DEMEK Kİ OLABİLİYORMUŞ, YETER Kİ…

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir yanlışa, bir hataya, haksızlığa karşı olmak; lafla, oturduğumuz yerden isyan etmek ve birilerinden beklemekle olmuyormuş o hatalardan yanlışlardan, haksızlıklardan geri dönüşün temini!
Aleyhimize olan, mağduriyetimize sebebiyet veren pek çok yasa, uygulama ve yaptırıma karşı söylenmeyi bırakıp topluca ama her birimiz kendimizce karşı durur, gereği için mücadele verirsek, bu ülkede düzelmeyecek şey yoktur inancım, şu son iki kararla daha da güçlendi.
Dilerim diğer pek çok konu için de, henüz oturduğu yerden yardım bekleyen, hep başkaları yapsın da ben de sonuçtan istifade edeyim ya da birileri uğraşsın, ben ne diye kendimi yorayım, taşın altına ne diye elimi koyayım, nasılsa birileri koyar, sonuçtan ben de alırım payımı diyenler veya nemelazımcılar da bu sonuçtan pay alır da biraz harekete geçerler akıllarını başlarına alıp. Oturup bekleyerek, umut edip dua ya da bedduayla olamayacağının idrakine varırlar.
Bir yıldan fazla bir süredir, şu bankaların haksız uygulaması olan, KREDİ KARTI YILLIK ÜYELİK ÜCRETİ kesintisi ve HESAP İŞLETİM ÜCRETİ’nin uygulanmasının yanlışlığı, haksız oluşu ve geri ödenmesinin temini için bankayla ciddi ve yorucu bir mücadele içindeyim. Yanı sıra da, gıyabımda yaptıkları sigortanın iptali…
Haksızlığa tahammül edemeyişim nedeniyle de, bir kuruşluk da olsa, iptali ve geri alışım, bana daha fazlaya da mal olsa uğraşırım…
O nedenle, şu elektrikteki KAÇAK KULLANIM BEDELİ’ne de itiraz ettim ve uğraştım…
Üç kuruş için kendini yorduğuna değer mi, çektiğin faksların, ettiğin telefonların, dolmuş ücretlerinin karşılığında lafı mı olur, alacağın kaç kuruş ki, yorulduğun da, üzüldüğün de cabası denildi çoklukla çevremce ama hiç önemi yoktu alacağım paranın da, harcadığımın da…
İnsanları aptal yerine koymasınlardı, haksızlık yapmasınlardı, doğru dürüst adam gibi görev yapsınlar, çaktırmadan, hırsızlık, gaspçılık, soygunculuk yapmasınlardı vatandaşın cebinden! Birilerinin hırsızlığının bedelini, namuslu, dürüst vatandaşa ödetmesinlerdi amacım. Farkında olduğumuzu, bildiğimizi ve karşı olduğumuzu bilsinler, görsünlerdi!..
Lakin Elektrik İdaresince, mahkeme ve Avukatlık ücretlerinin de tarafımdan ödenmesi kaydıyla ve İDAREYE OLAN HUSUMETİM NEDENİYLE, ONUR KIRICI DAVRANIŞ olarak nitelenip mahkemeye verildim. Sonucu bekliyorum merakla…
Başkalarının çaldığının karşılığını, benden çalarak temin edişleri onurlarına dokunmuyor da, benim buna itirazım onurlarına dokunuyor! Üstelik ne husumetim olabilecekse ve bir husumet varsa, bu da onların vatandaşa olan husumetleri ki mağdur olan vatandaş, bunu husumet addetmezken, kendileri husumet addedebiliyorlar! Gerçekten ilginç.
Neyse efendim, bu mücadelem sürecinde karşılaştıklarım tam bir trajikomik roman yazılabilecek nitelikte olmasına rağmen uzatmayayım daha fazla.
Bankadakiler ise, tam evlere şenlik. Öylesi havada yanıtlar veriliyor, öylesi havanda su dövülüyor ve öylesi etik değerlerden uzak ki söylemleri…

30 yıl bankada çalışıp emekli olmuş biri olarak, bunların hiç tatminkâr yanıtlar olmadığını, iş ahlakına uymadığını ve beni bunlarla kandıramayacaklarını, inanılabilecek bir yanı olmadığı gibi, yasal da olmadığını ve saygısızlık yanı sıra, etik de olamadığını söylemem ise, daha bir komik açıklamalarına, hatta, “Ne demek istediğiniz anlaşılamamıştır. Sorunuzun, yanıtı, mevcut kayıtlarımızda bulunmamaktadır vs. şeklinde geri dönüşlere ve bizzat başvurularımda ise, “Banka içerisinde bunları dile getirmeyin, etraf kalabalık” diye susturulmaya çalışmama bile neden oldu…
Allah konuyu bilmeyen vatandaşın yardımcısı olsun. Kim bilir, kimlere neleri yutturuyorlar, kim bilir kimlere ne haksızlıklar yapıyorlar da, vatandaşın haberi bile yok. Yasal sanıyor, doğru sanıyor ya da kimi haberdar bile değil…
Yazık… Hem de çok yazık ve de ayıp…
Banka ve kurumların, hatta devletin yaptığı ayrı ayıp, buna sessiz kalmakla, vatandaşın yaptığı ayrı bir ayıp ve hepsine de yazıklar olsun!..
Uzatmayayım dedim ama yine de uzattım elde olmayarak. Çünkü çok şey var anlatmam gereken ve içim dolup taşmış durumda…
Sanırım herkes beklemede değil, herkes susup oturmamakta, durun, yeter artık diyenler epey çoğunlukta ki Devlet nihayet işe el koymaya karar verdi bunca tepki karşılığında.
Önce Kredi kartı üyelik ücretlerinin son 10 yıllık aidatının geri ödeneceğini, sonra da bundan böyle alınmayacağını açıkladı, elektrikteki kaçak kullanım bedeli yanı sıra… Darısı yine yasal olmayan HESAP İŞLETİM ÜCRETLERİ’nin ve diğer pek çok haksızlığın başına…
Başına da, öyle hemen, ha deyince de geri ödemiyor bankalar son 10 yıllık üyelik ücretini. Hakem heyetine başvuracaksınız. Hakem Heyeti de, sadece dilekçeyle başvurunuzu kabul etmiyor. Bankadan son 10 yılın ücret kesintilerini gösterir bir döküm alıp dilekçenize ekleyeceksiniz lakin işin en zor kısmı da bu! Banka size o dökümü vermemek için ne gerekirse yapıyor, kırk dereden değil, kırk bin dereden su getiriyor. Verdiğinde de mutlaka birkaç yıl eksik veriyor. Yani ısrarla isteyeceksiniz!
Bu arada henüz haberdar olmayanlar için belirteyim; herhangi bir nedenle, banka kredisi kullanmış olanlar, yine haksız bir uygulama olan, DOSYA ÜCRETİ VE MASRAF adı altında, daha işin başında alınan ücreti geri alabilmek için, TÜKETİCİ HAKLARI HAKEM HEYETİ’ ne başvurup ödedikleri parayı geri alabilirler.
Niye mi anlattım bunca şeyi?..
Bazı yasaları doğru bulmayıp karşı çıkıyoruz, bazı uygulamalara hayır diyoruz, şehitler olmasın artık diyoruz, vatan satılmasın, bölünmesin diyoruz, diyoruz da diyoruz… Ama sadece diyoruz, oturduğumuz yerden ve birbirimize sızlanıp söylenerek…
Bu bize ders olmalı, her bir yanlış, her bir hata, her bir haksızlık karşısında, gereken her yolu deneyerek dur demeliyiz, ses dedikodudan ibaret ve cılız kalmamalı, birbirimize değil, gereken mercilere olmalı söylenişimiz, tepkimiz ve tuttuğumuzu koparmak için gereken her mücadeleyi verelim ki avazımızın yüksekliği kendilerine getirebilsin gerekenleri de, yanlışlarından bir an önce dönebilsinler!..
Hadi efendim, durmayınız öyle orada, oturmayınız, beklemeyiniz…
Hele de uyumayınız!!!
Koşunuz, yorulunuz biraz, sesiniz çıksın lütfen!..

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.