0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

23 Haziran günü, sandıklar kapandığında takke düşecek, kel görünecek.

AKP’nin o gün, 31 Mart’ta sandığa giden seçmenlerini yeniden sandığa götürüp götüremediğine hep birlikte tanık olacağız.

Kanımız odur ki; büyük bir olasılıkla AKP`nin kendi seçmeni de çantada keklik değildir. Böyle olmadığını 23 Haziran günü partisine çok açık biçimde gösterecek.

Bu; seçimin sonucu olarak şu anlama geliyor:

Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu İBB seçimini, bir kez daha, yeniden, ama bu kez açık ara kazanacak.

Araştırmacılara kalırsa; Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki fark 1 – 2 puan aralığında kalırsa bu Binali Yıldırım açısından büyük bir başarı olacak.

Onlara göre bu fark, İmamoğlu lehine, en 6 puan aralığındadır.

Bir hafta kaldı seçime. Bekleyip göreceğiz.

Binali Yıldırım; bu seçimi çok ciddî bir farkla kaybedecek.

Bu saptama, aslında, Binali Yıldırım’a bir haksızlıktır. Biliyorum. Seçimi kaybeden o olmayacak kuşkusuz. Bu seçimi partili cumhurbaşkanı ve onun stepnesi MHP Genel Başkanı Bahçeli Devlet kaybedecekler.

Ancak; benim zerre kuşkum yok, bu seçimin kaybedilmesinin suçunu Binali Yıldırım’ın sırtına yükleyecekler.

AKP ve stepnesi MHP seçmenlerini seçim havasına sokmakta oldukça zorlanıyorlar.

İki adayın birlikte yayına çıkmasını istemeleri de bu nedenledir.

Seçmenlerini bu yolla sandığa yönlendirebileceklerini hesaplıyorlar.

Nasrettin Hoca’nın Akşehir Gölü’ne yoğurt mayalaması gibi bir şey. Ya tutarsa!

Millet İttifakı bu işin farkında. Seçim kampanyasını sert bir mantıkla yürütmemesinin ardındaki düşünce de budur.

Bu işin yükünün AKP ve MHP’nin sırtında olduğunu çok iyi biliyorlar.

Oylarının çalındığını öne sürerek seçimin yenilenmesi kararını onlar aldırdılar YSK ya.

Çalınan ya da çalındığını ileri sürdükleri oylarını yeniden almak için seçmenlerini sandığa götürmek zorunda olanlar onlar.

Millet İttifakı’nın öyle bir sorunu yok.

AKP ve stepnesinin yürüttüğü seçim kampanyası öylesine yanlış ki; bu yanlış yöntemle seçmenlerinin sandığa, 31 Mart’ta olduğu gibi gitmelerini sağlamaları olanaksız.

Bu nedenle bu seçimin sonucu, Ekrem İmamoğlu lehine, açık ara farklı olacak gibi görünüyor.

Neden mi?

Kendimi yinelememe izin verin lütfen!

Cumhur İttifakı 31 Mart’ta sandığa gitmeyenleri bırakın, o gün onlara oy veren seçmenlerini de firesiz, sandığa götüremeyecek.

Bir nedeni de belki de can alıcı olanı şudur:

AKP; seçmenine 17 yılda, onun için yaptıklarını anlatmakta zorlanıyor.

Ortak yayın da AKP seçmenini inandıramayacak.

Düzmece videoların, bu düzmece videolara inandığını söyleyen, sözüm ona tarafsız haber sunucularının da bir yararı olmadı Ekrem İmamoğlu’nun öne çıkmasını engellemeye.

31 Mart’ta 180 000 (yüzseksenbin) CHP seçmeni sandığa gitmemiş. 23 Haziran’da Millet İttifakının fire vermeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

HDP de İstanbul’daki seçmeninin firesiz sandığa götürme çabasında.

Yöneticileri seçmenlerini Cumhur İttifakı’na karşı oy kullanmaya yönlendirme çabasındalar. Bu partinin seçmen çoğunluğu da oyunu Ekrem İmamoğlu lehine kullanacak gibi görünüyor.

Binali Yıldırım’ın Kürdistan demesi ve Diyarbakır’ın Diyarbakır olalı duymadığı bir Kürtçeyle konuşması da bir yarar sağlamadı.

Melleleri İstanbul’a taşımaları da nafile…

Bahçeli Devlet de atamadı mitili İstanbul’a.

Bir hafta kala mehter marşıyla karşılandı ve muhtarlarla (!) buluştu, hangi akla hizmetse, İstanbul’da ama; ört ki, ölem!

SP kendi adayıyla katılıyor seçime ama; araştırmacılar bu partinin seçmeninden de oy alacağına inanıyorlar İmamoğlu’nun.

Sol yelpazedeki partiler de oylarını onun için kullanacaklarını açıkladılar çok önceden.

Önceden İstanbul’un 39 ilçesinde mitingler yapacağı sözünü veren partili cumhur başkan ve AKP Genel Başkanı da bilmem ki neden, sözünde durmadı.

Büyük bir olasılıkla;

24 Haziran sabahı demokrasi kazanacak.

HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK!