DEVSOLCUDAN NASIL PAZARLAMACI OLUNUR?

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DEVSOLCUDAN NASIL PAZARLAMACI OLUNUR?

Türkiye siyasetinde milletvekili transferi sıradan olağan işlerden sayılır.
Sağdan sola pek rağbet olmaz ama soldan sağa geçişler çok olur.
Adam zamanında Marksist bir devrimci iken, zaman geçer ırkçı, ayrılıkçı bir Kürtçü olabilir.
Elde silah, üniversite sıralarından dağa çıkar, halksız, işçisiz devrim yapmaya kalkar. Dağda yemek sorunu olur, potinler ayağını sıkar, pişmandır geri de dönemez.
Muhbir olur, arkadaşları baskına uğrar, onlarca kurşun yarasıyla can verir, aynı odadan iki gün sonra sağ çıkar.
Safdillere devrim maceralarını anlatırken Fidel Castro, Che Guavera yanında çırak kalır.
Bazıları da Marksizm rüyalarından öyle bir dönüş yaparlar ki semazenler bile o dönmelerin eline su dökemez.
Kolayını bulmuşlardır;”Kahrolsun Marksizm, yaşasın Liberalizm!”
Kimileri Filistin Kurtuluş Örgütü için Filistin’e gidip gerilla eğitimi aldılar. Baktılar ki devrimcilik yürek ister. Onlarda da o yürek yok, birlikte oldukları arkadaşlarını jurnalleyerek Amerikancı oldular, kimi Türkiye’ye uğramadan Avrupa’ya yelken açarak kapitalizmin nimetlerine ram oldular.
Sağın cehaletini Marks’tan, Lenin’den öğrendikleriyle kapatıp, sağcıların kasaba politikacılığından, molla kültüründen başka ilim ve bilimle ilişkileri olmadığı için bu dönekleri bulunmaz Hint kumaşı yerine koydular.
Osmanlı’da kılıç zoruyla Müslüman olduktan sonra Osmanlı’dan daha fanatik dinci olup, Gayri -Müslimleri pırasa gibi doğrayan vezirleri, sadrazamlar da aynen bunlar gibiydi.
Siyasi tarihimizde Fırıldak Kubi namında bir milletvekilimiz vardı ki şimdiki döneklerin de piri sayılır.
Fırıldak Kubi, namıyla anılan Kubilay Uygun. DSP’den milletvekili oldu.
Sonra DSP’den istifa edip DYP’ye geçti, oradan tekrar DSP’ye döndü, oradan da ayrıldı ANAP’a geçti, orada da duramadı MHP’ye geçti
Fanatik bir muhalifim ta 12 Eylül döneminde bir imamı şarapla yıkayan polise tepki duyup ”Bu bir işkencedir.” Dememe ve Gazeteci Göktepe’nin işkenceyle öldürülmesini protesto edişimi de PKK yandaşlığı olarak yorumlamıştı.
Ben yanıt bile vermeye değer bulmamıştım.
Bana gönderdiği bir gazete kupürüne bir not iliştirmeyi de unutmamış:.
”Zamanında kol kanat gerdiğiniz Ozan Ceyhun bugün doğru yolu seçti. Siz hala o çıkmaz sokakta mısınız?” Diye not düşmüş.
Gazete Kupürü şöyle:
”Ozan Ceyhun Melle’de AK Partiyi Övdü”
”Eski AB Milletvekili Ozan Ceyhun, UETD Münster Bölgesinin daveti üzerine Melle Arena Düğün salonunda ”Doğu Batı Arasında Yeni Türkiye” konulu konferans verdi.
”Kemalist, laik bir ailede, şeriat ve dinci korkusuyla yetiştirildiğini, ancak Ak Parti hükümetlerinin icraatlarıyla bu korkuların asılsız ve gereksiz olduğunu anladığını” belirten Ozan Ceyhun, ”Avrupa’nın gelişen ve yükselen yıldızı olan Türkiye’nin göz kamaştırdığını” söyledi Her alanda Türkiye’nin geliştiğini sözlerine ekleyen Ozan Ceyhun, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye; siyasi, ticari, askeri alanda ciddi mesafeler aldı” Diyerek AK Partiyi övdü.
Dinci mollaların ABD’nin 6. Filosunu kıble yapıp telin namazlarıyla vatansever, solcu ve aydınları yıldıramayınca 12 Mart Muhtırası imdatlarına yetişti.
Solcuları, aydınları, yurtseverleri molla bedduası bir adım geri götüremedi ama cuntacılar işkencelerle, idamlarla onlara epey acı çektirdiler.
12 Eylül darbesi solcuların, sağcıların aynı silahlarla birbirlerini katletmelerinin üzerine planlanmıştı.
Üç-beş soldan, bir iki sağdan idam etmekle anarşiyi hedeflediklerini halka inandırdılar.
Türkeş bile: ”Generaller beni neden içeride tutuyorlar? Uyguladıkları benim düşüncelerim.”’ Demişti. 12 Eylül, 12 Mart’ın yarım bıraktığı kırımı tamamlamak için yapıldı.
Aslında hedef sol, demokrat, aydın ve yurtseverlerdi. Düşünen örgütlü işçiler, sendikacılardı.
Onlar çok acı çektiler. İşkence odalarında, idam sehpalarında can verdiler.
Aileler parçalandı. İnsanlar düşündükleri için, emekten, adaletten yana oldukları için işsiz kaldılar.
Kimileri de yurtdışına kaçarak Avrupa ülkelerinden siyasi sığınma hakkı istediler.
Avrupa nereden bilecekti ki, doğu Avrupa’daki sosyalist ülkeleri boşaltmak için çıkardıkları siyasi sığınma hakkından solcular, komünistler yararlanacaklar.
Sanatçı, şiddeti reddeden solcu, aydın, yazar, gazeteci, bilim adamı can güvenliği için Avrupa’yı seçmişti.
Biz her 12 Eylül’ün gazabından Avrupa’ya sığınanlara her türlü desteği verdik.
Dev-Sol üyesi olan Ozan Ceyhun’da cinayet işlediği suçlamasıyla önce Avusturya’ya, sonradan da Almanya’ya siyasi sığınmacı olarak gelmişti.
Cinayet nedeniyle Alman Polisi gözaltına almıştı Biz HDF olarak tepki gösterdik.
Hürriyet Gazetesi cinayetini öne çıkararak eleştiriyordu. Biz tepki gösterdik.
Ozan Ceyhun ”Alman Cumhurbaşkanı (Cem Özdemir’i de tanık göstererek) Aydın Doğan’a baskı yaptı yayını durdurdu” Dedi ama hem Özdemir, hem Aydın Doğan Ozan Ceyhun’u yalanladı.
Sonradan Yeşiller Partisinden AP milletvekili oldu. Orada bir söylentiye göre yolsuzluktan, bir söylentiye göre de Daniel Chon-Bendit’in baskısından partide gelecek korkusu başlamıştı.
Ama daha önce partisiyle sorunlar çıktığında; ”SPD’ ye mi geçeceksin?” Sorusuna:
”SPD’ ye geçmem. Geçersem CDU’ ya geçerim SPD’ ye asla geçmem” demişti.
Ozan Ceyhun SPD’ ye geçti. O artık eski Dev-Solcu değil yeni siyaset pazarlamacısıydı.
SPD içerisindeki Alman vatandaşı Türkleri Neue İnlander (Yeni Yerliler) diye SPD’ ye pazarlamaya çalıştı. Kendini hep sağ sosyal demokrat olarak gösterdi..
Ama Hessen SPD’si solcu idi, sağ sosyal demokrat Ozan Ceyhun’u AP’ ye aday seçmedi.
Hessen’de, Andrea Ypsilanti liderliğindeki SPD iktidar olanağı Ozan Ceyhun’la aynı grupta yer olan Jürgen Walter ve üç arkadaşına enerji tröstlerinin baskısıyla kaşı oy verecekleri için önlendi.
CDU tekrar iktidar oldu.
Ozan Ceyhun, boş durur mu? Kıbrıs siyasetçilerini SPD’ ye, SPD’yi Kıbrıslılara pazarlamaya çalıştı.
Sonra onlarla arası bozuldu, birbirlerini suçlamaya başladılar
Hatta Kıbrıs vatandaşlığını Alman vatandaşlığından çıkmadan aldığı yazıldı. Bir ses çıkmadı.
Jürgen Walter’le bir otel yolsuzluğu ile suçlandığı bile yazıldı.
Ozan Ceyhun, bu kez Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ü SPD’ ye pazarlamaya başladı.
Hatta Almanya’daki Adanalıları bir dernekte toplayarak baskı grubu oluşturmak istedi ama etrafında Arap Uşağı denilen bir-kaç kişiden başkası kalmadı.
Mustafa Sarıgül’ün danışmanı bile oldu. Dedik ya adam pazarlamacıydı, karşılığı da olacaktı elbette.
AP Milletvekiliyken ayrılıkçı Kürt örgütlerine ve eski yoldaş dernek başkanlarına AB bütçesinden ne kadar proje adı altında paralar sağladığı bilinmekte.
Türkiye’de CHP Genel Başkanı Baykal’dan yüz bulamayınca CHP’yi Sosyalist Enternasyonal dan attırmak için çok uğraştı. Âmâ gücü yetmedi.
Hatta Rusların maaşlı elemanı Şchöder’i AKP’ye pazarlayanın da Ozan Ceyhun olduğu biliniyor.
Egemen Bağış’la kankalığı çok eskiye dayanır. Hessen’deki Türk asıllı SPD yöneticilerine Egemen Bağış’ı yönetimlere tanıtın ricasında bulunduğunu bize anlattılar.
Türkiye’de AB bakanı Egemen Bağış 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet yolsuzluğundan AKP’nin oylarıyla soruşturmadan kurtuldu ama AB kendi tarafındaki yolsuzlukları incelemeye aldı.
Ozan Ceyhun’un payı nedir, yakında ortaya çıkacaktır.
Ozan Ceyhun’un ihtirastan o kadar gözü dönmüş olacak ki şimdi babasına bile iftira atıp kendini AKP’ye pazarlamaya çalışmakta.
Babası; solcu, aydın, Kemalist bir yazardı. Romanları ödül almıştı.
Aziz Nesin’in en yakın arkadaşlarından biriydi.
Hani geçen yıllarda Yunanlı sevgilisiyle evlenip, Hıristiyanlığı seçen Tuğçe Kaz az yıllar sonra:
”CHP’ye kızdım Hıristiyan oldum ” diye kıvırmaya başlamıştı ya, Ozanın ki de o hesap.
Laik ailesi baskı uygulayarak dinci ve şeriat korkusu ile büyütmüş, ama şimdi AKP sayesinde dini tanımış mış mış mış.
Kazaz’la ne kadar benzeşiyorsun.
Hadi son ümidin AKP’den bir yerlere gelmek için tüm değerleri çiğnemekte kararlısın.
O değerli babanı niye hırslarına alet ediyorsun?
Dünya’da alay konusu yaptığınız Türkiye’nin parlak yanı demek ki gözlerini olduğu kadar vicdanınızı da köreltmiş.
Tamam, Türkiye’de gençler sopalarla öldürülüyor, 14 yaşındaki çocuk terörist diye öldürülüyor, ülke bölünme noktasına getirilmiş umurunda değil.
Biri evladına hırsızlık paralarını sıfırlatırken, sen ölmüş babanı pazarlamaya kalkacaksın.
Hem de öz babana iftira atarak.
En iyisi Kazaz’I Hülya Avşar’ı, bir tarafına al
Diğer yanına Egemen Bağış’ı al
Her sabah bu milleti birer bakara – makara sallayarak uyutup
Gülben’le de bir Umre yaparsanız
Yakışır valla…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.