DERS GİBİ KARAR

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, TBMM’nin 2 Kasım 2011 tarihli oturumunda, 1 Kasım Saltanatın Kaldırılması Devrimi’nin yıldönümü dolayısıyla, gündem dışı söz alarak bir konuşma yapar.
Meraklısı bilgisunar aracılığıyla konuşmanın tamamını bulur, okur. Ben; konuşmanın cumhuriyetimizi değerlendirdiği bölümünü aldım yazıma. Çünkü; bu konuşma, Metiner’in CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e karşı açacağı manevi tazminat davasının da nedenidir.
Bakın, bu her konuda en iyisini ve en çoğunu bilen ya da bildiğini savunan/sanan, AKP‘nin listeye ulûfe usulü aldığı bilinilen milletvekili ne demiş? ”Zırvalamış!” dememek için ”Demiş!” diyorum.
”Değerli milletvekilleri,
Bizim cumhuriyetimiz demokrasinin tam olarak neresine denk düşmektedir?
Cumhuriyetimizin geçmişi, özellikle de tek partili dönem bütünüyle demokrasiden yoksundur.
Doğrudur, ülkeden Osmanlı hanedanı kovulmuştur, saltanata son verilmiştir. Ama bunun yerine ne yazık ki tek parti hanedanı ve saltanatı tesis edilmiştir.
Tek parti devletinde cumhuriyet cumhurun değil, imtiyazlı zümrelerin yönetim biçimi olarak dayatılmıştır.
Kulluktan vatandaşlığa geçildiği iddiası da doğru değildir. Kulluk sadece biçim değiştirmiştir. Mutlu bir azınlık için ayrıcalıklı bir vatandaşlık rejimi oluşturulmuştur.
”Milli Şef” rejimi, sadece bir kulluk rejimi değil aynı zamanda dibine kadar faşist bir rejimin adıdır.
Başı da, sonu da var bu konuşmanın.
”Tamamını bilgisunara başvurarak okuma olanağınız var.” demiştim yukarıda. İsterseniz, bulur, okursunuz.
Metiner‘in konuşmasının yazıma aldığım bölümünün son tümcesini italik duruma getirip altını çizdim.
Bu zavallıya göre cumhuriyetimiz bir ”milli şef rejimi” ymiş ve ”dibine kadar faşist” bir rejimmiş.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, bunun üzerine söz almış ve yaptığı karşı konuşmada,
”Bu adam kim oluyor? Atatürk’e dil uzatıyor, Atatürk’e dil uzatan bu adam kim? Faşist sensin, sen ne anlarsın ifade özgürlüğünden, saygısız adam. Hadi ordan be!”
Diyerek (Cuk da oturmuş. HA) vermiş ağzının payını kimi zaman şeriatçı, kimi zaman Kürt milliyetçisi, sıkıştığında üniversite öğretim üyeliği zırhını kullanan çanak yalayıcıya..
Boş durur mu düşkün?
Kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 5 bin liralık manevi tazminat davası açmış CHP Milletvekili Öztürk’e karşı.
Dava sonucu verilen kararsa tam bir okkalı Osmanlı tokadıdır bu haddini bilmeze.
Metiner’in istemini reddeden mahkeme, Atatürk ve İnönü’ye dönük ”faşist, tek adam” diye hakaret edenlere ”ders” niteliğinde bir karara imza atarak şu gerekçelere yer verir:
”Davacının (Metiner) ebedi şef ve milli şef diye nitelendirdiği kişilerin ‘Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ve ‘İsmet İnönü olduğu aşikârdır.’ Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder ve eşsiz kahraman Atatürk’e saygı esastır.
Ülkenin o günkü koşulları değerlendirilmeden, ülke bütünlüğünün korunabilmesi, gerçekleştirilen devrimlerin yerleştirilebilmesi için yapılanları faşizmle suçlamak, haksız, ağır bir ithamdır. Davacının bu sözlerine tepki olarak davalının Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e sahip çıkarak davacıya sert sözler söylemesi, haklı sebeplere dayalı bir tepkidir.
Davacının bu söylemlere kendisi sebep olduğundan, tazminat isteyebilmesi mümkün olmadığından, asıl davada, davacının davası ret olunmalıdır. Birleşen davada ise davalı (Öztürk), davacıya hitaben (Metiner), ”Atatürk’ün sırtından inin artık” ifadesini kullandığı, tepkiler üzerine de bu defa da ”Sizin faşizminize asla teslim olmayacağız” şeklinde cevap vermiş olduğu görülmüştür. Davada, davalının ifadeleri eleştiri niteliğinde, davacının kendisine karşı tepkisine verdiği cevap niteliğindedir.”
Işıklar içinde yatsın!
Metiner’in baş belalısı Deniz Som, yaşaydı bugün, bu karardan sonra ya bir yerlerine kına yakar ya da zil takıp oynardı herhalde.
Biz, haz etmediğimiz insana ”Anamın kırığı” deriz. Hoş bir şey değil, biliyorum dal…
Bu Metiner benim ”Anamın kırığı”.
Aziz Nesin, iş dünyasını bir ünlüsü için ”Adamı görünce midem bulanıyor.” demişti. Bu Metiner de benim midemi bulandırır hep.
Onun Mustafa Kemal ve İsmet İnönü hakkında söylediklerinin de söyleceklerinin de kıymet-i harbiyesi de yoktur ayrıca.
Ancak; bu yargı kararı yok mu bana da zil taktırdı. İnanın!
Hadi Mehmet’im! Sen; konuşmanın son bölümünde vıcık vıcık yağladığın başbakanının ellerini yalamaya koş!
Velî-i nimetindir ne de olsa… Biatta kusur etme! Sakın ha! Gidip de gelememek, gelip de görememek de var… İki dudağının arasındasın. Aklını başına devşir!
Başka yerlerini yalayıp yalamamak konusu senin bileceğin bir iş.
Ben karışmam!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.