DEMOKRASİ TRENİ

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DEMOKRASİ TRENİ

Atalarımızın coğrafyası, geldiğimiz ülke Türkiye yine dünya gündeminden hiç düşmüyor. .
Ya büyük facia boyutlu iş kazaları, cinayetleri ya Terörle ya insan hakları ihlalleriyle ya Mülteci akınıyla ya da politik depremlerle hep gündemdeyiz.
Neden böyleyiz hep? 
Ülke yorulmayan, dinlenmeyen, durmayan insanlar gibi şu an hep telaşlı, gergin ve asabi.
Laik, sosyal ve bir hukuk devleti olduğunu iddia eden Türkiye Cumhuriyetinde büyük adaletsizliğin kol gezdiğini görmezden gelemeyiz. Türkiyenin şu an demokrasileri gelişmemiş üçüncü dünya ülkelerinden bir farkı yok.
Meclis Başkanı AKP li İsmail Kahraman kalkıp yeni Anayasada Laiklik olmasın, Cumhuriyeti kuranlar Dinsizdi diyebiliyor.
Ülkedeki tüm bu Kaosun başlıca nedenleri Demokrasinin ülkemizde yerleşmemesi ve yerleştirilmek istenmemesi, bölgeler arası uçurum, dengesizlik gelir dağılımındaki adaletsizlik ve hukuk kurallarının adaletli uygulanmamasıdır.
Yani Demokrasinin olmamasıdır. Peki, Demokrasi nedir? 
Demokrasi bence hayatı bütünüyle dolu dolu yaşamak, özgürlük ortamlarının olması, adalet önünde herkesin eşit olduğu hukukun işlediği halkın kurduğu ve tam temsil edildiği bir sistemdir.
Demokrasi, dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilir diyor özgür Ansiklopedi Wikipedia!
Demokrasinin Ana yurdu Eski Yunandır.
Bu demokratik sistemin bazen ülkelere göre kendine has farklı farklı yorumları ve tanımıda bulunmaktadır.
Bu Demokrasi Treni neden peki bizim coğrafyalara, müslümanların ülkelerine hiç uğramaz, uğrayacak olsada yolu kesilir, makası değiştirilir? 
Bizde demokrasi var ama sadece yönetenler, varlıklılar için geçerli olan ‘’ kendilerine açık demokrasidir’’.
Demokrasinin Türkiyede kurumsallaşmasını yönetenler ve destekçileri olan sermaye sahipleri istemiyorlar.
 Çünkü demokrasi olmaksızın kitleler daha katmerli sömürülür, daha kolay yönetilir.
Türkiyedeki Sistem ne yazıkki kendisini sorgulayan, hesap soran, farklı düşünen yaşayan, inanan insanı istemiyor. Yani bir yerde ben Efendi sen kölesin benim gibi olacaksın, susacaksın kardeşim diyor.
Oysaki insan özgür olmak ister, kimliğiyle kültürüyle yaşamak ister.
Sistem, yönetenler insanların kimliklerine, kişiliklerine müdahaleyi bazen zorlayarak bazende psikolojik yöntemlerle elindeki büyük ( yalaka) Medya gücüyle beyin yıkayarak müdahale ediyor.
Yaşam biçimine, bireyin kimliğine müdahale en çokta hukuk sisteminin çöktüğü dönemlerde oluyor.
Sistem kim kendisine muhalifse önce onu itibarsızlaştırıyor, yalnızlaştırıyor bu yetmiyorsa fiziksel şiddet uygulayarak yok etme yöntemine giriyor. 
Türkiyede mutlaka bugün bu baskılara karşı mücadele eden demokrat insanlar var ve onlara saygı duyuyor, dayanışma dolu duygularımızı yolluyoruz ama en az yarısıda özgüveni kaybolmuş, mücadele gücü çökertilmiş, kandırılmış insan kitlelerinden oluşuyor.
İnsanlarımız çok çaresiz ve dağınık durumda. 
Bu tedirginlik ve ürkütücü ortamdan çıkmamın tek yolu birleşmek ve ortak mücadele etmektir.
Bugün ülkede en kutsal sayılan şeyler ayaklar altındadır. İslamcılar İslama en büyük zararı vermişlerdir. Zamana ayak uyduramamakta, çağdaş dünyadan adım adım kopmaktayız. 
AKP kadrolarında ve dar çevrelerindeki aşırı zenginleşme, kibir, baskı, torpil, iltimas, ayrımcılık, geldiğin yerleri unutma, kendine yabancılaşma her gün ayna gibi gözler önünde.
İşin ilginç yanı Laikliği, cumhuriyeti beğenmeyen bu insanlar bu sistemin kaymağını yiyor, hayallerinde bile görmeyecekleri şekilde krallar gibi yaşıyorlar. İnsan ancak bu kadar nankör ve vefasız olur.
Şu anda ülkeyi yönetenler ve onları ayakta tutan ayakçı takımı buna rağmen iktidardan düştükleri anda yargılanacaklarını çok iyi bildikleri için baskıyı inanılmaz derecede arttırıyorlar.
Buda onların sonunu getirecek süreci hızlandıracak hiç bilmiyorlar.
Haber yapan ülkenin savaşa, teröre bulaşmasını istemeyen en cesur yurtsever gazetecilere hapisler veriliyor. Bu yetmezmiş gibi kurşunlanıyorlar. Bir kesim eski ortaklarına paralelci deyip insanların mallarına, mülklerine el konuluyor işlerinden ediliyor.
Kendi şehirlerinde bombalanıyor, cesetler günlerce sokakta bekletiliyor, cenazeni alamıyorsan, mitinglerinde, şehirlerinde Işid bombaları patlıyor onlarca insan yitiriliyorsa, Kilis örneğindeki gibi attıkları raketleri can alıyorsa, ovalarına Işid kampı kurulmak isteniyorsa bu suskunluk nedir?
Bu zihniyet kendisinin adamı olan bir Başbakana bile tahammül edemiyor anayasaya ters düşerek indiriyorsa gerisini siz düşünün artık.
Bugün Türkiyede muhalif aydın, yazar, gazeteci, sanatçı, sporcu, bürokrat, hukuk adamı olmak çok zor bir şey.
Bunlar gerçekten geçmişteki yönetimlerden, diğerlerinden çok daha yaman ve acımasız çıktı.
Teröre gelince Terör Terördür. Nerden gelirse karşı çıkıyorum. Hiç kimse ölmesin istiyorum.  Ama inanın dostlar şu an Halk çocukları birbirine kırdırılmaktadır. Ölen herkese askere, polise üzülelim ama orda suçsuz infaz edilen Kürt çocuklarına, kadınlarınada üzülmeliyiz.
Yoksa toplumsal barış ve vicdan sağlanmaz!
Demokrasi Treninin günün birinde dünyanın en güzel coğrafyalarından biri olan ülkemizede uğrayacağına olan inancımızın yitirilmemesi, yaşatılması dileğiyle… 

Muhabbet ve sevgi dolu selamlar
Mehmet Tanlı
Günün Sözü: Demokrasi, kendinden yararlananlar çoğaldıkça güçlenir; dışladığı insanların sayısı arttıkça zayıflar. ( Ahmet Taner Kışlalı )

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.