DENETİMSİZLİK, PARTİZANLIK, YOLSUZLUK VE FELAKET
Türkiye’de Karaman-Ermenek’te yine bir Maden Faciası. Yine 18 Madenci günlerdir yerin dibinde mahsur, yine insanlar ölüyor.
Soma faciasının üzerinden daha bir yıl bile geçmedi. Daha iki ay bile olmadı 10 işçi İstanbul’da bir gökdelenin inşaatındaki bozuk asansörle yere çakıldı.
Daha geriye gidecek olursak Tuzla tersanesindeki ölümler, başka iş kazalarında kaybedilen canlar geride kalanların yüreklerini parçalıyor. Genç insanlar bir bir ihmale kurban gidiyor ve geride gözü yaşlı çocuklar, eşler, anneler, babalar bırakıyorlar.
AKP döneminde 1.075 madenci hayatını kaybetmiş. Bu müthiş bir rakam.
Bu neden böyle?
İnsan canı bu kadar mı ucuz? Çalışan emekçinin can güvenliğini sağlamak bu kadar mı zor?
Unutmayalım ki akıl ve bilim düşmanlığı da bu facialara zemin hazırlamaktadır.
Yine Türkiye’deki Feodal, Ahbap, çavuş ilişkileri de kuralsızlıkları beraberinde getiriyor.
Bakan Çelik’ te zaten itiraf etmiş ‘‘ Biz bu madenleri kapatacaktık elli kişi araya girdi ‘’’demiş. Dinlemeseydiniz onları sayın Bakan.
Türkiye tam bir Kapitalist ülke dahi olamamıştır. Çünkü kapitalist sistemlerde böyle “kavim kuralları, hukuku” olmaz.
Eğer partizanlık, yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırma olmasa, kurallar konsa, kurallara uyulsa şeffaf ve adil olunsa bunların hiç biri olmazdı. Hiç kimse ölmezdi.
Yukarda saydığım mekanizmalar hayata geçirilmez Bakanlıklar sıkı denetim yapmaz yerel yönetimlerin tavrı değişmezse bu yönetim anlayışı ile daha çok kimsenin ocağına ateş düşecektir.
Bir türlü geçmişteki olaylardan ders çıkaramıyoruz. Geçmişten ders çıkarmak, bugünü iyi değerlendirmek ve geleceğe kararlı adımlarla yürümek için doğru bir yol izlemek ve kimsenin delemeyeceği yasalara ve iradeye ihtiyaç vardır.
Ermenek Faciasında Belediyenin de kusuru, suçu vardır. Çünkü bu ocak işçilerin sayısız şikâyetlerine rağmen denetlen(e)memiştir.
Günümüzde Türkiye’deki belediyecilik, sadece şehrin temizliği ya da hizmet işleriyle sınırlı kalıyor.
Belediye bu Tip Madenleri de, büyük işletmeleri de denetleyebilmeli varsa hataları, eksikleri cezai yaptırımlar uygulayabilmelidir.
Tabii ki bu da tarafsız siyasi irade ve yine eğitilmiş Personelle olur. Türkiye’de çok duyuyor, görüyoruz kimlerin, hangi okullardan mezun olduklarını ve onların Vali, Kaymakam, Emniyet Müdürü, Genel Müdürlük yaptıklarını.
Türkiye ve şehirlerimiz bir yığın sorunlarla karşı karşıya. Alt ve yerüstü yapısıyla ilgili sorunları var; sosyal, kültürel, trafik ve çevresel sorunları var, mimari ve modern şehircilik vizyonuyla ilgili sorunları var, .
Her şeye rağmen bu Denetim mekanizmasında çok önemli, çünkü hiç bir şey insan hayatından daha önemli olamaz.
Ancak Şeffaf yerel bir idarenin icraatını halk denetleyebilir ve hesap sorabilir.
Yerel İdareler ya da ilgili Kurumlar insanların dinine, mezhebine, diline, ırkına, rengine, siyasi görüşüne, düşüncesine ve hayat felsefesine bakmadan ayırım yapmaksızın halkın her kesimine hizmeti adil bir şekilde götürmeli, yoksulu korumalıdır.
Kendi partisine yakın insanları korumamalıdır.
Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Amaç kimseyi yıpratma değildir.
O ölen insanlar zaten sosyal konumlarıyla dar gelirli, fakir ailelerin çocukları, sistem hayat zaten vurmuş onları
Madene inen insanların şimdiye kadar hakkı, hukuku korunsaydı bu kadar kimse ölmezdi.
Almanya’da Belediyede çalışan birisi olarak ülkemizin düştüğü duruma sadece üzülüyoruz. Çünkü bu tip Facialar Almanya`da da olsa bırakın Belediye Başkanını Bakanlar gider, Hükümetler düşer o Madenler kapatılır ağır para cezası alırdı.
Ortada suç var ama suçlu yok, ceza yok nede korkudan cezayı verecek irade var gibi.
Acı ama gerçek Manzara bu şu anki ‘‘ Yeni Türkiye’de‘‘
Aşk-ı Niyaz ederim…
Günün Sözü : “Aptalca hayaller peşinde koşmayan bir kalp gösterin, ben de size mutlu bir insan göstereyim
Mehmet Tanlı
