ÇUVALDAN BALYOZA

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

26 Mart 2003 tarihinde ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi Planlama Dairesi görevlisi ve CIA Türkiye uzmanı Prof. Henry Baker, Utah Üniversitesi’nde verdiği konferansta şunları söylemişti: “Avrupa Birliği adaylık sürecinde müzakereler yoluyla AKP lideriyle anlaşarak Türk Ordusu’nu kafesledik.” Bu kafeslemenin ardından 4 Temmuz 2003 tarihinde Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde Türk Askeri’nin başına çuval geçirildi.

CIA eski Ankara İstasyon Şefi Graham Fuller’in 2008 yılında Türkçe’ye çevrilen “Yükselen Bölgesel Aktör Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabında, ülkemize karşı yapılmak istenen emperyalist oyunlar açık açık yazılmıştır; “Türkler Kemalizm’i terk edip ılımlı İslam’ı benimsemelidir. Ilımlı İslam, Kemalizm’i silmeye yönelik bir karşı devrimdir. Bu devrimin karşısındaki tek güç, Türk Ordusu ile ulusalcı aydınlardır ve tasfiye edilmeleri gerekir.”

Tasfiye süreci için özellikle yetkililerin sessiz kaldığı çuval geçirme olayından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde oyunlar oynanmaya başlandı. Sürekli TSK’nin üzerine gidildi, psikolojik operasyonlarla yıpratıldı ve sesini çıkaramaz duruma getirildi. Uydurma nedenlerle TSK karargahı basıldı ve günlerce arandı. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, kendi ordularını, çete ile eş gören bir anlayış yoktur. Cami bombalamak, suikast düzenlemek, Balyoz ve benzeri gibi planlar yapmak, TSK’nin işi değildir ve hiçbir zaman da olmamıştır. Toplumda en güvenilir kurumların başında gelen TSK’yi, bir düşman ordusu olarak görenler, TSK’ye olan güveni sarsmak için, yandaş basın ve emperyalist güçler tarafından bilinçli bir şekilde saldırılar planladılar.

Bu saldırılardaki amaç ulusal ordunun ve ulusal devletin belinin kırılmasıdır. Bu nedenle tüm karanlık oyunların saldırı odağında, özellikle TSK bulunmaktadır. Çünkü Atatürk İlke ve Devrimleriyle özdeşleşen laik ve demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, ılımlı İslam denen, ucube bir ideolojiye doğru sürüklemek için, en büyük engel olarak görülen TSK’nin etkinliğinin azaltılması gerekiyordu.
TSK’nin etkinliğinin azaltılması için düzmece kanıtlarla, sahte Ergenekon Davası, sahte Balyoz Davası senaryoları düzenlenmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri kafeslenmiştir. Bugün ikinci yılı dolan Balyoz davasında 325 suçsuz insana hüküm giydirilmiştir. Silivri mahkemeleri, hukuk ve adaletin olmadığı duruşmalar sonucunda 1560 maddi hatanın yanı sıra, 23 bilirkişi raporunu da görmezden gelerek yaptıkları yargılama sonucunda karar vermiştir. Bu karar da diğer Silivri kararları gibi adalete olan inancın yitirilmesine yol açmıştır.

Bütün bu olanları görmeden, anlamadan başbakanın ve ABD’nin Türkiye Büyükelçisi’nin timsah gözyaşları sözlerine aldanmamak gerekir. Silivri mahkemeleri siyasi iktidar tarafından arkalarına ABD desteğini alarak kurulmuştu. Amaç, TSK’yi ve muhalefetin ulusalcı kesimlerini dağıtmak, teslim almak ve iktidarın önündeki tüm güç odaklarını yok etmekti. Tarih bize göstermiştir ki, bizim düşmanımız Pentagon’dur, ABD’dir, AB’dir, kısaca emperyalizmdir.

Geldiğimiz noktada emperyalist güçler şimdilik amaçlarına ulaşmış gözükmektedir. TSK neredeyse dağılmaya yüz tutmuştur. Birçok subayın hızla yayılan istifaları, atanacak komutan bulunamaması, subaylarda yurt sevgisi ve askerlik motivasyonunun dibe vurmasına neden olmuştur. İşte bu durumda başbakan ile ABD Büyükelçisi aynı fikirdedir. Çünkü Silivri yargılamaları amacına ulaşmıştır. Türk ordusu kafeslenmiş, ulusalcı aydınlar tasfiye edilmiştir.

Silivri mahkemelerinin verdikleri kararlarla yıllarca tutuklu kalarak zulüm gören yurtseverlerin uğradıkları maddi ve manevi kayıpların hesabını kimler verecektir? Bu süreçte hayatlarını ya da sağlıklarını yitirenler ne olacaktır? Hukuk birgün herkese gerekecektir. Bunu unutanlar, mutlaka bu yaşananların hesabını verecektir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşadığı bu güzel topraklarda, bu zulümlerin, bu karanlığın hesabı emperyalistlerden ve yerli işbirlikçilerinden birkez daha sorulacaktır. Herkes bunu bilmek zorundadır…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.