DEVRİM YASALARI

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DEVRİM YASALARI


Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni laik bir yapı içinde yepyeni bir devlet ve çağdaş bir toplum olarak şekillendirmek için, 3 Mart 1924 tarihinde üç önemli yasa çıkarılmıştır. “Üç Devrim Yasası” adı verilen bu yasalar şunlardır; 429 sayılı Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığının kaldırılmasına İlişkin Yasa, 430 sayılı Öğretimin Birleştirilmesi Yasası, 431 Sayılı Halifeliğin Kaldırılması ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Dışına Çıkartılmasına İlişkin Yasa.

Bu yasalarla, Türkiye`de eğitimin demokratikleşmesinin ve ulusallaşmasının önündeki engeller kaldırılmış, ulusal kültürün temelleri atılarak doğabilecek kültür çatışmaları engellenmiş, ülke ve ulus ortaçağ kalıntısı kurumlardan arındırılmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli “Laik Cumhuriyet” tanımlamasıyla güçlendirilmiştir.

Eşsiz liderimiz Atatürk’ün ölümüyle birlikte Devrim Yasalarından sapmalar başlamıştır. 29 Kasım 1955 tarihinde sadece adı demokrat olan Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Adnan Menderes, meclis grubunda “siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz” demişti. Yıllar sonra 10 Nisan 1994 Pazar günü Ankara ve İstanbul‘da şeriat düzeninin gelmesi için Aczmendiler gövde gösterisi yapmıştı.

Hilafet’in kaldırılmasının 91. yıldönümü dolayısıyla Köklü Değişim Dergisi tarafından düzenlenen ve Türkiye ile çeşitli ülkelerden gelen Hizb-ut Tahrir yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı Hilafet Konferansı, 3 Mart 2015 tarihinde İstanbul’da yapılmıştı. Salonda Atatürk fotoğrafının olmasını zulüm olarak yorumlayan konuşmacılara her tür kolaylık sağlanmıştı.

Bu yıl 3 Mart 2016 tarihinde Hizb-ut Tahrir örgütü yöneticilerinin başını çektiği bir grup, hilafetin kaldırılışının 92. yıldönümünde Ankara’da, Uluslararası Hilafet Konferansı düzenlediler. Bu toplantıda, hilafeti kaldıran Atatürk ve Cumhuriyet kadroları ‘kafirler’ olarak nitelenmiştir. Atatürk’e alenen hakaret ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama suçlarını oluşturan bu toplantıya da, her tür kolaylık sağlanmıştır.

Bu hilafet sever toplantıda ellerinde Hizb-ut Tahrir bayrakları ile şeriat sloganları atarak demokratik ve laik cumhuriyetimizi yıkacaklarını açıkça söyleyen katılımcılar, demokrasi ve laikliği kaldıracaklarını, hilafeti yeniden ilan edeceklerini belirtmişlerdir. Halkın dini duygularını istismar ederek, toplumun bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve nefretle hareket edecek şekilde kışkırtıcı söz ve beyanlarda bulunmakta bir sakınca görmeyen bu gerici güçlere, gereken yanıt verilememiştir.

Ankara’da üç devrim yasasının yıldönümünde hilafet toplantısı yapanlar hakkında hukukun nasıl işletileceği merak konusudur. Bu toplantıya izin veren, müdahale etmeyen, her türlü kolaylığı sağlayan, yer tahsis eden yöneticiler ve yetkililer hakkında yasal işlem yapılması zorunluluktur.

Demokratik ve laik cumhuriyetimizi yıkarak, hilafet ve saltanat getirmek isteyen dış destekli gerici siyasi hareketler, AKP iktidarı döneminde bu tür toplantılar için cesaret bulmuşlar, Ankara’da bile toplantı yapacak güce erişmişlerdir. Her geçen gün Cumhuriyetin değişmez niteliklerine, bu bağlamda laikliğe, devrim yasalarına yönelik saldırılar artarak sürmektedir. Buna karşın, siyasi partiler yaşananlara duyarsız kalmaktadır. Yaşanan bu saldırılar, kuru bir söylemle geçiştirilecek kadar basit değildir. Tüm siyasi partiler demokratik ve laik cumhuriyete, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik saldırılara karşı duyarlı olmak ve somut adımlar atmak zorundadırlar.
 
Bu olaylar karşısında sessiz ve eylemsiz kalınamaz. Bugün yaşadığımız süreçte, laik ve demokratik cumhuriyetimiz tehdit altındadır. Cumhuriyetin getirdiği anayasal kurumlar teker teker yok edilmektedir. Cumhuriyeti ve onun kazanımlarını, kurumlarını yıkacaklarını açıkça ilan eden bu gerici güçlere karşı cesur olmak ve en sert şekilde gereğini yapma zorunluluğunda olduğumuzun bilinmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, yaşam hakkı ve özgürlüklerin olmazsa olmazı, laik ve demokratik cumhuriyetimiz tüm nitelikleri ile yaşayacaktır. 


Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.