DARBEYİ KİM-KİMDEN ÖĞRENDİ?

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DARBEYİ KİM-KİMDEN ÖĞRENDİ?
15 Temmuz Darbesinden sonra  öne çıkan soru;
”Darbeyi kim, kimden öğrendi?” 
Darbenin olacağını önceden öğrenmenin yanında haber kaynağının güvenirliliği de çok önemli.
Gazetelerde  ilginç bir haber çıktığında; ”Adının açıklanmasını istemeyen üst yetkili birinden aldığımız bilgiye göre” diye başlar,  sonra olayı açıklanırdı.
Haber kaynağının üst makamda olması, haberin gerçeklik payının inandırıcılığını da pekiştirir.
Bu saptamadan yola çıkarsak 15 Temmuz Cemaat darbe girişimini kim kimden, nasıl nerede öğrendiği konusu papatya falına dönüştü.
Önce ben darbeyi nasıl öğrendim onu anlatayım;
Çınarcık’ta evimin balkonunda Cumhuriyet Meydanında Ferhat Geçer’in de katıldığı festivalin hazırlıklarını izlerken kapının zili çaldı.
Kapıyı açtığımda kapıda  binanın kapıcısı vardı.
”Sağ ol, bir şey istemiyoruz.”Klişe  cümlesini kullandım.
Kapıcı, sağına-soluna bakındı kısık bir sesle;
”Yarın darbe olacak. Belki sokağa çıkma yasağı olabilir. Siz gene de ekmek, su gibi ihtiyaçlarınızı alırsanız iyi olur.” Diye uyardı.
”Sen nereden biliyorsun peki?”
”Benim teyzoğlu İstanbul’da emekli bir generalin oturduğu sitede kapıcılık yapıyor. O söylemiş.”
”Tamam, sağol!” Diyerek başımdan savdım.
Ama hanım ciddiye aldı:
”Almanya’dan çocuklar gelecekti hemen arayalım ertelesinler!”
”Yahu Hanım, kapıcının haberdar olduğu darbe olur mu?”
”Adam söyledi ya; akrabası emekli bir generalden duymuş. Ben çocuklarımı tehlikeye atamam:” Der-demez Almanya’daki çocukları sırayla aramaya koyuldu.
Birkaç denemeden sonra bizim oğlana ulaştı.
Güya şifreli, çaktırmadan haber verecek ya;
”Oğlum, havaalanlarında terör olacakmış, kardeşlerine de haber ver Türkiye’ye gelmesinler.”
Oğlan kuşkulandı;
”Anne, bir durum mu var? Babam yanında mı?’
Telefonu aldım, hanımın tansiyonunu yükseltmemek için;
”Oğlum öyle bir duyum aldık, Türkiye’ye gelmeyi erteleseniz iyi olur.” Demek zorunda kaldım.
Oğlumu kardeşleriyle görüşüp, Türkiye’ye gelmelerini erteletmeye ikna ettim.
Telefon görüşmesinden sonra kuşkulandım, her ihtimale karşı  bir kaç ekmek ve su siparişi vermek için çarşıya indim.
Alış-veriş yaptığım marketçi beş ekmek almamdan kuşkulanarak sordu;
”Hocam senin basınla ilişkin var, darbe olacak değil mi?”
”Siz nereden öğrendiniz?
”Hocam bizim toptancının güvenlikçisi söyledi. Onların polis teşkilatıyla ilişkileri var. ”
Türkiye’de her darbe olduğunda ceremesini  hep demokratlar, solcular, Atatürkçüler  çektiği için içimi bir sıkıntı kapladı.
Ne olur-ne olmaz dedim berbere gidip saçlarımı falan kısaltmak istedim.
12 Eylül darbesinde evinde Barış Manço’nun resmini Mao’nun resmini asmış diye tutuklanan ev sahibinin başından geçenleri bildiğimiz için ne olur ne olmaz diye saçımı iyice kısalttırdım.
Berber Osman, tıraş bittiğinde;
”Hocam darbeye hazırlık mı?” Demez mi?
Kuşkularım daha da arttı.
Eve döndüğümde kayın validem telefon etti;
”Damat benim ilaçların süresi bitiyor, darbe olursa ilaçsız kalırım. Nöbetçi eczaneden alıversen!”
Bir an önce eve gitmek için bir taksi çevirdim. Evin adresini verdim.
Taksi şoförüne parasını ödedim.
”Beyim, darbe bu gece mi yapılacak?” Diye sormaz mı?
Ters ters bakıp yanıt vermeden eve girdim.
Aceleyle yemeğimizi yedik.
Ben elimde televizyonun kumandası kanal kanal  geziyorum.
Diziler devam ediyor.
Çöpçatan programları hiçbir şey olmayacak gibi sunucu kontrolünde adaylar  (kadın-erkek) arasındaki pazarlıkları kamuoyuna bilgilendirme bilinciyle naklen veriliyor.
TRT’de, 6 Yaşındaki kız çocuğuna nikah kıyılır diyen ilahiyatçı, cinlerin insan ruhuna nasıl girdiğinin ilahi açıklamasını yapıyor.
Yandaş ve Pısmış kanallara bakıyorum, Doçent, bilmem ne taktik ve stratejik daire sorumlusu Prof titilli AKtröller, karşılarındaki demokratı programı yönetenlerinde desteğiyle sözle, tehditle bunaltıyorlar.
Birden dışarıda havai fişekleri gök yüzünü aydınlatırken ben yerimden hopladım;
”Eyvah! Darbe başladı.” Diye bağırdım.
Hanım; ”Yok korkma Ferhat Göçer ve festival için havai fişekleri atılıyor.
Ben de ki de akıl. Halbuki kaç darbe dönemi gördüm.  Darbe öyle güpegündüz yapılır mı? 
Akşam vakti bazı kanallar darbeyi naklen vermeye başladılar.
İlk kez darbe naklen veriliyor.
İstanbul’da boğaz köprüsünü bir kaç tan k tutmuş geçmek isteyeni  vurup deviriyor.
Uçaklar, meclisi, emniyet müdürlüklerini bombalıyorlar.
Cumhurbaşkanı henüz ortalıkta yok.
Genel Kurmay Başkanından, kuvvet komutanlarından, MİT Müsteşarından haber yok.
TRT’de hanım spiker darbeyi resmen duyurdu. Ama inandırıcıdeğil.
Kılıçdaroğlu, Başbakan, meclis başkanı darbeye karşı olduklarını ilan ediyorlar.
Marmaris’te SAT Komandoları tanklarla adres ararken caddeden geçen vatandaşı çeviriyorlar;
”Hemşerim X Oteli ne tarafa düşüyor, biliyor musun?”
”Biliyorum abi”
”Gel bin tanka, bizi o otele götür.
Yandaş Medya bile beklemedeyken, iktidarın bitirmek istedikleri Doğan Medya aracılığıyla cumhurbaşkanı  halka seslendi:
”Meydanlara çıkın darbecilere teslim olmayın!”
Sonra sorumsuz Cumhurbaşkanı  olarak açıkladı; ”Ben darbeyi eniştemden öğrendim!”
Enişte, emekli bir öğretmen.
Ben de bizim kapıcıdan öğrendim.
2002 den beri ülkeyi tek başına yöneten AKP iktidarının Türkiye’yi getirdiği nokta.
İşin trajik-komik tarafı darbeyi beraber yürüdüğü, her istediğini verdiği, referandumda ölülere bile mezarlarından kalkıp oy vermelerini emreden Fetullah Gülen ve müritlerince yapılıyor.
Anayasayı tanımayan
Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan
Başbakan indiren
Başbakan atayan
Dünya lideri diye methiyeler dizilen
Kimine göre mehdi, kimine göre peygamber, kimine göre Allahın tüm vasıflarını üzerinde taşıyan
Tek adam, tek yetkili, tek kudret gibi görünen birinin
Türkiye’yi  getirdiği çaresiz devlet düzeyine
Güler misin?
Ağlar mısın?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.