ÇÖZÜMLE ÇÖZÜLME

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ÇÖZÜMLE ÇÖZÜLME

AKP iktidarı ve onların cumhurbaşkanı iktidarda kalabilmek için son çare olarak çözüm diye çözülmeyi dayatmak zorunda kalmışlardır.
İşledikleri cürümün bedelinin ne denli ağır olduğu beyinlerini burgu gibi oymaktadır.
Bu nedenle artık kartları açık oynamaktalar.
Kendilerince geri dönüş yolu kapanmıştır.
Son kozların oynamayı seçtikleri biliniyor.
Cumhurbaşkanı artık ulusun değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olduğunu ilan etmiştir.
Türkiye Menderes döneminde bile bu kadar ayrıştırılmamıştı.
Anayasayı açıkça hiçe saymakta, Laik Cumhuriyete işgal kuvvetlerinin bile yapamadığı bir kin ve nefret duygularıyla saldırılmakta.
Harem sapkınları cumhuriyet dönemine ”reklam arası”, kurtuluş savaşının kumandanı, ikinci cumhurbaşkanına saygısızca hakaret etmeyi alışkanlık edinmişlerdir.
Cumhuriyet savcıları ses çıkaramamakta hukukun yerle bir edilmesini sessizce izlemekteler.
Hatta özel seçilmiş hâkimler, savcılar bu yıkıma destek bile vermektedirler.
Seçimlerin adilane yapılması önlemleri alınmamaktadır..
YSK’nın yerel seçimlerdeki çifte standart uygulamaları genel seçimlerin adil gerçekleşmesine kuşkuyu daha da artırmaktadır.
Kim ki yasadan, anayasadan, hukuktan, dürüstlükten yana olursa paralelci sayılmakta.
Sanki on yıl beraber aydınları, askerleri, gazetecileri hatta genelkurmay başkanını bile Terör Örgütü üyesi diye toplama kamplarında tutsak edilmelerini birlikte kotardıklarını unutuldu sanmakta.
Basılmamış kitabı yaktıran, tutukladığı yazarların kitaplarını meydanlarda bomba olarak gösteren kendisi değil miydi?
Bugün çıkarmaya çalıştığı ceza yasaları ile kendini kurtaracağını sanmakta yanıldığını ileride hep birlikte göreceğiz.
Bağımsız yargı karşısında mutlaka hesap verecektir.
Ama bu hesap sorma düzmece delillerle değil, yandaş hâkim savcılarla değil; gerçek, yansız, tarafsız hukukun üstünlüğüne inanmış gerçek yargıçlarla, gerçek savcılarca yapılacak.
Boğazına kadar borç batağına düşmüş Türkiye’nin büyümesi cumhuriyetten beri en düşük seviyede iken kendi kaprislerine tutsak olmuş birinin dünyanın en zengin ülkelerinde bile olmayan pahada saraylar yaptırması kendini padişah yerine koyması normal bir ülkenin kaldıracağı yük olamaz.
Bir Cuma namazına bile binlerce korumayla giden padişahı bile görmedi İstanbul.
Yasaları kevgire çevirdiler.
Umrede bile hiç kimseye uygulanmayan yüzlerce Suudi polisi koruması ile korunması korkunun nerelere kadar vardığını göstermektedir.
Bir yıl önce kendi oylarıyla kabul edilen yasaları bir yıl sonra kaldıran bir iktidar örneği yoktur.
Kendi verdikleri 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Araştırma kararını yine kendi oylarıyla soruşturmama kararı ile veren iktidar örneği de yoktur.
Halkı bu kadar saf ve cahil gören bir yönetimin dünyada eşi benzeri olamaz.
Dış basında ve siyasi çevrelerde Türkiye’nin hızla bir dikta rejimine yöneldiği, her alanda AKP yandaşlarının yolsuzluklarının soruşturulmadığı bir ülke durumuna getirildiği açıkça vurgulanmaktadır.
İç barış ortadan kaldırılmış, sadece doğuda ve güneydoğuda değil batıda da ülke PKK’nın neredeyse otonom hükümranlığına teslim edildiği görüntüsündedir.
TSK etkisizleştirilmiş, polis sadece hak arayan sendikacılara, iktidara biat etmeyen gazetecilere, çağdaş bir Türkiye’den yana olan gençleri baskıyla susturmakla görevlendirilmiştir.
12 Yaşındaki çocuklar RTE’yi eleştirdi diye tutuklanmaktadır.
Medya nerdeyse tamamı iktidara teslim olmuş durumdadır.
Bir olayda sekiz gazete aynı manşetlerle çıkması Türkiye’de basının en tepeden tek merkezden yönetildiğini kanıtlamaktadır.
Türkiye, hızlı bir çürüme evresinden geçmekte, toplum her türlü baskıyla korkutularak bir çözülme süreci dayatmasıyla karşı karşıyadır.
Türk Devleti, Süleyman Şah Türbesini koruyamamanın acizliği içinde cumhuriyetin kuruluşundan beri ilk ricat utancını zafer diye sunmaya çalışmaktadır.
TSK’nin üst kademesinin AKP’lileştirilmiş, birlikte sundukları şovlarla halk aldatılmaya çalışılmaktadır.
Türkiye bugün şiddetli bir çürüme evresinden geçmektedir.
Bunun sonucunda toplum korkutularak ulusça çözülme süreci başlatılmak istenmektedir.
Bu çözülmeyi çözüm süreciyle tamamlama çalışmaları yapılmaktadır.
MHP’nin gerektiğinde yedek lastik olma gereksinimi AKP’ye yetmemektedir.
Öcalan bunca cinayetlerinden sonra affedilecek. Karşılığında BDP meclis dışı kalacak, AKP’nin Anayasayı değiştirecek sayıya ulaşması sağlanacak.
Bunun adı barış diye dayatılmakta.
Eğer gerçekleşirse; AKP 17 Aralık kâbusundan kurtulur.
RTE, çakma padişah olur
Reklamcı hatunlar harem cariyesi
Artist Sırrı, saray mabeyincisi
Jöleli oğlan vekilharç
Apo, veziri azam
Türk halkı ümmet
Kürt Memmet
Nöbete devam et!
Çözümün getireceği sonuç budur.
Eğer tutarsa…
Tutmazsa?
Yandı gülüm keten helva!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.