CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ


Cumhur; Arapça kökenli cem-her-re kökünden türetilmiş bir kelimedir. Halk, seyirci, dinleyici, topluluk, kalabalık, çoğunluk, kitle, Âlimlerin çoğu, ekseriyeti, seçimle idare edilen devlet, kum yığını demektir.
‘Cumhurî’ ise cumhura yani halka mahsus şey demektir. Ancak Arapça’da ‘cumhuriyet’ şeklinde bir form olmadığından,  Cumhurî kelimesinin sonuna ‘-yet’ eki getirilerek ‘cumhuriyet’ terimi icad edilmiştir. 18. Yüzyılda.

Cumhuriyet, en genel manada “halkın yönetimi” olarak tarif edilebilir. Cumhuriyetlerde,  ‘cumhur’un iradesi egemen olur. Cumhur ‘çoğunluk’, halk, ya da millet demek olduğundan cumhuriyet kavramının ‘halk iradesinin’ tecelli ettiği demokrasi kavramıyla yakın alakası vardır. 

Çoğunluğun tecelli edebilmesi için,  % 51 kuralı esas alınmıştır.  Eşit haklara sahip vatandaşların sayısal çoğunluğunun iradesi, fiilen ‘halkın iradesi’ olarak kabul edilmiştir. 
Ve Cumhuriyet, hükümet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimi haline getirilmiştir. Bu haliyle ilk olarak ABD’de 4 Temmuz 1776’da, Fransa’da ise 1789’da ilan edilmiştir. 

İslâmî literatürde bir ilim dalındaki âlimlerin çoğunluğunu ifade etmek için de kullanılır. “Cumhûrü’l-Fukahâ” (fakihlerin çoğunluğu) gibi. Cumhurun görüşüne göre… denir mesela. Çoğunluğun kabul ettiği görüş demektir.

Cumhuriyet rejimi, halkın seçtiği yöneticilerin yönetim biçimini, diğer bir anlatımla; nasıl yönetileceğine ilişkin sorunun cevabını kapsamaktadır. Bu durumda yöneticilerin, siyasi iktidarların; kendilerini seçen bireylerin ortak değerlerine, istemlerine, özelliklerine, örflerine, dini değerlerine uyma zorunlulukları vardır. Bu şekildeki yönetim anlayışı,  aynı anlam ve kapsamdaki demokrasiyi de içermektedir.

Geçen gün elime bir ilan geçti. İlanın başında “Berlin Cumhuriyet Yürüyüşü diye yazıyor ve devamında, gericiliğe ve Bölücülüğe Karşı Laiklik ve Demokrasi için buluşuyoruz!” ifadeleri yer alıyor. (25 Ekim Pazar 2015) 

Okudum ilanı. Bazı faaliyetler için bir araya geldiğimiz dernekler de var tertip heyetinde. Oturup dertleştiğimiz, birbirimize selam verdiğimiz, çay kahve ısmarladığımız arkadaşlarımız bunlar. Belki de onlar tertipledi de diğerlerini peşlerine taktılar, bilemiyorum. Biz o toplantılarda birlik olmaktan, birlikte hareket etmenin avantajlarından konuşuyorduk. Birlikte yürüyüşler yapıyorduk, heyet tarafından tespit edilmediği halde arada attıkları sloganlara bile, birliğe zarar vermesin diye ses çıkarmıyorduk. Bu ilanı okuduktan sonra, meğer onlar takiyye yapıyorlarmış diye düşünmeye başladım.  Üzüldüm, hayal kırıklığına uğradım.

Berlin’de Cumhuriyet adına bir yürüyüş yapılıyor ama içinde cumhur yok. Halksız demokrasi gibi. Anladım ki yürüyüş halka rağmen yapılıyor. “Halka rağmen halk için” yapılan bir yürüyüş bu. Berlin’deki bazı Alevi ve sol cenahtaki dernekler var  tertip heyetinin içinde. Cumhuriyeti sosyalist anlayışla uygulamak isteyen dernekler olsa gerek bunlar. Yani “Halka rağmen halk için” cumhuriyet anlayışına sahipler. Eskilere dayanan bir anlayış bu.

Ben o sevgili dostlarıma derim ki; Cumhuriyet kimsenin tekelinde değildir. Cumhuru oluşturan herkesindir Cumhuriyet. Sizler bu yürüyüş heyetine sağcıları ve mütedeyyin Müslüman kesimi davet etmemişsiniz. Biz yapıyoruz isterseniz takılın peşimize anlayışıyla hareket etmişsiniz.  Doğru değil bu yaptığınız: Çünkü, Cumhuriyet sadece size ait olan bir rejim değil. Veya Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içinde sadece sizler yaşamıyorsunuz. Cumhuriyetin kurulmasına sebep olan “Kurtuluş Savaşı”nı da sadece sizler yapmadınız. 

Eğer davet etseydiniz mütedeyyin Müslümanları da o heyete, o zaman o bildirinin içinde “…Ak Parti, çağdaş eğitim sistemimizi gericileştirdi”,  “Ortadoğu’da özellikle Suriye’de şeriatçı Işid gibi örgütleri açıkça destekledi” gibi  ifadeler olmayacaktı. Bu ifadeler karalama kampanyası çerçevesinde iftira olarak yazılan ve söylenen ifadelerdir. Gerçek olmayan ifadelerdir. 
Evet, Müslümanlar şeriatı savunurlar: Çünkü şeriat, İslâm dini göz önünde bulundurularak hazırlanmış kanunlardan oluşur. Burada şeriat değildir hedefe konan, gericilik değildir hedefe konan, İslâm dinidir. Satır aralarında bunu okumak mümkündür. Böyle dolambaçlı yollar tercih edileceğine, biz İslâm’a karşıyız demeniz daha dürüstçe olurdu. Takiyye yapmanın ne anlamı var ki.  
Tekrar ediyorum, tertip heyeti, sırf içlerindeki İslâm’a karşı olan kini kusmak için diğer dernekleri bu yürüyüşe davet etmemiştir. Ben böyle düşünüyorum. Benim böyle düşünmeme sebep olan  o dostlarıma da kırgınım.

Işid’e gelince; Işid’in hedefindeki düşman Müslümanlardır. Işid’in gayri Müslimleri öldürdüğüne dair bir bilgisi olan varsa, lütfen burada paylaşsın. Işid bir terör örgütüdür, hem de Müslümanları öldürmeye programlanmış bir terör örgütü. Işid’le Müslümanları yanyana getiremezsiniz. Işid üzerinden İslâm’a saldıranlar iyi niyetli değildirler. Eğer diğer dernekler ve bizler bu yürüyüşe davet edilseydik, Işid üzerinden İslâm’a saldıramayacaktınız: Çünkü, müsade edilmeyecekti.   

AK Partililer halkı ayrıştırıyor diye şikayette bulunuyorsunuz ama, sizler daha kötüsünü yapıyorsunuz; hem halkın diğer kesimlerini ayrıştıyorsunuz hem de mütedeyyin Müslümanları. Ve sizler oluyorsunuz Cumhuriyetçi, mütedeyyin Müslümanlar oluyor vatan haini. Sevgili dostlar yapmayın bunu, ayıp oluyor, yazık oluyor. Yaban ellerde birbirimizle kucaklaşmak varken bu öfke bu kin bu aymazlık niye. Kim sizin tavuğunuza kiş dedi.  Tam bir paradox içinizdesiniz. Söylediklerinizle yaptıklarınız birbiriyle örtüşmüyor. 

Sevgili dostlar, sizler Cumhuriyeti de istismar ediyorsunuz. Açıkça biz sosyalist bir yönetim istiyoruz diyemiyorsunuz, dolambaçlı yollara sapıyorsunuz. Sizleri anlamakta zorlanıyorum.  Mevlana, “ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun” demiş. Kanaatimce, “Halka rağmen halk için” Cumhuriyet istiyoruz demeniz daha doğru olacaktır. Geçmişte denildiği gibi. 

Bildiri aynen şöyle, okuyunuz ve haksızsam yazdıklarımda, beni ikna edin, yazdıklarımı geri alayım: 
“…Cumhuriyetimizin kuruluşunun 92. Yılına girererken; yurdumuz Türkiyeyi son 13 yıldır sorumsuzca yöneten ABD yayılmacılığın ve onun Büyük Ortadoğu Planının “ Eşbaşkanı yardımcıları” tarafından bölünme ve parçalanmayla karşı karşıya getirilmiş  bir konumda. 
13 yıllık AKP iktidarı; Laikliği tamamen ortadan kaldırdı, halkımıza baskı ve terör uyguladı, çağdaş eğitim sistemimizi gericileştirdi. Çeşitli kumpaslarla devlet kurumlarını tahrip etti. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş yolsuzlukları gerçekleştirdi, “Açılım politikası “ adı altında ülkemizi bölünmeye götürdü, terör örgütünü yasal konuma getirdi, komşu ülkelere düşmanca politikalar uyguladı, Ortadoğu’da özellikle Suriye’de şeriatçı Işid gibi örgütleri açıkça destekledi, yurt dışında yaşayan bizler AKP nin ülkemizde uyguladığı politikalarının Türkiye’mizin kaderi olmadığının bilincindeyiz.  Cumhuriyetimizin ve başta gelen değerlerinin yeminli düşmanı bu partinin Türkiyemizi getirdiği felaketten kurtarmak için Berlinli bütün yurttaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz.” 

(Atatürkçü Düşünce Derneği Berlin Brandenburg, Almanya’daki Türk Azerbaycan Birliği, Bahadınlar Derneği, Berlin Türk Alman İşadamları Derneği, Berlin 23 Nisan Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi Berlin Birliği, Erzincan Akdağ Derneği Öğretmenler Derneği, Sivas Derneği, Tiyatrom Kültür Merkezi, Tokat Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Vatan Partisi.)

“Halka rağmen halk için” mücadele eden  sevgili dostlarım sizlere tavsiyelerde bulunmak istiyorum: 
1- Halk sizi çok iyi tanıyor; çarşaflı kadınlara niçin parti rozeti taktığınızı, bazı belediye başkanı adaylarının Sultan Ahmet Camii’nde niçin sabah namazı kıldığını,
2- Başörtülü kızları üniversitelere sokmadığınızı, ikna odalarında yapılan işkenceleri,
3- Gider ayak, yargıya atamalarda bulunan CHP’li bakanın, “kendi partililerimi değil de, MHP’ liler mi atayacaktım“ açıklamasını…,
4- Vatanın bekçileri olan göz bebeklerimizin anneleri başörtülü, babaları sakallı diye askeri mekanlara alınmadıklarını. 
5- Yazılı sınav notu 1 olduğu halde anaları, babaları Mütedeyyin Müslüman olduğu için mülakatta kaybeden kaymakam adaylarını, …

Bu millet bunları unutmamıştır. Temcid pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önlerine koymaya devam ederseniz, İslâm düşmanlığınızı, asla unutmayacak da. Her fırsatta yaraları depreştiriyosunuz. Sanki zevk alıyorsunuz bunu yapmaktan. Belki de varlık sebebiniz budur. Sevgili dostlar; Cumhursuz Cumhuriyet olmaz. O cumhurun içinde sizler de varsınız, mütedeyyin Müslümanlar da var. Ne kendinizin ayrıştırılmasına müsade edin, ne de onları ayrıştırın.

Ak Parti gitse yerine sizlerin iradesi iktidar olsa, sizler cumhurun temsilcisi olabilecek misiniz? Çarşaflı kadınlara rozet takmakla, Sultan Ahmet Camii’nde sabah namazı kılmakla, seçim afişlerine başörtülü kadınların resimlerini basmakla cumhur olunmaz ki. Samimiyet de lazım.

Şunu açıkça ifade edebilirim, “Halka rağmen halk için” müdadele eden sizler;  Ak Parti döneminde başını açtığı için üniversiteden atılan bir kız gördünüz mü, veya Alevi olduğu için, ve de  inancından dolayı üniversiteden atılan, diploma alamayan, askeri mekanlardan kovulan analar, babalar gördünüz mü, socu olduğu için devlet dairesine alınmayan, memur yapılmayan, milletvekili yapılmayan, milletvekili seçildiği halde meclisten kovulan? Hayır görmediniz.

Bu durumda, sizler mi daha çok Cumhuriyetçisiniz, Ak Parti mi? Cumhuru temsil eden sizler mi oluyorsunuz, yoksa Ak Parti seçmenleri mi?

Cumhuriyet yürüyüşünü Vatan Partisi‘nin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yürüyüşü haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Cumhuriyet “Halka rağmen halk için” diyerek takiyye yapanların değil, hepimizin rejimidir. Hepimiz Cumhuriyet çocuklarıyız. Almanya gibi bir yerde yaşıyoruz. Gurbetteyiz. Problemlerimiz var. PEGİDA var, NSU cinayetleri var, Yabancı düşmanlığı var. Böyle devasa problemlerimiz varken mütedeyyin Müslümanları hedefe koymanın anlamı nedir?

Ak Parti ile probleminiz ne ise, gidin sandığa cumhurun gözü önünde onunla hesaplaşın, ama Ak Parti üzerinden, Işid üzerinden, gericilik üzerinden, Cumhuriyet üzerinden lütfen dinime ve mukaddes değerlerime saldırmayın. 

Saygılarımla.

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.