0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN TARİHİ GÖREVİ

Cumhuriyet Halk Partisi, tarihte az rastlanır özelliğe sahip bir siyasi partidir. 
Bir elin parmaklarından az yurtseverin önderliğinde,işgal edilmiş, silahları elinden alınmış, emperyalizmin merhametine sığınmış hanedanın, parçalanmış Osmanlının küllerinden, bir avuç yurtseverin başlattığı kurtuluş savaşıyla yaratılan bir devletin siyasi olgusudur Cumhuriyet Halk Partisi.
Vatan her dara düştüğünde yine halkına öncülük edecek bir siyasal öncüdür Cumhuriyet Halk Partisi.
Bu kutsal savaşın,bu siyasi olgunun lideri ise; dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devrimcisi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Askeri, siyasi ve kültürel devrimi peş peşe yapan yüzyılın dahisidir Mustafa Kemal Atatürk.
Bu unvan, savaştığı meydanlarda ve diplomasi arenasında yendiği düşmanlarınca verilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini  Çağdaş Uygarlık seviyesine çıkarmak için verdiği tüm uğraşı ve savaşı halkın temsilcileriyle (BMM) Büyük Millet Meclisinde, kurtuluştan sonra da (TBMM) Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleştirdi.
Düşman,  Polatlıya kadar gelmesine rağmen, BMM kapatılmamıştı.
Meclis sadece darbe dönemlerinde ve AKP dönemlerinde saf dışı bırakılmıştır..

Bugün Türkiye Cumhuriyetini savaşta yenemeyen emperyalizm, kendi çıkarlarına uygun sömürgeci projelerini yürütmek için kurdurduğu AKP ile, Türkiye’nin reddettiği sömürü maddelerini tekrar cebinden çıkararak kurtuluştan önceki dayatmalarını yaşama geçirmektedirler.
 Kuvay-ı  Milliye güçlerine savaş meydanlarında, Lozan’da diplomasi alanında kaybettiği Sevr’i yeniden yaşama geçirtme aşamasındadır. 
AKP iktidarı döneminde halk yoksullaştırılarak sadakaya muhtaç hale getirilmiştir.
Devletin üç-beş yüz liralık yardımlarını seçim rüşveti olarak oy için dağıtmaktadır.
Daha kötüsü, gelecekte koltuğunu kaybetme korkusunu yaşayan Bahçeli, AKP yanaşması olarak bir koltuk kapmak için kendisini 2019’da ki seçimlerde Erdoğan’ın padişah-halife olması karşılığı AKP’ye teslim etmiştir..

Binde üçleri geçmeyen oylarıyla meclise girmesi hayal olan ve kişi partisi olan Vatan Partisi lideri de  Erdoğan’a sığınınca CHP’nin bu ülke için önemi daha da artmıştır.
CHP zorunlu olarak, savaşta bağımsızlığı, barışta ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırma görevini üstlenmişti.Her karşı devrim kalkışmalarına karşı üstlendiği devrimleri koruma-kollama görevinin en zor dönemini AKP döneminde yaşamaktadır.

Ama CHP yönetimi bu durumun ciddiyetini ve hangi boyutlara ulaştığını henüz kavrayamamıştır.
Her gerici, Türkiye’nin kuruluş ilkelerinin yok sayılmasını, demeçlerle, TBMM de ”kendin söyle kendin dinle” taktiği  ile önleme gibi yanlış bir siyasetle, hem kendilerini hem de halkı yanıltmaktadırlar.
Genel Başkanın savunuculuğuna soyunmuş bir takım yöneticiler eleştirilere karşı;
”Kulaklarından tutar, kapı önüne koyarız” Tehdidiyle parti içi muhalefeti susturmak istemektedirler.

CHP’nin Avrupa örgütlenmesinde yanlış ve tehlikeli bir yol izlenmiş, inanç bazında bir örgütlenme seçilerek CHP’nin ilkelerinin en önemlisi olan Laiklik ilkesi hiçe sayılmıştır.
Sosyal Demokrasi ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan kişiler, Avrupa’yı ve Almanya’yı tanımayan yöneticilerin bir şehrin yöneticilerini seçtirmek için seçimlere müdahale etmeleri bu devrimci partinin geleneklerine aykırıdır.
”Tekkeleri kapatan CHP’dir” Diyen kişiler ve ”Türkiye bizi ilgilendirmiyor” Diyenler yönetime getirilmiştir.
-Bu partiyle kimyası uyuşmayan birini kimseye danışmadan tutarsız Bahçelinin gazıyla cumhur başkanlığına aday gösterip itiraz edene ;”Tıpış Tıpış oy vermeye gideceksiniz!” Diyerek seçmen iradesini hiçe sayarak Erdoğan’ı hak etmediği makama taşıdılar.
-Türkiye’de CHP yönetimi, başlattıkları eylemleri bitirmeden hep geri adım attı.(Meclisi boykot)
-7 Haziran seçimlerinden sonra iktidarın oyalama taktiklerine acemice boyun eğerek AKP’yi yeniden iktidara taşıdı.
-Anayasa oylamasında halk, HAYIR oyu vererek görevini yaptı. YSK anayasaya ve seçim yasalarına aykırı olarak suç işlediler ve korsan yasa yaparak seçim sonucunu değiştirdiler.
CHP yönetimi, tüm eylem önerilerini reddederek topu zaten iktidarın yandaşı konumundaki yargıya attı. Halkın direnme çağrısına ”AKP Milisleri saldırır” Diye korktular.

Bu ülke işgal altındayken, silahları elinden alınmışken, bir avuç yurtseverin peşinden giden halkın direnciyle özgürlüğüne kavuşturuldu.
Bir avuç baldırı çıplaktan kokacaksanız yönetimi korkmayanlara bırakacaksınız.
Birkaç yönetici kılığındaki kişiler, belediye başkanları, il-ilçe başkanlarının baskısıyla delegelerin oylarına ipotek konması bu partinin geleneğinde olmayan aymazlıktır.
AKP Genel Başkanının sorumlu yönetici ahlakına aykırı şekilde ”Ulan edepsiz, kıçı kirli, zürriyetsiz, ulan ahlaksız!” Gibi belden aşağı vurma küfür ve hakaretlerine aynı seviyeye düşerek yanıt vermek yerine halkın önüne düşüp gereğini yapamayacaksanız bırakın parti yönetimini.
Halk sizden nutuk, hakarete hakaret, küfre küfür yerine ülkeyi, cumhuriyeti, laikliği korumanızı, bunun içinde en az; ”NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMANIZI” Bekliyorlar.
Sadece siz kaybetmiyorsunuz
Halk Kaybediyor
Türkiye kaybediyor!

Yıldız AKALIN