CUMHURİYET VE CHP

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

29 Ekim 1923 ten beri gurur duyarak kutladığımız Cumhuriyet Bayramını, geçmişin kalıntısı ”gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içindeki” işbirlikçiler, kucaklarına oturdukları emperyalizmin 21. yüzyıl yeni dünya düzeni soyguncuları desteğinde yasaklama cüretine kalkıştılar.
Neden?
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sembolü Ay Yıldızlı, bayrağı yasaklamaya kalkışılıyor.
Yakında Türk Bayrağı taşımayı suç aleti sayacaklar.

Neden?
En umutsuz anda halkının önünde padişaha, işbirlikçi hainlere ve yurdunu parçalayıp lokma lokma yutmaya kalkışan yedi düvelin karşısına dikilip, bağımsız ve özgür Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün ve onun dava arkadaşlarının isimlerini tarih kitaplarından, ders kitaplarından silmeye kalkışıyorlar.
Neden?
Demokrasinin olmazsa olmazı laikliği yok etmek istiyorlar.
Neden?
Cumhuriyet; ümmet-kul cemaatler yığınından özgür bireylerin oluşturduğu bir ulus’un kendi kendini yönetimi demektir.
29 Ekim 1923’te adı silinmemek üzere dünya tarihine kazınmış Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma
29 Ekim 1923, yalnızca bir yönetim şeklinin ilanı değil, yok edilmek istenen bir ulusun dişiyle tırnağıyla yeniden yaradılış mucizesinin tescilidir.
Tüm olumsuzluklara, yokluklara ve umutsuzluklara rağmen olanaksızı olura çeviren bir direnişin miladıdır.
Emperyalizme karşı dünyada eşi-benzeri olmayan bir kutsal isyanın destanını yazanların tarih sayfalarına silinmemek üzere yazdıkları destanın mühürüdür.
29 Ekim 1923, bir daha asla yıkılmayacak son Türk Devletinin sonsuza dek yaşayacağı andının yazıldığı gündür.
29 Ekim 1923, Misakı Milli’nin yüz binlerce şehidin kanıyla sulayarak yeşerttiği bir vatanın bağımsızlık tarihidir.
Türkiye Cumhuriyeti, ne Arap çöllerine emperyalistlerce çizilen uydu bedevi aşiret devleti ne de zamanı geldiğinde sarıklı mollalara ihsan edilen Acem diyarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, padişahın ve hanedanın ihanetine, işbirlikçi hainlerin en zor dönemde çıkardığı isyanlara, Emperyalizmin silahça, sayıca üstünlüklerine rağmen bir ulusun canından, kanından, acılarından yoğrularak yaratılan bir devletin adıdır.
Bu devlet, son ve sonsuza dek yaşayacak Türk Devletidir.
İşte bu Ulus Devlet ve Cumhuriyet; hem emperyalizme, hem ümmetçiliğe hem de şeriat özlemcilerine geçit vermediği için, sömürülerine engel gördükleri için yıkılmak isteniyor.
O bayrak, bağımsızlığın simgesidir.
Bayrağa biber gazıyla, coplarıyla saldırmaları ondandır.
Atatürk’ü anmayı ve ulusal bayramları kutlamayı yasaklamaya kalkışmak anayasal suçtur.
Bugün Türkiye haddini aşan bir iktidarın diktasını yaşamaktadır.
Ulusça bu diktatörlüğe karşı durmak yasal bir hak olduğu kadar bir kutsal görevdir.
Meclis, yargı, yürütme tek adam tahakkümüne girmiştir.
29 Ekim 1923’te Kurulan Cumhuriyet; bağımsız, laik, gerçek bilimi rehber edinen, sanata saygı duyan ve destekleyen, ilerici, insana değer veren, eşitlikçi bir Türkiye’dir.
Bu ilkelerin ışığında fikri hür, irfanı hür nesiller yetiştirmekti.
1950’den sonra gelen iktidarların aymazlığı, çağdaş Türkiye’nin ordusuna sızan dikta heveslilerinin ve kurtuluştan beri fırsat kollayan Sevr tasmasını hazırda bekleten emperyalizm AKP’yi iktidara getirdi.
AKP’nin görevi kendi çıkarları ve iktidarı borçlu oldukları ABD’nin öncülüğünde emperyalizmin yapısından rahatsız olduğu için Cumhuriyet’e, laikliğe, bağımsızlığa, bağımsızlığın sembolü bayrağa karşı durmak, zamanı geldiğince ortadan kaldırmaktır.
Karanlığın panzehiri Fikri hür, irfanı hür nesiller yerine dindar ve kindar nesiller yetiştirerek bilgisiz, bilinçsiz, teslim olmuş bir cemaat yığını yaratarak kendine uyumlu ve biat eden cehalet ülkesi bir Türkiye hedeflenmektedir.
Bağımsız, özgürlükçü, çağdaş, yurtta barış-dünyada barışı ilke edinen bir Türkiye’den yana olan tüm yurttaşlar Cumhuriyet’e, onun ilkelerine, bayrağına sahip çıkacaktır.
Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı görev edinecektir.
Yasal ve anayasal haklarımıza sahip çıkacağız.
Bu hedefe ulaşmak için kurtuluşu sağlayan, laik cumhuriyeti kuran öncü Cumhuriyet Halk Partisi bu mücadelede öncü olma zorundadır.
MHP’nin ve BDP’nin bu ilkelerle ilgisi olmamıştır, olmayacaktır da.
MHP AKP’nin yedek lastiği görevini üstlenmiştir. AKP’nin eksik kaldığı boşluğu doldurmada yerine getirdiği görevi canla- başla yaparken Cumhuriyet Bayramını halkla kutlamaya cesareti olamaz.
CHP, öncü görevini yerine getirerek halkın arasında kendi varlığına sahip çıkacaktır.
Artık sadece mecliste AKP’nin izin verdiği ölçüde sadece konuşmak yerine, meydanlara çıkma, halkı gericiliğe, ihanete, vurgunculuğa karşı mücadelede önde olmayı görev saymalıdır.
Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin ”şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi” olmasını istemiyorsak, bayrağımızı alıp meydanlara çıkıp Cumhuriyet Bayramını coşkuyla kutlayacağız.
Bedeli ne olursa olsun!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.