DENİZE DÜŞTÜ SARILACAK YILAN ARIYOR

ABONE OL
11:26 - 23/10/2020 11:26
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olduğu günlerde “İşte benim bütün servetim bu yüzük. İstanbul’a hizmete hazırım.” dediği gün ve bugün içinde yüzdüğü servetiyle düştü denize.

Belediye başkanıyken sürücü belgesi olmayan oğlu Burak Erdoğan 11 Mayıs 1998 günü, yayalara yeşil ışık yanarken yaya geçidinden geçen ses sanatçısı Sevim Tanürek’i ezerek öldürdüğü, ehliyetsiz oğluna hemen o gün ehliyet sağladığı ve Sevim Tanürek’i 8 de 8 suçlu gösterttiği gün düştü denize.

Belediye Başkanı olduğu günlerde sınırdan kaçak sokulan Mercedes’e bindiği gün düştü denize.

“Demokrasi bizim için bir amaç değil, bir araçtır. Amacımıza ulaşıncaya kadar demokrasiye bağlıyız. Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.” dediği gün düştü denize.

“Elhamd-ü lillah şeriatçıyım.” dediğinde düştü denize.

“Partimin programında laikliğin tanımı şudur: Kişi laik olmaz, devlet laik olur.” dediğinde düştü denize.

Kendisine sorunlarını anlatmaya çalışan Mersinli çiftçiye “Ananı da al, git!” dediği gün düştü denize.

Bundan yedi yıl önce, 17/25 Aralık 2013 günleri arasında ortalığa saçılan ses kayıtlarıyla düştü denize.

Erdoğan Bayraktar, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler adlı bakanlarıyla, Süleyman Aslan adlı bir devlet bankası genel müdürü, “Orospunun ve memurun bahşişini geciktirmeyeceksin.” diyen Reza Zarrap’la birlikte düştü denize.

Açılım adını verdiği politikalarıyla düştü denize.

Kurdurduğu sınır mahkemeleri ve o mahkemelere aldırdığı kararlarla düştü denize.

Ergenekon, Balyoz ve benzeri kumpaslarla haklarında soruşturmalar açılan kişileri suçlu ilan ettiği ve o mahkemelerin savcısı olduğunu söylediği gün düştü denize.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kolunu, kanadını kırdığında düştü denize.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin genel kurmay başkanını terörist olarak yargılattığı ve müebbet hapis cezasına çarptırttığı gün düştü denize.

4+4+4 uygulamasıyla eğitim sistemini yer ile yeksan ettirdiğinde düştü denize.

YGS – YLS – KPSS sınav sorularının çalınmasına göz yumduğunda düştü denize.

“Ne istediler de, vermedik?” dediği gün düştü denize.

Korkudan Süleyman Şah Türbesi’ni yerinden söktürüp başka bir alana taşıttığı gün düştü denize.

Yunanistan’ın Ege’deki 17 adayı, her türlü anlaşmayı hiçe sayarak sahiplenmesine ses çıkarmadığında düştü denize.

Barışmaktan savaşmayı anladığı dış siyasetiyle düştü denize.

Gezi etkinlikleri sırasında uygulattığı orantısız şiddetle, polisinin nişan alarak başından vurup katlettiği Berkin Elvan’ın annesini müritlerine yuhalattığında düştü denize.

Kazandığı tüm seçimlere hile karıştırdığında düştü denize.

Despotik Tek Adam yönetimiyle, meclisi etkisizleştirdiğinde, bakanlar kurulunu kendi keyfine göre belirlediğinde, güven oylaması uygulamasını sonlandırdığında, ülkeyi yasa hükmünde kararnamelerle yönetmeye başkadığında düştü denize.

Korona salgınındaki beceriksiz yönetimiyle insanları aç ve açıkta bıraktığında, işlerinden ettirdiğinde, yardıma muhtaç hiçbir yurttaşımıza el vermediğinde, insanlarımızı sokak sokak dolaştırarak pencereler ve balkonlara “Fazla yemeğiniz var mı?” diye seslenmek zorunda bıraktığında düştü denize.

“İtibardan tasarruf olmaz!” mantığıyla hanlar, hamamlar, 1 150, 450, 350 odalı saraylar yaptırdığında, biri yetmez bir daha açgözlülüğüyle, görmemişliğiyle aldırdığı uçakları ve helikopterleriyle, 3000 kişilik, tam donanımlı koruma ordusuyla, sayısını bilemediği zırhlı makam arabalarıyla birlikte düştü denize.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)’nu yanlış rakamalar açıklamak zorunda bıraktığına düştü denize.

Yargı sacayağının üç bacağından ikisini, savcıları ve yargıçları kapı kulu durumuna geçirdiğinde düştü denize.

Üçüncü ayak avukatları da kapıkulu yapmaya yöneldiğinde düştü denize.

Düştüğü denizden bir türlü kurtaramıyor kendini.

Düştü ya denize, sarılacak yılan arıyor.

Sarılacak bir yılan ararken 1934 yılından bu yana müze olarak kullanılan Ayasofya’yı düşürdüler aklına.

Camiye çevirirse düştüğü denizden kurtulacağını fısıldadılar kulağına çevresindeki çok bilmiş danışmanları.

Aklına yattı. Geçmişte Ayasofya konusunda dediklerinin tümünü unuttu.

Sorumluluğu da Danıştay’a yükleyerek, 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Atatürk soyadını aldığı gün, bakanlar kuruluyla birlikte imzaladığı kararnameyi iptal ettirdi Danıştay’a.

Böylece düştüğü denizden kendisini kurtaracağına inandığı bu Ayasofya yılanına sarıldı.

Ne tencere doldu, ne kazan kaynadı.

Ne açlıktan kurtuldu yurttaş ne de açıkta kalmaktan.

Cep de delik, cepken de.

Sarıldığı bu yılan da kurtaramayacak onu düştüğü bu denizden.

Çok severek kullanır hazret şu sözü:

AVARA KASNAK!

 

 

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.