DEVR-İ SÜLEYMAN

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DEVR-İ SÜLEYMAN


Aydın Engin’in, benim de Ankara’da öğrenciyken seyrettiğim, zamanına damgasını vuran oyununun adıdır Devri- Süleyman.

Şöyle bir replik kalmış aklımda eksiği ve fazlasıyla: “O yalan, bu yalan! Sandıktan çıktı Süleymaaan!”

Ardından, dazlak kafasını uzatmıştı sandıktan dışarıya Süleyman. Nam-ı diğer Çoban Sülü.

Zamanın sokak gösterilerinde atılan şu sloganı da anımsıyorum gülümseyerek: “Morison Süleyman! Yolculuk ne zaman?”

Yolculuğa falan da çıkmadı. Bindi ülkenin ve milletin sırtına. Her ne kadar altı kez gittiyse de yedi kez geldi gene kendi deyimiyle.

1968 yılında ben de aldım nasibimi ondan ve “Zehir Hafiye” İçişleri Bakanı Faruk Sükan’dan. Ankara, Demirtepe’deki 1. Şube Müdürlüğünde eşşek sudan gelene kadar yediğim dayak, izinsiz gösteriye katılmaktan ertelenen 6 aylık hapis cezası düştü onlardan benim payıma. 

İskenderun Demir Çelik Fabrikasını kurduğu Payas’ın topraklarının tamamını kapatmıştı yeğeni Yahya Demirel ve sonra o toprakları kamulaştıran devlete birkaç misli paraya devretmişti.
Hele bir Yükseliş Koleji hikâyesi vardır ki bu Demirellerin “Cumhuriyet tarihimizin ilk arsa yolsuzluklarından biridir.” desem, inanın, kesinlikle abartmış olmam.

Önce; Ankara’nın göbeğindeki arsayı iç ettiler, sonra; oraya Özel Yükseliş Mühendislik Fakültesi’ni kondurdular.

“Hayalî İhracat” denilince ilk akla gelen Demirel Ailesi ve Yahya Demirel’dir.

Yeğenlerinden bir başka Demirel Egebank’ı devralmış, hortumlamış ve içini boşaltmıştı. Hatta dolarları bankadan tırlarla kaçırdığını da yazmışlardı gazeteler.

Türkiye’den Bulgaristan’a kaçarken yakayı ele vermişti Karadeniz’de bu yeğen.

Türkiye için “tapulu arazim” diyecek kadar çıkmıştı aslında zıvanadan bu “Çoban”.

Ford için Akyazı’da ayırdığı arsa konusunda yapılan eleştirileri; “Gerekirse köşkün bahçesini de veririm.” diyerek etkisizleştirmeyi denemişti. Ne denemesi? Bal gibi vermişti arsayı Ford’a.

İLKSAN (İlkokul Öğretmenleri Yardımlaşma Sandığı)’nın milyonlarca lirasını, sıfır faizle iflas etmiş Kemal Ilıcak’a veren de odur.
“GAP’ı gaptırmam!”, “Tapulu arazime gecekondu yaptırmam!” salvaları da onundur, “Bana sağcılar cinayet işliyorlar dedirtemezsiniz.” de.

“Üç Fidan” ın idam kararları oylanırken oturduğu yerden kalkıp ardına bakarak elini kaldırmayan AP milletvekili olup olmadığını kontrol edecek değin intikam duygusuyla dolu bir yürek taşıdığını gösteren de gene o Demirel’dir. 

27 Mayıs 1960 darbesine onu Türkiye’nin başına bela eden Adnan Menderes ve Demokrat Parti neden olmuşlardı. 12 Mart 1971, 12 Eylül 
1980 darbelerine Süleyman Demirel ve onun Adalet Partisi neden olmuşlardır. !2 Mart ve 12 Eylül cuntalarının yurduma ve yurdum insanına neler çektirdiğinin dökümünü yapmak bu yazıya sığmaz.

Onun ardından övgü yarışına girenlerden biri kanımı donduran şu sözleri söyledi: “Cumhuriyetin yetiştirdiği en büyük insandır.” dedi, kantarın topuzunun kaçtığını da fark etti ki; ekledi, “Atatürk’ten sonra!”.!?…

Ölenin ardında sorarlar ya hani: “Meftayı nasıl bilirdiniz?”

Gel de; “İyi bilirdik!” de!

Biz; her şeye karşın, “Allah taksiratını affetsin!” demekle yetinelim.

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.