DEĞİŞİM VE GELİŞİM

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsanoğlu; sürekli değişimle, dönüşümle gelişimini sürdürmektedir. Dünya değişiyor.

Değişen dünya şartlarına göre siyasi yapıların da kendisini yenilemesi gerekir. Bu sürecin
Toplumda beklentilerin yoğunlaşması halinde ya büyük çaplı değişimlerin bir anda gerçekleştiği ‘devrim’ niteliğinde değişim olur. Ya da değişim istenilen konulara ilişkin öngörüler aşamalı olarak gerçekleştirilmeye çalışılır.

Devlet işlerinde, demokrasi sıradan insanların ülke yönetiminde etkili hale gelebilmesinin bir aracı ve sivil toplum da istikrar ve gelişme arasında bir denge kurabilmişse burada ülke kalkınır.

Bugün devletin kurumları her gün eleştirilirken, saldırıların hedefi yapılırken, toplumu oluşturan ortak değerler sarsılırken, kurulu dengelerin bozulması ve yıkılmasıyla yeniden dengeyi kim nasıl ne şekilde kurabilecektir?

Bugün herkes içeriğini anlamaktan, anlatmaktan uzak tılsımlı sözcükler olan değişim ve gelişime odaklanmış durumda.

Oysa değişmekle, gelişmek aynı şey değildir.
Zaman içinde, birdenbire olmayan, sürekli olan, niteliksel ve niceliksel gelişme süreci evrim yani gelişme olarak tanımlanır. Değişmek ayrı bir şeydir, gelişmek ayrı bir şey. Türkiye değişiyor hem de gelişiyor. Gelişmeyen ayakta kalamaz. Gelişime en açık kurum hangisi diye bakıldığında açık bir cevap vermek olanaklı değil.

Çoğu kez siyaset kurumu, değişimde gelişimde öncü olmaya çalışır. Kurumlar arasında üniversiteler, silahlı kuvvetler de bu değişimde yenileşmede öncü rolü oynamışlardır.

Tabi bu değişimde öncelikli konu; eğitim, bilinçlenme ve teknolojik kullanımdır.

Bu bakımdan gelişmiş ülkelerde iki yönde gelişmenin yaşandığı görülür. Personel eğitim ve öğretim seviyesinin gelişmesi diğeri ise teknolojik gelişmeyi yakalamak.

İnsan odaklı yaklaşım çok önemli. Çünkü teknoloji alabilirsiniz ama o teknolojiye ayak uyduracak, kullanacak personeli yetiştiremezseniz teknoloji bir işe yaramaz. Amaç onu kullanacak ve daha ileriye götürecek insanı da eğitmektir.

Eğitim en zor kısımdır. Teknolojiyi, parayı verip alırsınız ama buna uygun insanı yetiştirebiliyor musunuz? Bugün Türkiye’nin temel sorunu buradadır.

Demokratik değerler ve davranışlar oturmuş toplumlarda her siyasi iktidarla birlikte devletin kurumları ve stratejileri değişmez. Toplumun ortak değerleri ile oynanmaz…

Bakın işin özü şudur. Her toplum ve onun organize olmuş mekanizması devlet, yetkililerinin ulusal değerlere bağlılığı ile vardır. Ulusal değerlerine bağlı olmayan toplum yaşayamaz, ayakta duramaz. Bazıları ulusal değerlere bağlılığı militarizm olarak görmeye başladı. Ulusal değerlere sahip çıkmak, ülkenin, toplumun geleneklerine bağlı olmak başka şeydir, militarist olmak başka şey. Ulusal değerlere bağlı olmak ayıp mıdır? Bugün ayıbın da ötesinde tehdit olarak algılanmakta, yansıtılmaktadır. Peki ama kim neden niçin böyle düşünür, böyle ifade eder ve hareket eder.

Cevap açıktır.
Aidiyetlik bilincinde zafiyeti olanlar böyle düşünür.. Kimliksiz olanlar böyle görür.. Kan bağı, kültür bağı din bağı farklı olanlar böylesine bakar..

Bu bakışta; demokrasiyle de, insanlıkla da, çağdaşlıkla da ilgisi olmakla birlikte temelinde kin öfke, intikam hisleri rol oynar.

Papağan gibi konuşan siyasetçileri, açılım saçılım şarlatanlarını gördükçe, dinledikçe, dillerindeki ambalaja sarılmış zehiri, gözlerindeki kin, nefret ve öfkeyi anlamak mümkün.

Türk Milleti tarihi boyunca bu tipleri bilerek ya da bilmeyerek, seçmenin bedelini ödemiştir. Ancak sanırım bu kez ödenen bedel çok ağırdır. Ve halk artık bedel ödetme konusunda da kararlı bilinçlilik içindedir.

En azından yığınların sefaletini istismar eden asalakların, din iman demokrasi özgürlük gibi insanı etkileyen kelimeleri nasıl istismar ettikleri görülmeye başlanmıştır. Artık şarlatanların gizleyeceği örtebilecekleri bir şey kalmamıştır. Sorgulama süreci başlamıştır. Değişim ve gelişim için en önemli süreçte sorgulama olgusunun benimsenmesidir.

GüNüN SöZü: Sağlam ağaç ne rüzgarla ne fırtınayla devrilmez dik durur.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.