ÇÖKÜŞE DİRENMEK

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
ÇÖKÜŞE DİRENMEK

Rize’de AKP Belediye Başkanı şehir meydanındaki Atatürk Heykelini kaldırarak, yerine çay bardağı dikecekmiş.
İstanbul Fatih Belediyesi de Atatürk heykelini kaldırma hazırlığında olduğu duyurulmakta.
AKP her fırsatta Laik Cumhuriyete, Atatürk Devrimlerine, Kurtuluş Savaşı kazanımlarına karşı fırsatını ve ortamını bulduğunda gizli emellerini ortaya koymaktan çekinmiyor.
Ne gibi hesaplaşması olabilir?
Vatanseverlik değil, eşitlik, insan hakları hiç değil.
Eğer Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşını kazanmasaydı Karadeniz Bölgesinde Pontus Rum Devleti kurulacaktı.
Fatih semti ve İstanbul; İngiliz, Fransız, İtalya ve Rum askerlerinin işgalinden yine Atatürk’ün kumandasındaki Türk Ordusu sayesinde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisine alınmıştı.
Karakteri bağımsızlık olan Mustafa Kemal’in hediye ettiği Bağımsız Türkiye Cumhuriyetinden gocunmalarının altında yatan geçmişleri, atalarından kalan intikam duyguları olabilir.
AKP ve lider kadrosunun Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine karşı bir karşı devrim hareketi olarak örgütlendirildiği doksanlı yıllarda RTE’nin ABD ilişkilerinden sonra hız kazanması rastlantı değildir.
CİA eğitiminden geçerken Siirt konuşmasında, Laik, Atatürk Cumhuriyetine karşı başlatılan savaşın çağrısını Ziya Gökalp’ın şiirini çarpıtarak yapıyordu:
”Minareler süngü kubbeler miğfer 
Camiler kışlamız müminler asker “
Diye nara attığı şehir Sevr dayatmasıyla bir Kürt devleti olacaktı.
Kurtuluş Savaşı bitiminde İngiliz desteğindeki Şeyh Sait isyanı Türk bağımsızlığını ve cumhuriyetin getireceği çağdaşlığa karşı başlatılan ihanetin başlangıcıydı.
Asıl amaç ise Türkiye’nin mazlum ülkelere model ülke olmasının önünü kesmekti.
Emperyalizm ve onların pusudaki beslemeleri yakaladıkları ilk fırsatta her döneme uygun maskelerini takıyor, çıkarları ne gerektiriyorsa o kapsamda ortaya çıkıyor, toplumun cahil kesimini de arkalarına takarak tahribatlarına son hızla devam ediyorlar.
Artık tüm dünya biliyor ki; AKP bir siyasi parti değil, bir proje ürünü besleme bir oluşumdur.
Kuruluş amacı, Laik Türkiye Cumhuriyet’ini emperyalizmin istediği doğrultuda ”Siyasal İslam” görünümünde bir ihanet yığınları olarak”Karşı Devrim” projesini gerçekleştirmekti.
Emperyalizmin büyük reisi ABD, rakipsiz kalmış sömürgeciliğin 21.Yüzyıl diliminde kurmak istediği ”Yeni Dünya Düzeni” ile Ortadoğu’nun ve Kuzey Afrika’nın zenginlik kaynaklarına doğrudan el koyma zorbalığına Laik, Atatürk Türkiye’sini yanına alamayacağını bildiği için Eşbaşkanı apoleti ile atadığı RTE’nı görevlendirmişti.
Besleme iktidarın, savunucuları da beslemelerden oluşturuldu.
Önce besleme taşra inşaat taşeronlarının önü açılarak, devlet ihaleleri parti ileri gelenlerine rüşvet karşılığı verildi.
Dönek Marksist yeni liberaller, gazeteci kimliğinde besleme basının, TRT’nin başköşelerine yerleştirerek işsiz-amaçsız tatlı su entellerini AKP saflarında savaşmaya ikna ettiler.
Onlar eskiden olduğu gibi polis takibinden, sorgulanmaktan, işsiz bırakılmaktan kurtulacaklardı.
O zaman devrim için savaşıyorlardı.
Devrim dönemi bittiğine göre, Siyasal İslam saflarında artık intikam için savaşacaklardı.
Üstelik bu işte para da vardı itibarda
Cemaat medyasında bile itibarlı, bol kazançlı köşelerde, Kemalizm’e, Laik Cumhuriyet’e kafa tutuyorlar, hakaret edebiliyorlardı.
Ordu ayıklanmış, önemli makamlar cemaate ve iktidara teslim olmuş kişilere bırakılmıştı.
Orduya yapılan haksız, ahlaksız, hain saldırılara ordu kademelerinden bile gerekli tavır konmamıştı.
Baktılar ki her kesim sarı öküzleri birer birer teslim ediyor, kıyımı daha geniş kesime götürdüler.
Vererek kurtulacağını sananlar, sıranın kendilerine geleceğini düşünemediler.
Genel Kurmay Başkanını bile terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanınca iş işten geçmişti.
Muhtar bile olamayacak birini devletin başına bela edenler, halen siyaset sahnesinde umut olabiliyorsa, bazıları halen kafalarını kumdan çıkarmamışlar demektir.
Gaziler iki yıl önce PKK’yı protesto için yürüyüş yapmak istediler, ama RTE yönetimi yürüyüşe izin vermediler.
Ne Hisarcıklıoğlu, ne de diğer sermeye grupları tek kelime etmediler, ama RTE emredince kesenin ağzını açıp terörü telin mitingi düzenleyerek, çöküş sürecine giren AKP’ye destek vermeye çalıştılar.
Yarın AKP, onlara gereksinim duymazsa cemaate, PKK’ya, dönek Marksistlere yaptığını korkak sermayeye de yapacaktır.
Bu nazlı, narin ve korkak sermaye bilmelidir ki; Türkiye’de rejim yıkılırsa o yıkıntının altında onlar da kalacaktır.
AKP, çöküştedir ve çökecektir.
Bu çöküşü görmeyenler, hırslarına tutsak olanlar, korkuya esir olanlar bu ülkeye yazık ederler.
Tehdit ve zorbalığa arka çıkmak insanlık suçudur.


”Korkaklar çok kez ölür ama cesurlar bir kez ölür.”

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.