DEVE KUŞU SİYASETİ

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Deve kuşu uçamayan en iri kuş türüdür.
Vücut yapılarıyla bir çok özellikleri deveye benzerliği olduğu için deve kuşu adını aldığı bilinir.
Kafasını kuma sokması bazı insanlarla özdeşleştirilir.
Deve kuşu tehlike anında kafasını kuma sokarak kendini sakladığını sanırmış.
İnsanoğlu taklitçi olduğu için bir çok şeyi taklit eder.
Kafayı Kuma Sokmak deyimi deve kuşuna özenen insanlar için söylenmiştir.
Günümüz dünyasında, özellikle Türkiye’de deve kuşu siyaseti yürürlüktedir.
Bu deyimi haklı çıkartacak o kadar örnekler var ki.
Güncel olan olaylarla örnekleyelim isterseniz:
Analar ağlamasın gibi, aklı başında hiç bir insanın karşı çıkamayacağı bir söylem herkesin dilinde.
PKK Terör Örgütü cinayetlerinden vazgeçirilerek barış ortamı sağlanacakmış.
Sivil insanları, bebekleri, askerleri, polisleri, öğretmenleri, doktorları, şiddeti onaylamayan Türk-Kürt ayırım yapamadan katleden, yolcularıyla belediye otobüslerini yakmaktan çekinmeyen terör şebekesinin etkisizleştirilmesini kim istemez?
Ama karşılığı ne olacak?
Vatan sağ olsun diye vatan için şehit olanlar, sakat kalan gaziler, ocağı sönen ailelerin rızası alındı mı?
Terör, terör örgütünün insafa gelmesiyle mi terör sonlandırılacak?
Yoksa, AKP iktidarının meclisten geçecek anayasa değişikliğine PKK’nın katkısıyla verdikleri sır gibi saklanan ödünler karşılığında mı?
Daha önce belirttik; bu sürecin ne menem şey olduğunu muhalefet bilmiyor, bakanların çoğu bilmiyor, AKP milletvekilleri bilmiyor. Meclis bilmiyor.
Sadece padişah başkan umudundaki Erdoğan biliyor, Öcalan biliyor, bir de Karayılan biliyor.
Halkın gazını, öfkesini almakla görevlendirilen Akil Adamlar bile bilmiyor.
Dünyada benzeri görülmemiş bir dayatma çözüm diye yutturulmaya çalışılıyor.
Terör nasıl ortadan kaldırılabilir sorusunun yanıtını uzmanlar şöyle açıklıyor:
Bunlar; eğitsel, ekonomik, kültürel, siyasal, hukuksal ve her sorunun çözümünün olmazsa olmazı demokrasi ile çözülür. Yasalar zorlanarak, anayasa delinerek çözülmez.
Terörü besleyen kaynaklar, terörün barınma yerleri, terörün saldırı seçeneklerini ortadan kaldırıcı önlemler ve uygulamalarla kurutulur.
Terörü benimsemeyen yöre halkı devletin koruması ve ödüllendirilmesi ile vatandaşa her konuda yanında olduğu güveni verilir.
1990 yılların sonunda Hükümet ve Devlet PKK’yı barındıran Suriye’ye tavır koyarak bu desteğin sonlandırılması konusunda kararlı bir tutumla uyardılar.
Suriye, pabucun pahalı olduğunu anlayınca Öcalan’ı elden çıkarmak zorunda kaldı..
Öcalan, TC Devletinin ve hükümetinin karalı duruşu sonucu ne Rusya’da, ne Yunanistan’da ne de İtalya’da barınamadı ve derdest edilip Türkiye’ye teslim edildi.
Kuzey Iraktaki kampları bu kararlı durum karşısında hareket edemez hale getirildi.
Avrupa, devletin ve hükümetin kararlı tutumu sonucu PKK’yı terör örgütü saymak zorunda kaldı.
AKP iktidarı ile yok olma durumundaki terör yeniden yükselişe geçti.
Irak’ın işgali, parçalanması, Kuzey Irak’ta Irak halkına ihaneti karşılığı verilen Özerk Kürt Bölgesi PKK’nın yeni askeri üssü oldu.
AKP’nin Dubai’de ”Kuzey Irak’a Türk Askerinin Müdahale etmeme” gizli anlaşmasıyla PKK dokunulmazlık kazanmış oldu.
2006 yılından başlayarak AKP Hükümeti ve PKK gizli görüşmeleri başlamıştır.
PKK’nın saldırıları, cinayetleri de artmaya başlamış, sadece seçim dönemlerinde ve referandum dönemlerinde AKP-PKK uzlaşması nedeniyle PKK saldırılarına ara vermiştir.
PKK, Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) bir parçasıdır.
Küresel kapitalizmin rastlantıya bırakamayacağı sömürü düzenini yerleştirirken bölgelerde ve ülkelerde halklar kışkırtılarak birbirlerini katlettirerek aynı ülkelerin insanları aynı dinden olmalarına rağmen birbirlerinin kanlısı yapılıverdi.
Artık Mısır’da Hıristiyan batının desteklediği Müslümanlar, Hıristiyan kadınlarına tecavüz etmeye başladılar.
Libya Kaddafi’yi, Irak Saddam’ı arar hale geldi.
Suriye ve İran’ın çökertilmesi için PKK’nın da bu saflarda daha aktif olması istenmekte.
AKP yönetiminde Türkiye ABD’nin İslam ülkeleri içinde bir Truva Atı olarak görevini kendi ülkesinde de işlerliğe açıkça koyma dönemini başlatmıştı.
Başbakanın Akil Adamlar diye poşetlediği kişilerin içinde bir tek Üniter Türkiye yanlısı kişinin bile olmaması, bu kişilerin kilit takımının Ulus Devleti yıkmayı amaçladıklarını Baskın Oran tarafından gizlemeye gerek bile duymadan sürecin amacını açıklıyordu.
Ulus Devlet yerine hangi devlet şekli getirileceğini şimdilik açıklayamıyorlar.
Devleti yöneten kişilerde aranacak en önemli özellik tutarlılıktır.
Söylediği her sözün kendisi kadar yönettiği ülkeyi de bağlayacağını bilecek seviyede olması şarttır.
Daha bir yıl önce Öcalan’a idam cezasını, BDP’lilerin dokunulmazlığı konusunda kararlı olduğunu söylediklerindeki koşullardan hangisi değişti?
Oslo’da PKK’lılarla görüşüldüğünü ileri sürenleri şerefsizlikle suçladığında avuçlarını patlatırcasına alkışlayanlar görüntüler ortaya çıkınca kafalarını kuma sokarak neyi gizlediler?
Başbakan PKK konusunda daha yakınlarda şöyle konuşuyordu.
”Bu teröristlerin yeri belli, bunlar Zerdüşt. kendileri açıklıyor, Yezidilikten bahsediyorlar. bak neler çıkıyor, neler. onlardan öğreniyoruz, bu tür ayinleri yapıyorlar.
Neler değişti de PKK ve yandaşları değerleniverdiler.
PKK Siyasal İslam’ın yörüngesine mi girdi?
Erdoğan’ı padişah başkanlık yolunun PKK icazetiyle mi açılacağına inandırıldı?
ABD Dışişleri Bakanı çat kapı Türkiye’de. Talimatları sıralayıp sıralayıp gidiyor.
TUSİAD yönetim değişikliğinden sonra tam gaz Akil adamların atanmayan sözcüsü oluverdi.
Kapitalizmin dini, milliyeti, vatanı olmadığını da bir daha kanıtlıyorlar.
Bu girişimlerin bir barış projesi olmadığını tüm yandaşlar dışında Türkiye farkında.
Ama bir kısım aymazlar devekuşu örneği kafalarını kuma sokarak tüm ayıplarını gizlediklerini sanıyorlar.
İnsanlığı unutanlara, onuru unutanlara bir örnekle seslenelim:
Edirne’de bir kanser hastası üniversiteli genç kız Bakan Bayraktar’dan devlet yardımı istedi:
Bakan, cebinden çıkardığı parayı genç kıza gösterişle vermek istemesi üzerine o genç kızın tepkisi
insan onurunun en umutsuz durumda bile değerini kanıtlamaktadır.
Genç yaşında ölüme teslim olmadan devletin şefkatini beklemek, devlet yardımı istemek eline üç-beş kuruş verilerek savuşturulacak basit bir olay değildir.
Akiller, yandaşlar neye hizmet ettiğinizi siz iyi biliyorsunuz
Size söyleyecek sözümüz yok. Siz mutlaka hizmetinizin karşılığını alıyorsunuz.
Ama, ülkemi yönetenlerin halkı sadaka toplumuna getirdiklerine kendilerin bile inanmış olmaları;
Deve Kuşu Siyasetinin en çarpıcı örneği değil mi?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.