DEYYUS

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yozgat ili Müftü Yardımcısı Nasuf Yaylagül; verdiği cuma namazı vaazında, , “Başbakanın kızı başı örtülü, cumhurbaşkanının eşi başı örtülü olacak, senin eşinin başı neden örtülü olmasın. Sen de başını örttüreceksin, eşini ve kızlarını düğünlerde erkeklerle oynarken kıskanmayan, ses çıkarmayan kocalar “deyyusturlar. Sen kızın, eşin oynarken bakacaksın, susacaksın. Lise Caddesi’nde kızlarla, oğlanlar bir araya gelmiş konuşuyorlar, bunun adı da deyyusluktur” buyurmuşlar.
Önceki akşam da aynı ilin müftüsü Nuh Korkmaz; hayırsever bir zenginin verdiği iftar yemeğine katılan gençleri kovmuş sofradan. Nedenini bilmiyorum.

Önce; şu ”deyyus”un sözlük anlamına bakalım.
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde sözcüğün anlamı şöyle açıklanmış: Karısının ya da kendisine çok yakın olan bir kadının iffetsizliğine göz yuman kimse (kaba, sövgü anlamında kullanılır)
Öyle ya! İffet ya saçının kıllarındadır kadının ya da iki bacağının arasında. İffeti erkeğin saçının telinde ve onun apış arasında arayan şaşkınlar bir türlü öğrenemediler şunu.
1. Karın ve kızın, cumhurbaşkanı ve başbakanın karısı ve kızı gibi örtmezlerse başlarını deyyusluğunun ilk kanıtı budur.
2. Eşin ve kızın düğünlerde erkeklerle oynayacaklar. Buna sen izin vereceksin. Sesin çıkmayacak. Onları kıskanmayacaksın. Eeee! Deyyus değilsen, nesin sen? Deyyus!…
Ama sen, atabilirsin göbekleri. Kadınlar, kızlar bakarlarsa attığın göbeciklere hele, taş çıkarttırırsın çeri başına, anasını satayım.
Diyorum ya hep; elimizi verdik bir kez bunlara, bakalım kolumuzu kurtarabilecek miyiz?
70 li yılların başıydı. Rahmetli babam bana ve diğer iki erkek kardeşime, bir kez olsun camide birlikte cuma namazı kılamadığından yakınır, sitem ederdi. Bir cuma, ondan habersiz, hazırlandım ve cuma namazlarını kıldığı mahallenin camisine gittim. Babam ortalarda bir yerde oturmuş kürsüdeki imamın verdiği vaazı dinliyordu cemaatle birlikte. Omuzuna dokundum, yanına diz çöktüm. Yüzündeki mutluluğun resmini Abidin (Dino) bile yapamazdı. Ben de verilen vaazı dinlemeye koyuldum. Aradan 40 yıl geçmiş belki ama ; bugün bile kanım donarak anımsıyorum, imam vaazının bir yerinde aynen şunları salvaladı:
”İnönüstim diyorlar. Kemalistim diyorlar. Zındıklar! Hz. Muhammed’in adını bir kere ağızlarına almıyorlar.”
Bu imamın arkasında kılamazdım ben namazımı. Hemen kalktım. Paçamadan çekti babam. ”Otur!” dedi. Oturdum, cuma namazını kıldıktan sonra gitmek istedim, yine bırakmadı babam. Öğle namazını da kıldım. Namazdan sonra tuttu elimden, imamın karşısına dikti beni. Sordu ona:
”Bu genci tanıyor musun İmam Efendi?”
”Hayır!” dedi imam, ”Tanımıyorum ama Yusuf Ağa, sana çok benziyor. Oğlun sanırım.”
”Evet!” dedi, rahmetli babam, ”Büyük oğlum. Cumaya gelmiyorlar diye kızıyordum onlara. Bugün geldi ve beni de çok mutlu etti. Ama bir daha gelmez, gelmeyecek. Neden biliyor musun? Bunların bir Kemalleri, bir de İnönüleri var. Sana mı kaldı onlara dil uzatmak? Onları Hz. Muhammed’le karşılaştırmanın ne anlamı, ne ilgisi var?”
Şaşırdı imam. Anlayamadı mı babamı, babamın bu tavrı ona yabancı mı geldi ne? Bilemem.
Dekolte giyinen kadının tecavüze çağrı çıkardığını, tecavüzcünün bu nedenle haklılığını savunan profesörlerin ülkesi oldu Türkiye.
Polis okulunun başına getirilen profesörün dillere düşen bilimsel yapıtını sağır sultan duydu.
İşkence ettiği kadınlara tecavüz ettiği, tecavüz ettiği kadınlarca kanıtlanan güvenlikçiyi terörle mücadele dairesi başkanı yaptılar Türkiye’de. Ne tanıklara kulak astılar ne de tecavüzü ve tecavüzcüyü anlatan raflardaki kitaplara.
Kafam karıştı gene.
Kim ki bu deyyus?

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.