DEĞİŞTİLER – MİŞ !

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Devletçiliği öcü olarak gösterenler,
Devlet bankalarından avanta teşvik koparanlar,
Cumhuriyetle hesabı olanlar,
Osmanlıyı pazarlama umutları 9 Eylülde İzmir’de emperyalizmin lejyonerleri ile birlikte denize dökülenler,
Gelene ağam, gidene paşam diyen liboşlar,
El çırpıp tempo tuttular:
”Değiştiler, değiştiler!”

Değişen kimler?
Nesimi’yi yüzenler, Pir Sultan’ı asanlar,
Kubilay la başlayıp, Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da insan yakanlar…
Aynı tohumdan, aynı tarlada yeşerenler,
Potur yerine pantolon,
Cübbe yerine,
Kaşmir Fransız mantosu giydiler…
Sakal yerine
Badem bıyık bıraktılar,
Tespih yerine
Yeşil yeşil dolar parmakladılar…
Darçınlar yerine
Dursunlar,
Mercimekler yerine
Haşimler…
Mahdumlar, kerimeler
Almanya, İsviçre yerine
Amerika’da yetiştirildiler…
Parasız gittiler
Gemilerle döndüler…
Yastık altında altın istiflemek yerine,
İsviçre bankalarını sırdaş edindiler,
Doymadılar…
Yurtdışında rızık savaşı verenlerin alın terlerini kıyıp yiyemediklerini keşfedip
Kapan kurdular…
Yeşil bayraklarla Avrupa seferine çıktılar;
İmam-cemaat katkılarıyla,
Camileri kışla,
İmamları asker,
Dinle imanı silah eylediler…
Garibanların gözlerini kapatıp
Dualar okuturken
Ceplerini silip süpürdüler…
Gözlerini açtıklarında
Harcamaya kıyamadıkları paralar yerine
Üstsüz-başsız,
Ayakları çıplak, benizleri soluk,
Çöpe dönmüş çocuklarını,
Zinhar olmaz dedikleri için
Tesettüre teslim ettikleri kadınlarını
Dövünürken buldular…
Haramiler,
Kar payından verecekleri akçe yerine
Cami duvarlarında,
Geçici sahte büroların camlarında;
Endüstri Holding, Yimpaş, Jet-Pa, Kombassan
Afişleri ile
Gazı, fitili tükenmiş bir Deniz Feneri
Bıraktılar…
Doymadılar;
Ülkede ne kadar Cumhuriyet mirası
Fabrikalar, bankalar, ormanlar,
Binalar, limanlar,
Verimli topraklar,
Ne kadar kalmış değerler varsa
Dünürlere,
Yandaşlara
Yunanlılara, İsraillilere,
Boğazın en güzel yerlerini
Hacı Fışfışlara
Babalar gibi sattılar…
Narin ve hazin sermayeyi
Ve holdinglere sırtını dayamış Medyayı uyardılar:
”Ya taraf ya da bertaraf”
Ülkede ileri demokrasi var ya!
Kırk katır- kırk satır örneği
Birinden birini seçmek var…
Önce hacıyatmazlar
Her devire methiye yazanlar
Nereden buldun sözüne alerjisi olanlar
Biate erdiler…
Sırada kimler kalmıştı?
Tekdirden uslanmayanlar…
Onlara bol kepçeden
Tazyikli su, biber gazı
Olmadı aforoz…
İşsiz sürünsünler diye yallah sokağa…
Yine de eyvallah demeyenlere
Silivri’ye kamp kurdular…
Masraf az olsun diye
Yargıyı, kodesi bir araya getirdiler
Esir kampı şık olmaz diye düşündüler
Yerleşik bileşke dediler…
Türbanla yetinmediler,
Kürtaj’a taktılar…
Sanatın içine tükürdüler
Heykele ucube,
Baleye kahpelik dediler,
Bilime kelepçe taktılar…
Yasama kendinde,
Yürütme emrinde,
Yargı da kendinde sanıyordu ya
Fidan’a fezleke çıkınca,
Korku dağları sardı
Paçayı son anda kurtardı
Kaldır parmak,
İndir parmak…
İmamın fendini kıl payı atlattı…
Emrindeki vekiller Allah’tan korkmazlar,
Bir ondan korkarlar…
Hoşnut edelim de gönlünü
Onlara pişen bize de düşer diye beklediler
Sonra yağın torbasını deldiler:
O’na dokunmak ibadet dediler
Kimi ilahi güçtür dediler…
Ne yapsın?
”Haşa!” Diyemedi inandı;
Kaptırdı kendini
Ecdadım, dedelerim diye diye
Sultanlara, sultanlığa özendi…
Lakin en yakını vurdu sırtından;
Kimse etmez akrebin akrebe ettiğini
Beynimin yarısı dediği kankası verdi-veriştirdi ardından,
Gizli sırrını açık etti…
Milletvekili bile seçtirmişti de
Bakanlık vermemişti
O’da kızdı açıkladı bildiğini
Aslında ayıp etti
Biraz da akreplik
Akıttı zehrini:
”Aslında bom-boş
Üstelik her konuda çapsız”
Deyiverdi.

Sivas’ta bir mesel söylenir
Hani teşbihte hata olmaz ya:

Poşa’yı paşa yapmışlar
Ormandan geçerken imrenerek bakmış türlü, çeşitli ağaçlara
Dönmüş ağaçları göstermiş etrafında el-pençe divan duranlara:
”Amma da kasnak olur ha!”
deyivermiş!

Demek ki neymiş?
Değişmişlermiş!…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.