DAMLADAN DERYAYA

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Konuşmak, yazmak… Vazgeçilmez iletişim yollarımızdan ikisi. Bazen saatler boyu konuşursunuz ya da sayfalarca yazarsınız, ama nafile karşınızdaki sizi anlamaz. Sözler aciz kalır derdinizi anlatmaya. Oysa bazen bunca telaşa gerek kalmadan bir bakış, bir tavır ya da tek bir söz -ki konuşanda dil, yazanda el yormaz- tüm duyguları anlatmaya yeter de artar bile. Aslında bu anlatma ve anlaşılma olayı her iki tarafın da gayretine bağlıdır. Siz istediğiniz kadar belagat sahibi olun, duygularınızı, düşüncelerinizi en açık ve can alıcı noktalarıyla karşınızdakine yansıtmaya çalışın, eğer karşınızdaki bunu algılayacak yetiye sahip değilse beyhude bir çırpınıştır. Boşadır onca emek, tüketilen nefes? Eskilerin deyimiyle gümüşse sözler, sükût işte o zaman altın olacaktır.

Yazarlar, bakış açılarını, hayal dünyalarını kaleme aldıkları metinlerde kendilerince bir üslûp sergiler. Bu da yazarın kişiliği, eğitimi ve dünya görüşünün yansımasıdır adeta. Bu metinler, bir köşe yazısı, makale, roman, hikâye, şiir vb. edebî bir tür olabilir. Amaç bütünlüğü bozmadan, belirlenen çerçeve içerisinde okuyucuya hitap edebilmektir. Bunda da sınır yoktur. Onun işi yazmak, okuyucununki gönüllülük çerçevesinde okumaktır. Bir, üç, beş, on… İsterse yüzlerce sayfa… Bazen de kimi şair ve düşünürler, her dörtlükte kendi içinde bir bütünlük sağlayarak sonuca varmaya çalışır. Dizeler damla olur ard arda sıralanır, adeta coşar sel olur, ırmak olur deryalara erişir. Bu damlalarda çok şey gizlidir. Kimi zaman bırakın dörtlüğün tamamını, bir sözcüğü, bir dizeyi açıklamak için sayfalar dolusu yazmak ya da saatlerce açıklama yapmak gerekir. Dolayısıyla okuyucuyu zorlayan bir yazım türüdür. Yapılan atıflar, benzetmeler adeta bulmaca çözercesine zevk verir ya da çözemezsek satır aralarını yorar beyinlerimizi.

Bugün ben de kendimce dizelere gizlediğim damlalardan bazılarını sizlerle paylaşmak istedim. Umarım sizleri damladan deryaya doğru bir yolculuğa çıkarmayı başarabilirim.

DAMLADAN DERYAYA
-I-
Nemrut’tan mı öğrendin cânı nâra atmayı
Sevdam sözüm diyeni ateşlere katmayı
Vardır elbet bir damla su verecek karınca
Bedenim yansa bile ruhum bilmez batmayı

-II-
Korkar mı İbrahim’in yolu yolumdur diyen
Nemrut denen gafilin su misali korundan
Yar aşkının kaynağı yaradandandır diyen
Döner sanmayın sakın korkup nar-ı Nemrut’tan

-III-
Kime ne namazımdan niyazımdan farzımdan
Davranma bre molla sakın girme araya
Haberin var mı söyle kışlarımdam yazımdan
Şems nedir ki dönmüşüm Hak aşkıyla çerağa

-IV-
Doksan dokuz nedir birini anmazsan
Dönmez olur diller lâl olur kelâmın
Edep ya hu deyip geçmişe yanmazsan
Ol mahşer gününde kim alır selâmın

-V-
Doymadın üçe beşe hepsi bana dedin hep
Bilmez misin dünyada kalır mal mülk şöhret şan
Acep var mı kefende bilmediğim bir cep
Görmez misin gideni iyi bak haline yan

-VI-
Güzel gör ki her şeyi seni güzel eylesin
Kem söz deme kimseye geri sana dönmesin
Dokuz yutkun bir söyle bunda irfan gizlidir
Söz bir kere çıktı mı artık ona kölesin

-VII-
Mümkün mü değiştirmek rüzgârların yönünü
Boşadır onca emek göremezsen önünü
Ahlâk ile bilgiyi güdemezsen birlikte
Giydirirler adama cehaletin gönünü

-VIII-
Bu nefis aç gözlüdür doymasını hiç bilmez
Ne kadar çok verirsen yeter artık dur demez
İnsan oğlu nankördür kırk yıl sırtında taşı
Eğer yoruldum dersen sana sitemi bitmez

Tahsin MELAN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.