DAYATMA

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ BİR 12 EYLÜL DAYATMASI

Sahte ve dayatma bir yaşamı yaşamaya zorlanmak kabul edilemez. Yaşadıklarımız, özgürce belirlediğimiz ve onlarda kendimizden bir parça bulduğumuz şeyler olmaktan çok uzak gözükmektedirler. Yaşadıklarımızın çoğunun emir-komuta anlayışıyla dayatıldıkları ve onları yapmamızın zorunluluk olduğu görülmektedir. Doğal ve normal bir yaşam yerine, dışarıdan katkılarla şişirilen bir bohçaya benzeyen yapay bir yaşamdır bu:

İçi bomboş, fakat şişkin bir bohça gibi olan yaşamımız, , gerçek bir yaşam olma niteliğini yitirmiştir. Bu yapay yaşamda, sahte olmaktan başka bir niteliği olmayan hayaller, gerçek ve yüce konumda bulunmaktadır. Yaşadığımız bu sahte ve yapay yaşam, yaşadığımız sahte ve yapay dönemlerin ürünüdür. 12 Mart, 12 Eylül gibi dönemler bize yapay bir yaşamı miras olarak bırakmışlardır. Türkiye, bu yapay dönemlerle hiçbir şekilde hesaplaşamamış, tersine bu dönemlerin anlayışlarını, ilkelerini ve uygulamalarını günümüzde normal uygulama ve kurumlar olarak sürdürmüştür.

12 Eylül beşibiryerdesinin günümüze miras bıraktığı dayatmalardan biri de her yıl 24 Kasım günü kutlanan Öğretmenler Günü’dür. 12 Eylül askeri cuntası, Kemalist olduklarının göstergesi olarak ilk Cumhurbaşkanının ‘Halk Mektepleri Başöğretmeni’ unvanını kabul ettiği 24 Kasım gününü Öğretmenler Günü olarak kutlanmasını emretti.

UNESCO’nun 1994 yılındaki kararına göreyse, Dünya Öğretmenler Günü 5 Ekim’dir.

Her Öğretmenler Günü’nde öğretmenliğin en yüce meslek olduğu, öğretmenlerin cehaletin karanlığına karşı bilimin ve aklın aydınlığını Anadolu’nun en ulaşılmaz köşelerine götürdüğü vurgulanmakta, yarınlarımız için öğretmenlere güvenildiği söylenmekte, eğitim ordusunun asker ordusundan daha önemli olduğu dile getirilmektedir. İllerde „yılın öğretmeni” seçilen öğretmenler Ankara’ya getirilerek, cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından kabul edilmektedirler. Bu arada, medya, öğretmenlerin maddi koşullarının ne kadar kötü olduğuna dair haberler de yapmaktadır.

Kendisine “Başöğretmenlik” sıfatı verilen Atatürk’ün 24 Kasım’ı „Muallimler Günü” olarak ilan etmemiş olmasına karşın, 12 Eylül darbecileri bugünü „Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasını emretmişlerdir.

24 Kasım Öğretmenler Günü kutlaması, militarist uydurma olmaktan başka hiçbir anlamı olmayan bir dayatmadır.

12 Eylül ürünü bu dayatmayı reddetmek, militarizmi bütünüyle reddetmekle eş anlamlıdır.

Öğretmenler Günü’nde yapılan konuşmalar, resmi ideolojinin hep yinelenen söylemlerinden başka bir şey değildirler.

Başka bir ifadeyle sözde Öğretmenler Günü’nde, öğretmen asıl görevi olan eğitimcilikten çıkarılmakta, kendisine resmi ideolojiyi ülkenin en ulaşılmaz köşelerine iletmek görevi verilmektedir.

Oysa Öğretmen; sürekli olarak kendisini yenileyen, öğrencilerine de kendilerini sürekli yenilemelerini öğretendir.

Doğal, insani özelliklerden soyutlanmış bu ideolojik öğretmen kurgusunun, eğitim açısından hiçbir anlam ve değeri yoktur. Bu ideolojik kurguya karşı öğretmen, sıradan insan olarak kalan, fakat sürekli olarak kendisini geliştiren ve farklılaştıran, kendi bireysel evreninden diğer insanların evrenine geçmeyi bilen, diğer insanları kendi deneyimlerinin bir parçası yapan, buyurma yerine konuşma ve dinleme olgunluğunda olan, insana dair hiçbir şeyi kendisine yabancı saymayan ağırbaşlı ve özverili bir kişiliktir.

12 Eylül’ün Beşibiryerde Cuntası; sözde bir Öğretmenler Günü üretmesine karşın, bilim ve akılla aydınlanmış kuşaklar yetiştirme konusunu anlayamazdı, çünkü onlar, salt emretmeyi ve komutlarının yerine getirilmesini isteyen diktatörlerdi.

Bu emre uymak ya da uymamak, bu komutu yerine getirmek ya da getirmemek.

İşte bütün sorun bu!

Ben; bu sorunu emrin verildiği gün çözdüm.

Arkadaşlarıma da komutu yerine getirmemelerini öneririm.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.