CUMHUR BAŞKAN VE EĞİTİM POLİTİKALARI

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CUMHUR BAŞKAN VE EĞİTİM POLİTİKALARI

Cumhur Başkan; (ona, hayali gerçekleştiğinde ya da yedek lastik Bahçeli Devlet’in saye-i âlîsiyle gerçekleştirildiğine, MHP’nin ve Bahçeli Devlet’in gönlü hoş olsun diye cumhur başkan denilecek) 12 Eylül’ün beşibir yerdesinin ortasındaki Netekim Kenan’ın dayattığı Öğretmenler Günü’nde yaptığı konuşmada şöyle demiş: 
“FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür.” 
Zurnanın zart dediği yer işte tam da bu tümcededir. Ona, cumhur başkana göre, baskıcı eğitim politikası; laik, demokrat, sosyal ve hukuk çerçevesi içinde kalan cumhuriyet döneminin Kemalist eğitim politikasıdır. O; bu konudaki düşüncelerini tüm çıplaklığıyla açıklayamaz. O kadar açıklığı düğmesi yemez. Onun açıklığı „Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla! “ile sınırlıdır. 
İşin gerçeğiyse FETÖ; „dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek isteyen eğitim anlayışının sonucudur.
Bu eğitim anlayışında AKP ile FETÖ arasındaki ortak anlayışın arasına güneş ışığı bile giremez. Bu da işin bir başka gerçeğidir.
Tepeden inme ve baskıcı bir anlayışla uygulamaya koydukları eğitim politikası, çağdaş bir eğitim anlayışı olan Kemalist eğitim anlayışına teğet bile olamaz. Olsa olsa onu keser. Ortasından böler.
Sonuçta ortaya çıkan gerçek de budur.
Kemalist eğitim politikası mıdır mezhep temelli ve bağnaz dinci anlayış üzerine kurulan eğitim politikası?
Adama; „Küçük at da civcivler de yesinler! “demezler mi?
Utanmasalar medreseleri yeniden açacaklar.
Sizin, yol arkadaşınız olan „Hizmet Hareketi “, bir zamanlar ne istedilerse vermekle öğündüğünüz Gülencilikle ortak amacınız devleti din adına ele geçirerek ülkeyi dinin kurallarıyla, şeriatla yönetmek değil midir? Liselere ve üniversitelere ders olarak koyduğunuz „fıkıh“la neyi amaçlamıştınız? 
Osmanlıya bakarsanız, o dönemin yasalarına, fetvalarına, buyruklarına bakarsanız, onların dibacesinde, kökeninde; ulemaları göklere çıkaran, din adına ölümü ve katliamları meşru sayan, hatta bunun için yasalar oluşturan; insana sahip olduğu etik değerler ölçüsünde değil de dine bağlılığı oranında değer biçen eğitim sistemine bakarsanız, o arada Gülencilik denilen bağnaz din anlayışını göreceksiniz. 
Gülencilik anlayışının ve FETÖ nün ülkeyi ileriye değil geriye, çağdaş dünyaya değil, ortaçağa götürmek isteyen çağa ve insana düşman bir anlayış ve örgütlenme olduğunu göreceksiniz.
Böylece aynayı kendinize tutmuş olacak, bu yollarda onlarla beraber yürüyenleri, onlara ne istedilerse verenleri göreceksiniz.
Kendinizi göreceksiniz, kendinizi…
Sizin eğitim politikalarınız çocuklarımızı şu hak ve hukuk anlayışına götürür sonuçta:
Hırsızlık yapanın eli kesilir. 
Içki içen kırbaçlanır.
Zina edene değnek cezası uygulanır. 
İftira edenin dili kesilir. 
Sizin eğitim politikalarınızda ne inanç özgürlüğü ne başka inançlara hoşgörü ne çoğulcu toplum ne demokrasi ne laiklik vardır.
Takvadır esas olan sizin eğitim politikalarınızda. Sizin dininizden ve sizin mezhebinizden olmayana yer de yoktur sizin devlet anlayışınızda.
Size göre namazını kılmayanın, orucunu tutmayanın katli de vaciptir. 
Tecavüz edenin tecavüz ettiğiyle evlenmesi durumunda bağışlanmasını sağlayacak yasa öneriniz de bu eğitim anlayışınızın sonucudur. 
Sürdürün siz bu eğitim politikalarınızı ve görün bakalım çağdaş dünyada bir yer bulabilecek misiniz sonunda?
Yaptıklarınız yapacaklarınızın da bir işaretiyse eğer bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete.
Hasso’nun dediği gibi: „Yan geliriiiiiiiiiz, yan gelmeyiz! “

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.