DEVRİMCİNİN ÖLÜMÜ

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ABD Emperyalizminin korkulu rüyası Venezuela Devlet Başkanı Hugo Rafael Chavez 5 Mart 2013’te uzun süre tedavi gördüğü kansere değil kalbine yenildi.
Marjinal devrimcilerin kan dökmediği için küçümsemeye çalıştığı Venezuela devrimlerini Latin Amerika ülkeleri kendi ülkelerinde uygulayarak başarılı oldular.
Hugo Chavez; Ulusalcı, Sosyalist, Bolivarcı Devrimin ustası idi.
Emperyalizmin Amiral Gemisi ABD, dünyanın neresinde olursa olsun hiç bir ülkenin kapitalizmin sömürü düzenine engel olabilecek bir yapıya bürünmesine asla izin vermek istemez.

İşbirlikçi sermayeyi, medyayı örgütler, hainleri önemli yerlere getirir, o ülkenin polisini o ülkenin aydınının peşine salar, akademilerinde eğittiği askerleri ile çizgiden çıkmış iktidarları devirir.
Sivil kıyafetli devşirmelerden eşbaşkanlar atayarak, o ülkeyi lümpen, yurt sevgisinden uzaklaşmış, biat kültürünü özümsemiş prangalı bir toplama kampına çevirir.
Dün Latin Amerika’da, bugün Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, 1950’lerde, 1971’lerde, 1980’lerde, 2002’lerde ve günümüzde Türkiye’de aynı emperyalist baskı ve askeri-sivil darbelerle biat toplumu oluşturmuştur.
Darbelerle, işkencelerle halkı, aydınları hep sindirmek istediler.
Dün, Bolivya’da, Nikaragua’da, Şili’de, Arjantin’de Ekvator’da, Brezilya’da, Uruguay’da, Peru’da güdümündeki diktatörleri desteklerken, bugün Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da, İran’da Suriye’de gerektiğinde kendi savaş gücü ile, gerektiğinde oradaki dinci işbirlikçilerinin destekleriyle aynı dinden insanları birbirine katlettirerek sömürü düzenini sürdürmeye çalışmaktadır.
1919’larda Emperyalizme karşı bağımsızlık ve ulusal kurtuluş savaşını dünyada ilk kez veren Mustafa Kemal Türkiye’sinden esinlenen birçok ulusalcı yurtseverler, 21. Yüzyılda yanı başlarındaki ABD Emperyalizmine karşı Fidel Castro’nun başlattığı Ulasal Onur savaşını bugün Latin Amerika ülkeleri devam ettirmekteler.
Bu onur savaşının simgesi Hugo Chavez, ömrünü adadığı halkının huzurunda gururlu bir yurtsever olarak tüm mazlum halkların yüreğinde yaşayacağının huzuru ile onlarla vedalaşmakta.
1954 yılında bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Hugo Chavez askeri okulu bitirerek subay oldu. Ülkesi Venezuela’nın sömürüye dayalı politik yapısını eleştiriyordu.
Seksenli yıllarda gizlice kurduğu Bolivarcı Devrimci Hareket-200 örgütü ile darbe girişiminde bulundu. Başarılı olamadı, tutuklandı. Darbe yapma suçundan iki yıl hapis yattı.
Beşinci Cumhuriyet Hareketi’ni kurdu. Halka düşüncelerini kabul ettirdi.
1998 yılında Devlet Başkanı seçildi.
Yaptığı reformlarla halkın güvenini sağladı ve 2000 Yılında Devlet Başkanlığı seçimlerini tekrar kazandı.
İkinci Başkanlık döneminde İmece Konseyleri kurdu.
İşçilerin Yönettiği Kooperatifler kurarak işçilerin üretimde ve paylaşımda yetkili olmalarını sağladı.
Toprak reformunu gerçekleştirdi.
Önemli sanayi işletmelerinin devletleştirdi.
Venezuale petrollerini devletleştirdi, ham petrol rezervini birinci sıraya yükseltti.
Muhaliflerin tertiplediği bir darbeyle başkanlık görevinden uzaklaştırılmak istenmiş, halkın darbecilere karşı meydanlara dökülmesi, başkanlarına sahip çıkması karşısında muhalifler geri çekilmiş ve Chavez iki gün içinde tekrar başkanlığa getirilmişti.
2006 Yılında yapılan devlet başkanlığı seçimini kazanarak 2012’ye kadar devlet başkanı olmaya hak kazandı.
Ekim 2012 seçimlerinde oyların yüzde 54’ünü alarak muhalefet lideri Henrique Capriles’i geride bırakarak dördüncü kez Devlet Başkanı seçildi.
2011 yılında yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle Küba’da ameliyat olmuş, tekrar görevine dönmüştü.
2012’de kazandığı seçimlerden sonra hastalığının tekrar belirmesi sonucu başkanlık yeminini yapamamış, tekrar ameliyat olmuştu.
5 Mart 2013 yılında yaşama gözlerini kapadı.
Hugo Chavez, neo-liberalizme karşı verdiği siyasi ve ekonomik mücadelede sadece kendi ülkesinde değil, diğer Latin Amerika ülkelerine esin kaynağı olmuştur.
Ülke halkının yoksulluk, açlık, cehalet, istihdam, insan hakları, eşitsizlik sorunlarının çözümünün kapitalist düzen içinde çözülemeyeceği gerçeğini kavrayarak bu sorunların devrimci bir yaklaşım ve uygulamayla gerçekleşeceğini savunmuştur.
Ülkesinin; adil, barışçı, özgür ve eşit bir düzeye ulaşmasının ancak sosyalizmle gerçekleşeceğini savunmuş ve Ulusalcı Sosyalizmin uygulayıcısı olmuştur.
Küreselleşme ve serbest rekabet denilen vurgun düzenine karşı olmuş, katılımcı ve paylaşımcı, ulusalcı bir sosyalist düzen yanında, Latin Amerika’da ve Karayipler’de katılımcı birlikteliği savunarak uluslararası dayanışmacı duruşunu da kanıtlamıştır.
Irak’taki savaş karşıtı doğru ve tutarlı muhalefetiyle, Filistin Küba, Suriye, İran, Kuzey Kore, Belarus gibi ülkelerle dayanışma içerisinde bulunmuştur.
ABD karşıtlığını her ortamda dile getirmiş, BM’deki konuşmasında ABD Başkanı Bush’u işaret ederek; ”Şeytan dün buradaydı…” Diye başladığı konuşmasıyla uluslararası arenada büyük ilgi toplamıştı.
Hogo Chavez, ülkesi Venezüella’da; yoksulluğu yüzde 44, eşitsizliği yüzde 54 oranında düşürerek bugün bölgenin en düşük eşitsizlik düzeyine sahip ülkesi durumuna getirmeyi başarmıştır.
Latin Amerika bugün yanı başlarında ABD Emperyalizme rağmen Brezilya’da; Dilma Rousef, Uruguay’da; Jose Mujito, Nikaragua’da; Daniel Ortega, Ekvatorda; Refael Correa, Paraguay’da; Fernando Luga, Bolivya’da; Evo Morales, Peru’da; Otala Humala ile Ulusalcı Sosyalizmi başarıyla uygulamaktadırlar.
Birleşik ve özgür bir Güney Amerika onun inancıydı.
Ülkesini halkına emanet ederken inancını da tüm dünyaya şöyle ilen ediyordu:
”Venezuela bir daha asla neo-liberalizme dönmeyecektir. 21. Yüzyıl sosyalizmini inşa etmeye devam edecektir.”
Rahat uyu güler yüzlü Devrimci
Seni unutmayacağız!

Yıldız AKALIN

Yıldız Akalın’ın ha-ber.com’da yayınlanan tüm yazıları

Emperyalizmin Amiral Gemisi ABD, dünyanın neresinde olursa olsun hiç bir ülkenin kapitalizmin sömürü düzenine engel olabilecek bir yapıya bürünmesine asla izin vermek istemez.

İşbirlikçi sermayeyi, medyayı örgütler, hainleri önemli yerlere getirir, o ülkenin polisini o ülkenin aydınının peşine salar, akademilerinde eğittiği askerleri ile çizgiden çıkmış iktidarları devirir.
Sivil kıyafetli devşirmelerden eşbaşkanlar atayarak, o ülkeyi lümpen, yurt sevgisinden uzaklaşmış, biat kültürünü özümsemiş prangalı bir toplama kampına çevirir.
Dün Latin Amerika’da, bugün Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, 1950’lerde, 1971’lerde, 1980’lerde, 2002’lerde ve günümüzde Türkiye’de aynı emperyalist baskı ve askeri-sivil darbelerle biat toplumu oluşturmuştur.
Darbelerle, işkencelerle halkı, aydınları hep sindirmek istediler.
Dün, Bolivya’da, Nikaragua’da, Şili’de, Arjantin’de Ekvator’da, Brezilya’da, Uruguay’da, Peru’da güdümündeki diktatörleri desteklerken, bugün Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da, İran’da Suriye’de gerektiğinde kendi savaş gücü ile, gerektiğinde oradaki dinci işbirlikçilerinin destekleriyle aynı dinden insanları birbirine katlettirerek sömürü düzenini sürdürmeye çalışmaktadır.
1919’larda Emperyalizme karşı bağımsızlık ve ulusal kurtuluş savaşını dünyada ilk kez veren Mustafa Kemal Türkiye’sinden esinlenen birçok ulusalcı yurtseverler, 21. Yüzyılda yanı başlarındaki ABD Emperyalizmine karşı Fidel Castro’nun başlattığı Ulasal Onur savaşını bugün Latin Amerika ülkeleri devam ettirmekteler.
Bu onur savaşının simgesi Hugo Chavez, ömrünü adadığı halkının huzurunda gururlu bir yurtsever olarak tüm mazlum halkların yüreğinde yaşayacağının huzuru ile onlarla vedalaşmakta.
1954 yılında bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Hugo Chavez askeri okulu bitirerek subay oldu. Ülkesi Venezuela’nın sömürüye dayalı politik yapısını eleştiriyordu.
Seksenli yıllarda gizlice kurduğu Bolivarcı Devrimci Hareket-200 örgütü ile darbe girişiminde bulundu. Başarılı olamadı, tutuklandı. Darbe yapma suçundan iki yıl hapis yattı.
Beşinci Cumhuriyet Hareketi’ni kurdu. Halka düşüncelerini kabul ettirdi.
1998 yılında Devlet Başkanı seçildi.
Yaptığı reformlarla halkın güvenini sağladı ve 2000 Yılında Devlet Başkanlığı seçimlerini tekrar kazandı.
İkinci Başkanlık döneminde İmece Konseyleri kurdu.
İşçilerin Yönettiği Kooperatifler kurarak işçilerin üretimde ve paylaşımda yetkili olmalarını sağladı.
Toprak reformunu gerçekleştirdi.
Önemli sanayi işletmelerinin devletleştirdi.
Venezuale petrollerini devletleştirdi, ham petrol rezervini birinci sıraya yükseltti.
Muhaliflerin tertiplediği bir darbeyle başkanlık görevinden uzaklaştırılmak istenmiş, halkın darbecilere karşı meydanlara dökülmesi, başkanlarına sahip çıkması karşısında muhalifler geri çekilmiş ve Chavez iki gün içinde tekrar başkanlığa getirilmişti.
2006 Yılında yapılan devlet başkanlığı seçimini kazanarak 2012’ye kadar devlet başkanı olmaya hak kazandı.
Ekim 2012 seçimlerinde oyların yüzde 54’ünü alarak muhalefet lideri Henrique Capriles’i geride bırakarak dördüncü kez Devlet Başkanı seçildi.
2011 yılında yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle Küba’da ameliyat olmuş, tekrar görevine dönmüştü.
2012’de kazandığı seçimlerden sonra hastalığının tekrar belirmesi sonucu başkanlık yeminini yapamamış, tekrar ameliyat olmuştu.
5 Mart 2013 yılında yaşama gözlerini kapadı.
Hugo Chavez, neo-liberalizme karşı verdiği siyasi ve ekonomik mücadelede sadece kendi ülkesinde değil, diğer Latin Amerika ülkelerine esin kaynağı olmuştur.
Ülke halkının yoksulluk, açlık, cehalet, istihdam, insan hakları, eşitsizlik sorunlarının çözümünün kapitalist düzen içinde çözülemeyeceği gerçeğini kavrayarak bu sorunların devrimci bir yaklaşım ve uygulamayla gerçekleşeceğini savunmuştur.
Ülkesinin; adil, barışçı, özgür ve eşit bir düzeye ulaşmasının ancak sosyalizmle gerçekleşeceğini savunmuş ve Ulusalcı Sosyalizmin uygulayıcısı olmuştur.
Küreselleşme ve serbest rekabet denilen vurgun düzenine karşı olmuş, katılımcı ve paylaşımcı, ulusalcı bir sosyalist düzen yanında, Latin Amerika’da ve Karayipler’de katılımcı birlikteliği savunarak uluslararası dayanışmacı duruşunu da kanıtlamıştır.
Irak’taki savaş karşıtı doğru ve tutarlı muhalefetiyle, Filistin Küba, Suriye, İran, Kuzey Kore, Belarus gibi ülkelerle dayanışma içerisinde bulunmuştur.
ABD karşıtlığını her ortamda dile getirmiş, BM’deki konuşmasında ABD Başkanı Bush’u işaret ederek; ”Şeytan dün buradaydı…” Diye başladığı konuşmasıyla uluslararası arenada büyük ilgi toplamıştı.
Hogo Chavez, ülkesi Venezüella’da; yoksulluğu yüzde 44, eşitsizliği yüzde 54 oranında düşürerek bugün bölgenin en düşük eşitsizlik düzeyine sahip ülkesi durumuna getirmeyi başarmıştır.
Latin Amerika bugün yanı başlarında ABD Emperyalizme rağmen Brezilya’da; Dilma Rousef, Uruguay’da; Jose Mujito, Nikaragua’da; Daniel Ortega, Ekvatorda; Refael Correa, Paraguay’da; Fernando Luga, Bolivya’da; Evo Morales, Peru’da; Otala Humala ile Ulusalcı Sosyalizmi başarıyla uygulamaktadırlar.
Birleşik ve özgür bir Güney Amerika onun inancıydı.
Ülkesini halkına emanet ederken inancını da tüm dünyaya şöyle ilen ediyordu:
”Venezuela bir daha asla neo-liberalizme dönmeyecektir. 21. Yüzyıl sosyalizmini inşa etmeye devam edecektir.”
Rahat uyu güler yüzlü Devrimci
Seni unutmayacağız!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.