ÇOK CİDDİ GÜNLER YAŞIYORUZ

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye 12 Haziran’da yeni parlamentosunu seçecek.
Çok partili demokrasiye geçtiğimizden bu yana hep bir şölen haline dönüşen, bazı krizli dönemler dışında (örneğin 1977) genellikle halkın siyasete dört yılda bir de olsa katılımının sevinçle karşılandığı seçim kampanyalarına benzemeyen bir kampanya yaşıyoruz.
Sert miting söylemleri, gizlice kayda alınmış kasetler ve her türden propaganda yanıltmaları seçmenleri kazanma adına kullanılıyor.
Belden aşağı vuruşlar da demokrasimizin kalitesi açısından herhalde çok olumlu değil.

Benim bütün bu hengâme arasında değinmek istediğim konu başka.
Sistemin içindeki siyasi partiler ve liderler sert söylemlerine karşın sonuçta yine sistemin içinde bir hedefe kilitlenmiş durumdalar.
İktidar olmak veya en iyi sonucu almak istiyorlar.
Ne yazık ki bunu artık tümüyle terörle özdeşleşen siyasi Kürtçülük/bölücülük için söylemek kesinlikle mümkün değil.
Kürtçü siyasi partinin liderlerinden birinin ifadesine göre yakında “kendi anavatanları olan Kürdistan’da özgürce yaşayacakları günler”(!) gelecekmiş.
Bağımsız milletvekili adaylarının söylemi hep bu minval üzre.
Bu söylem, mevcut anayasal düzenimizden yararlanarak adeta bölücülüğü meşrulaştırma çabası değil midir?
Bu yurdun topraklarında yaşayan her kimse eşit yurttaştır; bu eşitlikte arıza varsa özellikle işte, aşta, sağlıkta, eğitimde, insanca ve hakça bir yaşam ortamında bu arızalar giderilebilir.
Ortak vatanımızda daha iyi bir düzende yaşamak yine kendi ellerimizde.
Bilmem televizyon ekranlarında gördünüz mü?
Güvenlik güçlerimize silahla karşı koyan teröristlerin dağda cenazelerini aramak üzere insanlar mobilize edilmiş, onlarca kişi dağlara, tepelere çıkıyor.
Bir yandan da silah sesleri duyuluyor, çünkü Mehmetçik halen çatışmada.
Bakıyorsunuz, Atatürk’ün heykeline çıkıp başına İmralı’daki caninin resmini koyuyorlar.
Fazla da bir tepki görmüyorlar polisimizden.
Her gün belli illerde ve ilçelerde polise saldırıyorlar, Molotof kokteylleri, havai fişekler, toz duman, ortalığı karıştırıyorlar.
Bereket güvenlik güçlerimiz daha fazla velveleye yol açacak bir davranış sergilemiyor.
Çünkü anarşiyi yaratanlar istismar edilecek tavırlardan çok hoşlanırlar, ki ortalık daha da karışsın.
Şimdi bu iş artık farklı bir noktaya ilerlemekte; başımızı kuma gömmenin anlamı yok.
Bölücülük, Türkiye’de meşru zemini kullanarak, sözde kültürel haklar edineceğim diye Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısını hedef almıştır.
Üstelik de bazı çevreler tarafından da neredeyse hoş karşılanır olmuştur.
Gözü, Güneydoğu Anadolu illerinde değil, Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, hatta tüm Türkiye’yi ele geçirmededir.

Diyeceksiniz ki, devletimiz güçlüdür, buna izin vermez.
Yenilenecek bir anayasada eğer “demokratikleşiyoruz” diye etnik bölünmeye az bir ödün verilecek olursa tüpten çıkan macunu geri sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Umarım, içinden geçtiğimiz bu seçim dönemi ve sonrası tüm halkımız ve demokrasimiz için hayırlı sonuçlar verir ve ülkemizin bütünlüğüne halel getirilmez.
Halkımızın beklentisi budur.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.