DARBELER, MUHTIRALAR SOLA KARŞI YAPILIR

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Bilindiği gibi bu söylem pek yaygındır ve insanlarda, bir saniye bile düşünmeden, bu söylenene inanırlar ve hatta inanmanında ötesinde, anında benimserler… Çünkü; canları inanmak ister… Ve inanırlar… Çünkü onlar klişe toplumun fertleridirler… Ama inanmak istemedikleri, fakat gerçek olan bir şey söylerseniz, belki biraz da olsa, düşünmeye başlarlar… Bu son derece umut verici bir gelişmedir, toplumun, klişe toplm olmaktan yavaş, yavaş kurtulmasının ilk adımıdır… Yıllardır beyinlerimiz  yıkandı bu yalan söylemle… Asker geldi, sol kadroları budadı… Darbeler ve muhtıralar yüzünden Türkiye’de sol gelişemedi, kadrolaşamadı… Yanlış… Yalnız yanlış değil, aynı zamanda da, insanları yanlış düşünmeye götüren büyük bir YALAN…  
Gelin; fazla geriye gitmeden, 1950’den bu yana olanlara bir göz atalım… 1950 seçimlerinde CHP’yi devirip iktadarı ele geçiren Demokrat Parti, 1954 seçimlerinden de büyük çoğunluğu elinde tutarak çıkar… Ama; kudretinin esiri olup, raydan da çıkar…
İlk askeri darbe 27. Mayıs 1960… Sola karşı yapılan ilk askeri DARBE… Ve Türk kamuoyuna anlatılan ilk masal, bir diğer değimi ile ilk büyük YALAN…  
Çünkü iktadarda CHP değil, sağ bir parti olan Demokrat Parti vardır… Bir yıl sonra, Türk solunun pek beğendiği, özgürlükler Anayasası diyerek göklere çıkarttığı, ki gerçekten öyledir, 1961 Anayasa’sı yapılır ve Türk Silahlı Kuvvetleri yönetimi sivillere terk eder…  
Önemli bir not : Türk Silahlı Kuvvetleri içersinde 27 Mayıs 1960 İhtilalini gerçekleştiren kadro, içinde iki adet en alt rütbedeki General’in bulunduğu, toplam 100 civarında Albay ve daha alt rütbedeki subaylardır…  
Hatta; dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun’da, ihtilalci kadrolar tarafından tutuklanarak gözaltına alınmıştır… İşte bu örnekten yola çıkan, Talat Aydemir ” Demek ki, bu kadar dar bir kadro ile bile ihtilal yapılabiliyormuş ” diyerek, Ankara Kara Harp Okulu talebeleri ile iki defa ihtilal yapmaya yeltenmiş, ikisinde de başarılı olamayıp idam edilmiştir… “27 Mayıs 1960 neden Darbe değil de İhtilal olarak anılır… Nedeni basit… Çünkü 1924 Anayasa’sını kaldırıp bir ihtilal niteliğinde olan 1961 Anayasa’sını yapar da ondan…  
12 mart 1971 Muhtırası… Tüm sol kadroların budandık, öldük,  mahvolduk dedikleri tarih…Bir yere kadar doğru, çünkü sol fikir olmak, siyasi parti olmak yolunu tercih edeceği yerde, eline silahı almış sokağa, dağa çıkmış, terör eylemleri yapan bir terör örgütü olmuştur… Ama; 12 Mart aslında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içinde mevcut ve 16 Mart’ta kendi içinde darbe yaparak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ele geçirmeği planlayan, hazırlanan sol bir kadroya karşı yapılmıştır… İktidarda ise Adalet Partisi vardır ve Başbakan da Süleyman Demirel ‘dir… Bir yıl içersinde sivil bir hükümet kurulur, Başbakan Nihat Erim olur ve böylece yönetim sivillere terk edilir… 1961 Anayasa’sı halen yürürlüktedir…  
12 Eylül 1980… 1971 yılında kısmen kontrol altına alınmış olan terör, bu kez sağ ve sol olmak üzere iki kanadın sokaklarda çarpışmasına dönüşmüş ve günde ortalama olarak 22 kişinin canına mal olur hale gelmiştir… İlk dafa Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evren’in başkanlığında bir darbe yapmış ve yönetime el koymuştur… İktidarda ise sol bir parti olan CHP değil, sağ bir parti olan Adalet Partisi vardır ve Başbakan da Süleyman Demirel dir… Hiç bir parti ayırımı yapılmaksızın, tüm partiler kapatılır, Genel Başkanları başta olmak üzere yönetim kadroları tutuklanıp Zircirbozan’a gönderilir… Demirel de içerdedir, Ecevit de içerdedir, Alparslan Türkeş de içerdedir… Sağdan da, soldan da, bilinen, tesbit edilen teröre bulaşmış kim varsa tutklanıp Mamak Askeri Cezaevi’ne konulur… Hatta teröre bulaşmış olabileceği tahmin edilenler de… Ve solda yine bir feryat, figan… ” Asker geldi, bizi budadı, mahvetti…” Vallahi doğru söze ne denir…? Ama doğru değil ve yine kocaman bir YALAN… 
İnanmak isteyenler, inanmaya devam etsinler de, 2007 seçimleri arefesinde, helikopter kazasında hayatını kaybeden bir parti başkanı da mı solcuydu..? Ne ile suçlandığını bile bilmeden yıllarca içerde yattı ve sonunda savcıların aleyhinde bir delil bulamamalarından dolayı, mahkeme bile edilmeyip, tahliye olan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’da mı solcuydu..? Bugün Milliyet Gazetesi Başyazarı konumundaki Taha Akyol’da mı solcuydu? 
1981 yılında Bülent Ulusu hükümeti kurulur, Süleyman Demirel’in Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal aynen görevine devam eder ve yönetim kısmen sivilleşir… 1960 İhtilalinin ürünü olan ve askerler tarafından hazırlatılıp kabul edildiği halde, bazı çevrelerin ısrarla SİVİL dedikleri Anayasa, 12 Mart 1971’i getirmiş ve bu Anayasa ile devam edilemiyeceğine karar verilip1982 yılında yeni bir Anayasa hazırlatılarak Org.Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı ile birlikte, referandum yolu ile halka sorulmuş ve %90’ın üzerinde bir oyla kabul edilmiş, 1983 yılında da, seçime gidilerek yönetim tam olarak sivil idareye teslim edilmiştir…  
28.Şubat 1998 Muhtırası… Ne dersiniz..? Bu da mı sola karşıydı acaba..? Eğer canınız, Tansu Çiller ile Necmettin Erbakan’a da solcu demek istiyorsa, buyurun,… Bence hiç bir mahsuru yok…  
” Efendim biz muhtıralarla, darbelerle askerin siyasete ve demokrasiye her türlü müdahalesine karşıyız..! “ 
Konuya böyle bakıldığı ama göstermelik ve durumu kurtarmak için değil, gerçekten ve samimi olarak böyle bakıldığı zaman, bu söylemin aksini savunacak kimseyi bulamazsınız… Hatta askerleri bile…  
Kalın sağlıcakla efendim…  
 
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.