştı.
Halbuki Türkiye Anayasa konusunda Osmanlıdan beri önemli deneyimleri olan bir ülkedir.
Bunlar özledikleri Osmanlıyı bile bilmiyorlar.
 
Demokratik ülkelerde eğer Anayasa da değişiklik yapılacaksa bunun kuralları vardır;
              Değişikliğin gerekli olup olmadığı, hangi maddelerin ve niçin değiştirilmesi gerektiği tartışılır.
              Hukukçularca uzun bir araştırma sonunda bir taslak hazırlanır
              Siyasi partilerin sadece meclisteki temsilcileri değil, meclis dışındaki siyasi partilerin, sivil      toplum örgütlerinin görüşleri alınır.
              Bu taslak toplumda özgürce tartışılır.
              Toplumun önemli kesiminde uzlaşı sağlanırsa meclisin ve de halkın onayına sunulur.
Bu kuralların hiçbiri önemsenmeden milletin vekilleri bir adamın müridi gibi Anayasa değişikliğinin tek maddesini bile okumadan , MHP ile yeter ki erken seçim olmasın diye imzalayarak önerdikleri  Anayasa değişikliği için TBMM’de verdikleri oylarla;
              Devletin tek adama
              Yasamanın tek adama
              Yürütmenin  tek adama
              Yargının tek adama
              Ordunun ve emniyetin tek adama teslimini kişisel çıkarları karşılığı satmışlardır.
Bir daha üzerine basarak vurgulayalım ki; bu anayasa değişikliği alelacele ortaya çıkarılmış bir taslak değildir.
Tüm maddeleri ince ince hesaplanarak dönüşümü zor bir rejim değişikliğinin nasıl olması gerekiyorsa madde madde sinsice ve düşünülerek hazırlanmıştır.
Ergenekon davalarında yardımcı olan dış ülkelerin hukukçularının bu rejim ve sistem değişikliğine katkıları vardır.
Daha 2013 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak davet metnini;
 
”TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI”diye yazarken CUMHURİYET sözcüğünün olmaması rastlantı değildir.
 
Erdoğan’a saflıklarından mı, komplonun derinlerine inemedikleri için mi;
”Bu değişecek anayasa Erdoğan için de iyi değildir”.ya da.. Aman bu yasayı imzalama bak pişman olursun.” gibi Erdoğan’a acıma çağrıları yapanlara; RTE katıla katıla gülüyordur.
 
Barış çubuğu içme davetçilerine yakında gürleyerek restini çekecektir.
 
Bu yola bilerek birlikte çıktıkları dava arkadaşlarını bile pırasa gibi doğrarken kim takar dışarıdan gazel okuyan Yalova Kaymakamlarını.
Bu rejim değişmezse nelerin hesabının sorulacağını o sizden iyi biliyor.
Bu hesap defterini haftaya sıralarız.
Ama asıl tarihten ders alması gerekenler bilmelidir ki;
Ne Hitler, ne Mussolini, ne Salazar ve diğer diktatörler sonlarını bilemeyecek kadar kendilerine güvendikleri bir içi boş kibirleri gözlerini köreltmişti.
İsteseler de sonlarını  göremezlerdi,
O nedenle; tüm yurtseverler, aydınlar ve demokratlar
Enerjinizi RTE’yi iknaya değil,  halkı HAYIR da birleştirmeye harcayın.
HAYIR’ lı gelecekler!

Yıldız AKALIN
 
 
 
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.