ÇOCUKLARIMIZ VE GELECEKLERİ!

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Biz insanlar; Aslında ne kadar pasif hayatlar yaşıyoruz.(bir bilebilsek!) Yaşamımızda, sanata ve spora adeta değer vermeyen bir toplumun esiri olmuş gibi hissediyorum kendimi bazen”. İlkokuldan başlayıp lise sıralarına kadar sıradan (gereksiz) birer dersmiş gibi empoze edilen resim, müzik ve beden eğitimi dersleri aslında hayatımıza yön veren, ruhumuzu arındıran yollardan sadece bir kaçı.
Ne yazık ki öncelikle sadece altın bileziğimiz olması gerektiğini savunan anne-babalar hâkim etrafımızda. Ya da eskidende mi öyleydi? Açıkçası emin değilim, bilemiyorum çünkü çok eskiyi bilebilmem için sağlıklı yazılmış tarih kitaplarınıda bulmakta zorlanıyorum, ya da eskiyi bana saptırmadan anlatacak insanlar kalmadı çevremde. Hani sözüm ona çok kullandığımz bir söz vardır ‘Bırakın bu konuları Tarihçilere diye! Ama kendime sormadan edemiyorum yine de; Hangi tarih ve hangi tarihçiye?

Artık birçok okulda, çocukları spor ve sanata yönlendirmek için verilen oldukça cazip burs olanakları mevcut. Bu da gerçekten bu alana verilen önemin arttıgını gösteren çok iyi bir olgu. Çünkü ”sanı” dediğimiz bir şey vardır ve aslında her şey sanmakla başlar!
Biz çocuklarımızı eğitirken, onları(sözüm ona)çok iyi mesleklere yönlendiriyoruz, Avukat olun, Doktor olun, Mühendis olun diyoruz ya hani, belki de gelecekleri için yanlış sanılarla hareket ediyor ve onların gerçek yetilerinin neler olduğuna dikkat etmiyoruz. Aslında yinede bu sanıları değiştirmek için bize fırsat veren kurumlar okullarımızdır.
Hiç düşündünüz mü acaba? Bedensel özürlü bir çocuğun kendini kanıtlamak istediği alanlar olabiliyor sanat ve spor faaliyetleri bazen. Ve küçüğünden büyüğüne kadar herkes, stresini spor salonlarında ter atarak bırakabiliyor, ya da bir kemanın büyüleyici tınısında unutabiliyor kendini ve tamamen dinlenik olarak hayata yeniden dönebiliyor!
Ben, buradan; çocuklarına şans vermekte geç kalmış ailelere ve nihayet onları ödüllendirmeyi kendilerine vazife edinmiş kurumlara seslenmek istiyorum.
Ne olur üstünde titrediğiniz çocuklarınızın yeteneklerini erkenden keşfedin ve onları yetenekleri doğrultusunda eğitin, bu ülke ancak bu şekilde karanlıklardan kurtulabilir. Ve ayrıca çocuklarınızı anne ve baba sevgisinden yoksun bırakmayın, her ne durumda olursanız olun, sevin onları. Ve olabildiğince sevginizi esirgemeyin onlardan ki! Yarınlarda çocukların şiddetten uzak bir şekilde büyümelerini sağlayın. Çünkü sevgi şiddeti yok eder!
Çocuklarımızın daha sağlıklı bir geleceğe adım atabilmesi için, kaskatı kuralları olan eğitim sistemi içinde nefes almaları gerektiğini bilmeli okullar. Öğretmenler ve okul idarecileri. Ve hatta eğitime en üst düzeyde zemin hazırlayanlar! Bu da ancak, farkındalık ve karşılıkı yeterli destek ile mümkün olabilir.
Anne- babalar, çocuklar için en önemli kişilerdir. Çocuklar okul çağına gelinceye kadar ebeveynlerine sonsuz ve sarsılmaz bir güven duyarlar. ”Annem ve babam ne derse iyi ve doğrudur.” diye.
Okul çağından itibaren, çocuklar, daha çok çevrenin etkisinde kalırlar. Çocuklar, ahlaki gelişim ve davranışlarında hep anne ve babalarının hal ve hareketlerini örnek alırlar. Başlangıçta çocuklar hemen-hemen hiç eleştiri yapmadan anne ve babaya bağımlıdırlar. Ebeveynlerin söz ve davranışları onların gelişimini etkiler.
Ancak bu, ebeveynlerin kusursuz kişiler olmaları anlamına gelmez! Ebeveynlerin güçlü yanları, güvenilir kişiliklerinde ve yaptıkları hatalardan ders çıkaracak yeteneğe sahip olmalarında yatmaktadır. Anne-babaların çocuk yetiştirme konusunda karşılaşacakları sorunların üzerine gitmeleri ve sabırlı olmaları gerekir.
Gelişim ve yeniliklere açık olmak her zaman olumlu bir tutumdur. Eğitim konusunda kendini yenileme anne-babadan başlar. Başarılı çocuk yetiştirme sonradan öğrenilebilecek bir yetenektir.
Sadece tutabileceğinizden emin olduğunuz konularda söz veriniz ve sözünüzü de bahane bulmadan yerine getiriniz. Çocuğunuzun davranışları karşısında duygusal açıdan neler hissetiğinizi ve tepkinizi ona anlatınız. (”Ben-mesajı”).
Çocuğunuzun şu an ki yaşı ile o yaşlardaki kendi yaşam deneyimleriniz arasında bağlantı kurunuz (”Çocuğumun yaşındayken ben nasıl davranıyordum? diye”).
Gerektiğinde ebeveyn olarak otoritenizi ve sorumluluk (kesin kurallar) yetkinizi kullanınız. Hata ve yanlışlardan ders çıkarmayı deneyiniz.
İyi bir çocuk yetiştirmeyi hedefleyiniz ve bu hedefe uygun şekilde davranınız. Pozitif eğitim hedefleri formüle ediniz ve buna uygun girişimlerde bulununuz.
Tartışmalı konularda ve çocukların otoriter tavırları karşısında kendi görüşünüzü savunmanız çoğu zaman zor olabilir. Konumunuzu tekrar gözden geçirdikten sonra, eğer doğru hareket ettiğinizden eminseniz, kesinlikle biraz da olsa alttan almayınız. Herhangi bir sorun karşısında yılmadığınızı (kararlılığınızı) kanıtlarsanız, bir sonraki durumda işiniz daha kolay olacaktır diyor, sağlıklı ve iyi bir iletişim dilerken bu yazının oluşmasında düşünceleri ve eleitirilerini esirgemeyen sevgili öğrencim Işıl Çelikel’e atfediyorum.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.